Bayık'tan HDP'li vekillere: Biz şunun veya bunun parlamenter olması için mücadele etmiyoruz

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, çözüm sürecinde gelinen nokta için, "Bu artık son şanstır. Bundan ötesi olamaz artık. Bizim yapabileceğimiz bu kadardır. Eğer bu taslağı da kabul etmezlerse artık bizim sunacağımız herhangi bir taslak yoktur" dedi. Çözüm sürecinin parlamenter ayağını oluşturan HDP'nin de baraj tehdidine rağmen seçimlere parti olarak girmesi gerektiğini söyleyen Bayık, 'Biz şunun veya bunun parlamenter olması için mücadele etmiyoruz'' dedi.

Evrensel'den Fatih Polat ve Hüseyin Deniz'e konuşan Bayık, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın hazırladığı taslağın Türkiye'deki bütün demokratik sorunları çözeceğini belirtirken, seçimler, silah bırakma ve 14 Aralık Operasyonu'na dair değerlendirmelerde bulundu.

'ÖCALAN'IN TASLAĞINI KABUL ETTİK'
İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder'in kamuoyuna duyurduğu 'çözüm süreci taslağını' incelediklerini belirten Bayık, Öcalan'ın hazırladığı taslağın hem kürt sorunun hem de Türkiye'deki demokrasi sorunlarının çözümüne hizmet edeceğini söyledi.

Bayık, ''Şimdi Önder Apo demokratik müzakere çözüm taslağını 4 madde biçiminde ele almış. Tabii her maddenin altında epeyce şıklar var. Bu taslağı bize de, hükümete de gönderdi. Biz taslağı inceledik ve taslağa katıldığımızı kamuoyuna da bir açıklama ile duyurduk. Önder Apo’ya da taslağı kabul ettiğimizi, bu taslak eğer Türkiye tarafından kabul edilirse bunun hem Kürt sorununun çözümüne, hem Türkiye’nin demokrasi sorunlarının çözümüne hizmet edeceğini belirttik. Türk devletinin en kısa sürede bu taslağı kabul edip etmediğini açıklamasını istedik. Türk Hükümeti şimdiye kadar bu taslağı kabul ettiğine veya etmediğine dair herhangi bir açıklamada bulunmadı'' dedi.

Kürt hareketi bileşenleri olarak taslağı detaylıca tartıştıklarını belirten Bayık, taslağın detaylarını şu sözlerle anlattı:

''Bu taslakta 1. madde yönteme ilişkindir. Yani nasıl bir yöntem izlenmesi gerekiyor müzakere yapıldığında. Müzakerenin verimli ve başarılı geçmesi açısından yöntem sorunu önemli. 2. madde ise müzakerelerin dayanacağı tarihsel, felsefi, teorik zemini ifade ediyor. Çünkü müzakere geliştirilecek ise bunun bir dayanağının olması gerekiyor. Bir temel olmadan, müzakerenin geliştirilmesi pek sağlıklı olmaz. Eğer kalıcı bir müzakere yapılacaksa mutlaka bunun dayanaklarının olması gerekiyor. 3. madde ise, nelerin müzakere yapılacağını ifade içeriyor. Eğer bunlar da müzakere edilirse, bunlar sonuçlandırılırsa ondan sonra 4. maddeye geçilecek. 4. madde de bu kabul edilecek maddelerin pratikte nasıl uygulanacağına dair. Bu uygulamada merdiven basamağı biçiminde olmayacak, karşılıklı paralel bir biçimde olacak. O zaten müzakerenin yaşama geçirilmesi ve tamamlanması oluyor.''

'SONA GELDİĞİMİZİ ÖCALAN DA BELİRLEDİ'
Çözüm sürecinin başlangıcından itibaren tek taraflı bir süreç yürüttüklerini kaydeden Bayık, belirlenen takvime göre hareket edilmediği takdirde sürecin biteceğini belirtti. Öcalan'ında bu durumun farkında olduğunu ve tahammül sınırlarının sona geldiğini söyleyen Bayık, belirlenen takvime uygun hareket edilmezse sürecin bitimine ilişkin yapabilecekleri her hangi bir şeyin kalmayacağının altını çizdi.

'PKK ASLA SİLAH BIRAKMAYACAK'
'PKK mart sonuna kadar silah bırakacak, MİT toplayacak' iddialarını değerlendiren Cemil Bayık, ''Belirlediğimiz tarihlere göre sonuçlandırmadan, bu konuda anlaşmadan kesinlikle silah bırakmayız. Silah bırakacağımız hiçbir koşul yoktur. Hangi sorun çözüldü ki biz silah bırakalım'' dedi. Bayık, IŞİD saldırılarının devam ettiğini ve Türkiye'nin IŞİD'e destek verdiğini hatırlatarak, saldırıların sürmesi halinde nasıl silah bırakacaklarını sordu.

