Basın Kanunu’nda değişiklik yapan torba tekliften RTÜK ve BTK’ye resmi ilanlarda söz sahibi olma hakkı, İletişim Başkanlığı’na basın kartı dağıtma konusunda geniş yetki ve soyut gerekçelerle basın kartı iptali çıktı.

Basına darbe düzenlemesi
Depophotos

Politika Servisi

AKP ve MHP’nin uzun süredir çalışmalarını sürdürdüğü Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi, gazetecileri soyut gerekçelerle cezalandırılmasına olanak sağlayacak. Basın kartlarına yönelik yeni zorlayıcı hükümler de içeren düzenlemeyle ilgili resmi ilanları dağıtmakla görevli Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na BTK ve RTÜK’ten temsilcilerin atanması da hüküm altına alınıyor.

Cumhur İttifakı’nın önceki gün TBMM Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifine göre, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı yeni bir suç oluşturuldu. Somut olmayan gerekçelerle gazetecilerin cezaevine gönderilmesine yol açacak düzenlemede, “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilen ceza yarı oranında artırılır” ifadelerine yer verildi.

BARIŞA KARŞI SUÇ HÜKMÜ

Basın kartına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi konusunda da yeni düzenlemeler var. Basın Kartı alabilecek kişilerde aranan şartlar arasına, “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’a karşı hüküm giymemiş olmak” hükmü eklendi. Teklifle ayrıca basın kartı talep edebilmek iftira, görevi kötüye kullanma, kamu barışına karşı suçlar ile devlet sırlarına karşı suçlardan hüküm giymiş olmama ve basın ahlak esaslarına aykırı davranışlarda bulunmama şartları aranacak. Basın kartı taşırken bu suçlardan hüküm giyenler kart hakkını kaybedecek. Basın kartı alabilecek kişiler listesine, Cumhurbaşkanı kararıyla tespit edilecek, medya alanında faaliyet gösteren dernek ve vakıf yöneticileri de eklenecek.

Basın kartı verme, iptal etme yetkilerine sahip olan basın kartı komisyonunun yapısında da değişiklik yapılıyor. Toplam dokuz üyeden oluşacak komisyonun basın kartı konusunda aldığı kararlar, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un onaylamaması durumunda yürürlüğe giremeyecek.

Basın Kanunu’na “Yönetmelik” başlığı altında bir madde de ekleniyor. Ek madde ile basın kartlarının şekli, medya kuruluşlarında aranacak şartlar, kontenjanlar, Basın Kartı Komisyonu üyelerinin belirlenmesi, çalışma ve karar alma usulleri, başvuru türleri ile başvuruda istenilecek belgelerin İletişim Başkanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükmü getirildi.

İÇERİK KALDIRMA YETKİSİ

Basın İlan Kurumu Genel Kurul üye sayısı da 36’dan 42’ye yükselecek. Genel Kurul üyeleri arasına, RTÜK’ten ve BTK’den birer üye eklendi. Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen 12 üye sayısı, 14’e yükseldi. Ayrıca resmi ilan alan internet sitelerinden de iki temsilci, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu listesine eklenecek.

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a da yeni bir madde ekleniyor. Buna göre, “MİT görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan ve bunları yok eden” ve “MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananların” ürettikleri içerikler kaldırılacak.

AKP ve MHP tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun teklifine, muhalefet temsilcileri ve basın meslek örgütlerinden tepki geldi.

İktidarın teklifini, parlamentoyu feshederek tek adam rejimini sürdüren 2’nci Abdülhamit dönemine benzeten CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Tayyip Erdoğan ve saray rejimi, 2. Abdülhamit’in ve darbe rejimlerinin, cuntaların, andıçlarla basın kuruluşlarını dizayn etmeye çalışan 28 Şubatçıların peşinden gitmektedir. Teklifin Anayasaya açık aykırı olan maddeleri, iktidarın muhalif siyasetçiler, gazeteciler ve sosyal medya kullanıcıları arasında bir cadı avı başlatmasına neden olacaktır. Dezenformasyonla bu yöntemlerle mücadele edilmez” dedi.

“Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şeklinde oluşturulan yeni suç türünün kabul edilemeyeceğini bildiren Özel, kanun teklifi hakkında şu değerlendirmeleri yaptı:

“Bu düzenleme, basın ve ifade özgürlüğü bakımından ciddi sakıncalar içermektedir. Halen iktidarda hakikatle bağını tamamen koparmış bir ittifak bulunmaktadır. İktidarda hakikatle bağını koparmış bir ittifak olunca gerçeğin tanımını, gerçeğe aykırı bilginin tanımını kimin yaptığı önem kazanmaktadır. Söylenmemiş bir sözden darbe paranoyası, hukuka uygun ifadelerden ‘tehdit’ çıkaran bir siyasi iktidarın elinde gerçek tanımının anlamını yitireceği ve siyasi iktidarın güdümünde şekil değiştireceği aşikardır.”

BU GİRİŞİMİ REDDEDİYORUZ

Basın meslek örgütleri tarafından yapılan açıklamada ise “Gazeteciler ve basın örgütlerinin görüşlerini içermeyen hiçbir yasa, dezenformasyona çare olamaz” denildi. TGS, Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Ulusal Komitesi, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Basın Konseyi ve Haber-Sen tarafından yapılan ortak açıklamada, “Teklifte “dezenformasyon,” “yalan haber,” “asılsız bilgi” ve “tahrif edilmiş bilgi” gibi kavramlar hukuki bir tanım yapılmaksızın kullanılmaktadır. “Güvenlik,” “kamu düzeni” ve “kamu barışı” gibi, gazetecilere karşı adli taciz davalarında sıkça başvurulan muğlak kavramlara dayanılarak mahkemelere yeni bir suç işaret edilmektedir. Böyle bir yaklaşım, yasaları, bağımsızlığını yitirmiş olan yargı sistemi tarafından suiistimale açık hale getirmektedir. Bu girişimi reddediyoruz” ifadeleri kullanıldı.