Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) yönelik ülke genelinde “KCK” adı altında 16 ilde yapılan operasyonlar...

ESRA KOÇAK - ANKARA

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) yönelik ülke genelinde “KCK” adı altında 16 ilde yapılan operasyonlar sonucu gözaltına alınan, aralarında Genel Başkan Lami Özgen’in de bulunduğu 71 sendikacı dün Ankara Adliyesi’ne çıkarıldı.

Gözaltına alınan sendikacılarla dayanışmak amacıyla Türkiye’nin dört bir tarafından KESK’li Ankara adliyesi önünde buluştu. Adliye önünü demokrasi şölenine çevirmek için Türkiye'nin dört bir yanından gelen KESK üyelerini, birçok siyasi parti ve demokratik kitle örgütü de yalnız bırakmadı. KESK’in mücadelesinde yalnız olmadığını ifade eden emek güçleri de adliye önündeydi.

ÇOK SAYIDA VEKİL DESTEK VERDİ
Adliye önünde sendikacıları karşılayan KESK’liler “işte sendika, işte KESK”, “baskılar bizi yıldıramaz”, “devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganları attı.

KESK’lileri CHP Milletvekilleri Musa Çam, Sezgin Tanrıkulu, Hüseyin Aygün, Veli Ağababa, Süleyman Çelebi, BDP Milletvekili Pervin Buladan, BDP Eşbaşakan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, ÖDP Eşbaşkanı Alper Taş, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı yalnız bırakmadı.

TOMBUL: AKP GERÇEKTEN USTA OLDU
Burada bir basın açıklaması yapan KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, AKP hükümetinin 12 Eylül zihniyetinden farkının olmadığını her tutuklamada her baskında bir kez daha gösterdiğini belirtirken “Gerçekleri çarpıtma konusunda çıraklıktan ustalığa geçenler, “12 Eylülle hesaplaşacağız”, “temel hak ve özgürlükler genişleten anayasa yapacağız, yargı paketleri hazırlayacağız” safsatalarına inanmamızı bekliyor. Oysa gerçekler gün gibi ortada” dedi.

'ASIL SUÇU SİZ İŞLİYORSUNUZ'
KESK’in tüm Türkiye’ye yayılmış, sadece üyelerinin değil emek ve demokrasiden yana olan herkesin mücadele örgütü olduğuna değinen Tombul sözlerine şöyle devam etti: “İşte bu nedenle; KESK’in kararlı mücadelesinden ürken, Başbakan ve hükümet üyeleri her eylemimizde KESK’i hedef gösteren açıklamalar yapmaktan geri durmuyor. Üzerimizde yarattıkları baskılara bizi sindireceklerini sananlara buradan bir kez daha sesleniyoruz. Sendikal haklar kapsamında yaptığımız faaliyetleri sorgulamakla asıl suçu siz işliyorsunuz.”

“Utanç verici sorgulamalarınızla, iddianamelerinizle suç işliyorsunuz” diyerek hükümete seslenen Tombul, KESK’i susturmaya çalışanlara karşı dimdik ayakta olacaklarının çağrısını yaptı.

Basın açıklamasının ardından KESK’lilerin adliye önündeki bekleyişleri devam etti.

KİM NE DEDİ?
»Alper Taş(ÖDP Eşbaşkanı): KESK mücadelesinin iki ana temeli var birincisi sendika hakkı insanca çalışma hakkı ikincisi Kürt sorununun çözümü. Kürt sorunun ve savaş politikalarının yükseldiği durumda bunun bedelini KESK’e ödetmeye çalışıyorlar.  Bunlardan kaynaklı siyasal iktidar KESK’i KCK gibi operasyonlarla susturmaya çalışıyor ancak başarılı olamayacağı aşikardır.

- Süleyman Çelebi(CHP İstanbul Milletvekili):  Şuanda Türkiye de tam bir faşizm uygulanıyor ve yarı açık cezaevine dönüştürülmüş durumda. Yalnız içeri alınan değil dışarıda da insanlar özgür değil özgürlüğünü kullanılanlar ise daha ağır cezalar uğruyor ve tecrit uygulamaları yapılıyor hapishanelere atılıyor.  Türkiye de hukukun olmadığını hukukun bittiğini başka bir hukukun egemen olduğunu en başından beri söyledik, söylüyoruz. Bu operasyonlar gündem değiştirmeye yöneliktir. Burada artık farklı siyasal tercihlerde bulunanlar bu noktada ortak mücadeleyi bütünleştirmek zorundalar.

- Pervin Buldan(BDP Iğdır Milletvekili): Dosya hazırlanmış, içersine belgeler yerleştirilmiş. Türkiye’de çok açık bir tiyatro oynanıyor. Emekten, demokrasiden, özgürlükten yana olan tüm muhalifler cezaevlerine alındı. Önce BDP’liler, ardından da avukatlar, gazeteciler ve şimdi de sendikacılar. Türkiye’nin gittiği yer kaygı verici. Bir an önce hukuk devleti olmanın Greklerini yerine getirmelidir.

- Levent Tüzel (İstanbul Bağımsız Milletvekili): Emeğe, demokratik haklara, barış isteklerine karşı yeni bir siyasi saldırı söz konusu. Bu insanlar, yıllardır kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli bir sendikal hakkı için örgütlenme mücadelesi verdikleri için, AKP Hükûmetinin emekçilere dönük politikalarına direndikleri için bütün muhalif güçler gibi özel görevli mahkemelerin terör suçlamasıyla karşılaşmıştır. Kamu emekçileri, savaşın emeğin haklarına ve insan onuruna saldırı, yaşam hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak olduğunu bildiği için barıştan ve halkların kardeşliğinden yana olmuşlardır.