Bayık sözlerini şu şekilde sürdürdü:

''Silah bırakmak demek, teslim olmak demektir. Ölüm demektir. Hiç kimse bizden bunu isteyemez. Bırakalım silah teslim etmeyi, geri çekilme bile olamaz. Biz geçmişte geri çekilmeler de yaptık. Defalarca bunu yaptık. Bütün bunları sorunun demokratik siyasal çözümü için yaptık. Bu konuda Türkiye toplumuna karşı sorumluluk duyduğumuz için yaptık. Yine devlet ve hükümete güven vermek için yaptık.
Bunların hiçbiri çözüm yönünde kullanılmadı. Aksine hareketin tasfiye edilmesi yönünde kullanıldı. Artık Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü gerçekleşmeden ne silah bırakılabilir, ne gerilla mevzilerini terk edebilir.''

'SEÇİMLERE HDP OLARAK GİRİLMELİ'
Seçimlerde Kürt hareketinin ve HDP'nin izleyeceği siyasete yönelik soruları da cevaplayan Bayık, 2015 Milletvekili Genel Seçimleri'ne, HDP olarak girilmesi gerektiğinin altını çizdi. Seçimlere bağımsız olarak girilmesinin kesinlikle yanlış olacağını belirten Bayık, ''Biz şunun veya bunun parlamenter olması için mücadele etmiyoruz'' ifadelerini kullandı.

HDP'yi, Türkiye'yi demokratikleştirme projesi olarak tanımlayan KCK Eş Başkanı Bayık, ''Biz Türkiye’nin demokratikleştirilmesi ve buna bağlı olarak Kürt sorunundan tutalım, Alevi sorununa kadar çeşitli halkların sorunlarına kadar, tüm bu sorunların çözümü için mücadele ediyoruz'' dedi.

'EN GENİŞ İTTİFAK YARATILMALI'
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan'ın HDP, ÖDP ve EMEP'in ortaklaşmasına ilişkin sözlerine değinen Bayık, ''Nereden bakılırsa bakılsın tüm gelişmeler, devrimci, sosyalist, demokrat kesimlerin lehinedir'' ifadelerini kullandı. AKP'nin tarihinin en zor günlerini yaşadığını belirten Bayık, demokratik güçlerinin birleşmesinin büyük bir kazanım olacağını ifade etti. Bayık, ekonomik krizin kapıda olduğuna dikkat çekerek, ''Türkiye'de devrimci durum yaşanıyor'' dedi.

'AKP, GÜLEN'İ KÜRDİSTAN'DA KULLANDI'
AKP ve Cemaat arasında yaşanan krize ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Cemil Bayık, AKP'nin Fethullah Gülen'i Kürdistan'da örgütlenmek için kullandığını ifade etti. Gülen'in Kürdistan'daki örgütlenmesinde başarılı olmadığını savunan Bayık, Tansu Çiller örneğini hatırlatarak şu açıklamalarda bulundu:

''AKP Fethullah Gülen’i daha çok Kürdistan’da kullandı. Fethullah Gülen hareketini yıpratmak istedi Kürdistan’da. Kürtlerin tepsini de Fethullah Gülen hareketine yöneltmek istedi. Kendisinin atacağı bütün adımları Fethullah Gülen’e yaptırtarak, bir taşla iki kuş vurmak istedi. Burada da sonuç alacağını tahmin etti. Fethullah Gülen ise, Kürdistan’daki mücadeleyi yürüterek bu mücadelede sonuç alacağını düşündü. Kürdistan’da mücadeleyi yürütüp sonuç alan güç, Türkiye’de iktidara gelir. Bitiremeyen kendisi biter. Bunun örneği Çiller’de de görüldü.''

Bayık, AKP ve Cemaat arasındaki mücadelenin daha da uzun süreceğine dikkat çekerek, ittifaklarının birbirlerini yıpratmaya başladıkları an itibariyle yıprandığının altını çizdi. AKP ve Cemaat arasındaki çatışmanın kaçınılmaz olarak yaşandığını ve Gülen Cemaati'nin iktidar için yaptığı ilk hamlenin başarısız olduğunu ifade etti. Bayık sözlerini şöyle sonlandırdı:

''Fethullah Gülen hareketi bir hamle yapmak istedi, AKP’nin etkisiz kılmak ve iktidarı tümden ele geçirmek için. Onda başarılı olamadı. Hamlesi en çok da MİT Müsteşarına yönelikti. Orada başarılı olsaydı, Erdoğan’ı hedefleyecekti ve iktidarın tümünü ele geçirecekti. Ama burada sonuç alamadı. Sonuç alamayınca, AKP bu sefer üzerine gitti ve bu süreç halen devam ediyor. Son yapılan operasyon da bununla bağlantılı.''

RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