AB Zirvesi'nden çıkan tarihi karar sonrası Türk basını sonucu "zafer" havasında verirken, Rum basını kendileri için "fiyasko" olarak niteledi. Dünya basını da olaya geniş yer ayırdı.

AB Zirvesi'nden çıkan tarihi karar sonrası Türk basını sonucu "zafer" havasında verirken, Rum basını kendileri için "fiyasko" olarak niteledi. Dünya basını da olaya geniş yer ayırdı. Türkiye'nin 2 Ekim 2005'i müzakere tarihi olarak aldığı zirve sonra Türkiye'de tüm gazetelerde manşetten görüldü. Çoğu gazete durumu bir "zafer" olarak değerlendirirken, az sayıda gazete sonuca "temkinli" yaklaştı. Hürriyet "Başardık", Milliyet "Biz De Varız", Radikal "Kolay Gelsin Türkiye" başlıklarını atarken, Sabah'ın AB liderlerinin toplu fotoğrafı, AB bayrağı ve fonda cami minaresi fotoğrafıyla yayınladığı manşet "Avrupa İhtilali" oldu. Posta "Büyüksün Türkiye", Vatan "Bambaşka Bir Dönem", Akşam "Yeni Bir Dünya", Star-70 Milyon Coşku", Dünden Bugüne Tercüman ise "Yeni Yıldız" manşetlerini kullandı. Yeni Şafak manşet olarak "Başardık", Vakit "Hayırlısı Olsun" derken, Zaman "Yeni Avrupa, Yeni Türkiye" manşetini, "Ankara, Brüksel'den istediğini büyük ölçüde elde etti" alt başlığıyla tamamladı.

Cumhuriyet ise tarihi zirveyi "Kıbrıs'a Karşılık Tarih-Kıbrıs Dayatmasını Kabullenen Başbakan, Ucu Açık Tarihle Avundu" şeklinde görürken, Evrensel "Zirve Başbakan Erdoğan'ın Üstüne Çöktü" başlığını kullandı. Ülkede Özgür Gündem Gazetesi ise "Tribüne oynadılar" manşetini attı. Milliyetçi çizgideki, Yeni Çağ "Satışımız toptandır. Tayyip Kıbrıs'ı feda etti" manşetini atarken, Milli Görüş'ün gazetesi olan Milli Gazete ise "2'nci Sevr Görüşmeleri 3 Ekim 2005'te" manşetiyle en sert eleştiriyi yaptı.

 

RUM BASINI: BAŞARISIZ OLDUK

Kıbrıs Rum basını, zirve sonucunu Rum yönetimi açısından başarısızlık olarak nitelendirdi. "Fatih Erdoğan" başlığını kullanan Simerini, şu yorumu yaptı: "Erdoğan Ankara'ya zafer kazanmış olarak dönmek için her türlü hakka sahiptir. 5 yüzyıl önce, o zamanki çağdaş dünyanın kapılarından muzaffer olarak geçen Fatih Sultan Mehmet sıfatını kazandı." Simerini gazetesi, "Tasos Blair'e patladı. 'Kıbrıs'-İngiltere ilişkileri sınır noktasında" başlığıyla verdiği haberinde, Brüksel'de hararetli müzakereler sırasında Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos ile İngiltere Başbakanı Tony Blair'in "ağız dalaşı" yaptıklarını, bu nedenle Güney Kıbrıs ile İngiltere ilişkilerinin artık sınır noktasında bulunduğunu yazdı. Alithia gazetesi de, "İhanete uğradık" başlığıyla verdiği haberini,"Türkiye'ye 'evet' dedik ve söz aldık. Protokolün imzalanması anlaşma koşulu altında" ifadesini kullandı.

 

Brüksel Zirvesi Avrupa basınında da manşetlerde yer aldı. Avrupa basınında Türkiye ile tartışmalar daha çok üyeliğin Avrupa Birliği'ne ne kazandıracağı ve kaybettireceği üzerinde yoğunlaştı. Almanya'da yayımlanan Südddeutsche Zeitung gazetesi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin üyeliğinin getireceği fırsatların alınan risklere ağır basacağını yazdı. Fransız Liberation gazetesi ise, Türkiye'nin üyeliğinin AB için büyük riskler içerdiğini savundu. Gazete, "Ama bu riskin alınması gerekiyor. Laik, genç, başarıya susamış, askeri açıdan güçlü ve AB için en büyük tehdit kaynağı bölgelerinden birine aşina bir Türkiye'nin üyeliği alınması, Avrupa'yı güçlendirir" görüşünü dile getirdi. Avusturya'da yayımlanan Die Presse de, ekonomik anlamda Türkiye'nin üyeliğinin içerdiği risklerin, fırsatları gölgede bırakacağını belirtti. İngiliz Guardian gazetesiyse, "AB'nin Türkiye'ye elini gönülsüz uzatıyor" başlığını taşıyan yazısında, "AB, Türkiye konusunda iki ana gruba ayrılmış durumda.. Türkiye'ye gönülsüz olarak destek veren ülkelerin, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun 6 kurucu üyesi olması dikkat çekiyor. Bu tutumlarında ekonomilerinin kötüye gitmesi ve topraklarında çok fazla Müslüman nüfus barındırması rol oynuyor" görüşünü dile getirdi. Amerikan New York Times gazetesi de, Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerinin uzun ve zor bir süreç olacağını yazdı.