Maden, Kimya ve Enerji Sanayi Sendikası İG BCE, kimya tekeli BASF'ın fabrikalarını kapatıp binlerce çalışanını işsiz bırakmasını ve Çin'de 10 milyar euro yatırımla yeni fabrika kurmak istemesini sert şekilde eleştirdi.

BASF, fabrikalarını kapatma kararı aldı: Binlerce çalışan işsiz kalacak
Fotoğraf: Depophotos

BirGün/ALMANYA

Dünyanın en büyük kimya devlerinden BASF, bin 700'ü Almanya'da olmak üzere fabrikalarından 2 bin 600 çalışanın işine son vermek istiyor. Kimya tekelinin Ludwigshafen'de birden fazla fabrikasını kapatmak istediği ve üretim dışında da 3 500 kişiyi işten çıkarmayı planladığı öğrenildi.

BASF, Almanya'da küçülme kararını enerji krizi nedeniyle aldığını duyurdu. BASF, Avrupa'da artan enerji maliyetleri ve yavaşlayan ekonomi nedeniyle bir kemer sıkma programı başlattığını, 2024 yılından itibaren üretim dışında yılda 500 milyon euro tasarruf etmek istediğini belirtti. Bu amaçla BASF, sadece Ludwigshafen'deki ana fabrikada 700 kişinin işine mal olacak iki amonyak tesisi ve gübre fabrikaları da dahil olmak üzere bir dizi fabrikayı kapatmak istiyor. Şirket bundan böyle ürün talebini Belçika'nın Antwerp kentinden karşılamayı amaçlıyor.

BASF ayrıca Ludwigshafen'da plastik TDI için oldukça yeni bir üretim kompleksini de "yeterince kullanılmadığı" için kapatıp bu talebi de ABD ve Asya'dan karşılamak istiyor.

Şirketin CEO'su Martin Brudermüller, Ukrayna savaşı nedeniyle daha az ürün sattılarını, maliyetlerin hat safhaya çıktığını, 2015 yılının üçte biri oranında ticaret yapabildiklerini söyledi. Brudermüller, Avrupa'daki üretim maaliyetlerinin yanısıra özellikle yavaş ve bürokratik işleyişin karlılık oranı ve rekabeti engellediğini, yeni yapılanmanın 2026 yılından itibaren yılda 200 milyon euro tasarruf anlamına geldiğini belirtti. Yönetimin planına göre Ludwigshafen'da yaklaşık 700 üretim işi kaybedilecek. BASF, etkilenenlerin çoğuna diğer tesislerde çalıştırmayı umuyor. Yarısı Ludwigshafen'deki merkezde olmak üzere, üretim dışında da 3 bin 500 kişi daha işten çıkarılacak. Bu durum, merkez olarak adlandırılan yerlerde planlanan 900 ek istihdamla tezat oluşturuyor.

Buna karşılık şirket, özellikle talebin arttığını gördüğü Asya'da büyüme planları yapıyor. Örneğin geçtiğimiz yaz BASF, Çin'in güneyinde, Ludwigshafen'daki fabrikayı model alan büyük bir tesise on milyar avro yatırım yapma kararı aldı.
Daha önce BASF yönetim kurulunda Avrupa bölgesinden sorumlu olan yönetici Saori Dubourg'un Çin'deki genişlemeye karşı oy kullandığı, ancak bunun Dubourg'u yönetim kurulunda büyük ölçüde yalnız bıraktığı ileri sürüldü. Çarşamba günü BASF, üst düzey yöneticinin BASF'de geçirdiği 26 yılın ardından Şubat ayı sonunda şirketten ayrılacağını duyurdu.

"İYİ BİR KONSEPT DEĞİL"

Sendika lideri Vassiliadis de BASF'nin Çin işindeki jeopolitik riskleri hafife almaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Maden, Kimya ve Enerji Sanayi Sendikası (IG BCE) Başkanı ve BASF Denetleme Kurulu üyesi Michael Vassiliadis, tesisleri sökmenin ve istihdamı azaltmanın, dünyanın en büyük kimya tesisinin başarılı bir geleceği için iyi bir konsept olamayacağını da söyledi. Vassiliadis, sektördeki geri dönüşün "maliyet balyozu'yla değil, yenilikler ve yatırımlarla başarılı olabileceğini de belirtti.

IG BCE Ludwigshafen Bölge Başkanı Gunther Kollmuss da gelecekle ilgili endişeler olduğunu söyledi. BASF'nin kaliye elemanlara ihtiyacı olduğunu savunan Kollmuss, şirketin önümüzdeki birkaç yıl içinde çalışanlarını yeni görevlere uygun hale getirmek için acilen ileri düzeyde mesleki eğitime yatırım yapması gerektiğini, ayrıca krizin sürdürülebilir ürün ve süreçlere yatırım yapma fırsatı sunduğunu söyledi. İşçi temsilcileri yeni yapılanmanın geleceği yönelik bir plan olamayacağını belirterek iklim dostu teknolojiler için daha fazla para ayrılmasını istediler.