Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yaklaşık 150 eseri Dirimart üç ayrı salonunda sergileniyor. Sonsuz Yankı adlı sergi, duygu ve tutkunun en saf hâlini örnekliyor.

Bedri Rahmi’nin dinmeyen tutkusu
Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu (Fotoğraflar: Dirimart)

Deniz Burak BAYRAK

Dirimart, 2024’ü sanatımızda çığır açan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “Sonsuz Yankı” adını verdikleri sergiyle karşılıyor. Ölümünün 50. yılına gelirken tutkusu sanatı olan Eyüboğlu’nun 150’ye yakın eseri mekânın üç salonuna çok anlamlı bir hazırlık ve seçim sürecinin sonunda yerleştirilmiş. Her eserin nahif hikâyesini görebileceğiniz sergi çağdaşlarının arasında çok özel bir yerde.

Ana, Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1952

Her eserin hikâyesi var dedik çünkü Bedri Rahmi Eyüboğlu malzemeyle arası çok iyi olan ve onlar aracılığıyla derdini anlatan usta bir hikâye anlatıcısı. Dirimart Pera’nın iki katıyla Dolapdere şubesinde açılan sergi, içerik ve medyum olarak ayrışıyor. Ancak işler birbirleriyle bağlantılı olduğundan Eyüboğlu’nun resimleri arasında sanatsal bir ağ kurduğunu anlıyoruz.

İlk iş sanatçının 1928 tarihli kara kalem çalışması. Aslında galeri işleri tema ve malzeme pratiklerine göre ayırmış. Kara kalem duvarı, nü duvarı, desen duvarı, soyut çalışmalar gibi. Bu da retrospektif bir seyir deneyimi de sunan bir tercih olmuş. İlk işlerin ardından “Hamam” adlı çok önemli resmine bakıyoruz sanatçının. Bu resim Eyüboğlu’na Akademi mezuniyetinde birincilik getiriyor.

“KARADUT” MARİ GEREKMEZYAN

Nü duvarı onun nasıl tutkulu bir âşık olduğunu örnekliyor. Şiirlerinde hâlâ yaşayan “Karadut” burada renklerin şenlikli oyunlarında hayat buluyor. Kadın figürün güzelliğine hayran kalmamak mümkün değil; öğreniyoruz ki resim sanatçıya birçok açıdan ilham olan ilk kadın heykeltıraşlardan Mari Gerekmezyan’dan başkası değil. “Kız Kaçırma”daki kadın da Gerekmezyan’ın ta kendisi.

Karadut Nü, 1945

Ressamı anlatırken belli dönemler yerine belli formları konuşmak gerek. On yıllarca aynı figürleri, meseleleri ve nakışları tekrar tekrar çalıştığını görüyoruz. Balık figürleri ile Adalet Cimcoz’un Maya Galeri’sinin logosu için çizdiği maya kuşları başı çekiyor. “Adalardan Bir Yar Gelir Bizlere” hem diğer resimlerle kurduğu bağ hem de yapıldıktan sonraki sürecinin öyküsüyle bir başyapıt. 

50’lerde Birleşik Devletler’de orijinal teknikler uygulayarak soyut resme kayıyor. Figür yerine rengi öne çıkaran işlerine; talaş, kum, çakıl, tutkal ve buruşuk Japon kâğıdı da farklı boyutlar ve dokular katıyor. Geleneksel Türk motiflerini modernist yöntemlerle yüzeye yansıtan sanatçı bir halk sanatı olan “yazma”yı keşfediyor ve bu belki de yaşamında bir dönüm noktası oluyor. 

DEVASA RESİMLER DOLAPDERE’DE

Dolapdere’deki salon âdeta nefes kesiyor. Burası diğer işlere göre oldukça büyük ve görkemli işleri duvarlarında ağırlıyor. 1950-70 arasında sanatsal ifadesinin doruğa ulaştığı, 7-10 metrelik işlerin mekânı doldurduğu sergilemede “Ebabil Kuşu”, “Karagöz’ün Gemisi” gibi devasa resimler uygun espaslarda yerleştirilmiş. “Ev Şeytanları” adlı heykelleri de sanatçının kariyerinin farklı yönlerine ışık tutuyor.

Sonsuz Yankı Dirimart’ın üç ayrı salonunda 21 Ocak’a kadar sürecek.