Belarus’ta eylemler günlerdir sürüyor. Eylemlerde yer alan sosyolog ve gazeteci Novik dış basında aktarılan bilgilerin yanlış olduğunu söylüyor. Neo-nazilerin eylemlerde aktif olmadığını savunan Novik, “ABD’yi de, AB’yi de, Rusya’yı da ülkemizde istemiyoruz” diyor

Belarus'ta sokak eylemlerinde kimler var? Neo-naziler eylemlerde etkin mi?

ÖZDE ÇELİKBİLEK

Belarus’ta seçim öncesi ve sonrasında gerçekleşen hükümet karşıtı eylemler nedeniye tüm dünya gözlerini bu ülkenin üzerine çevirdi. Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun yüzde 80 gibi büyük bir oy oranıyla yeniden seçilmesinin ardından başlayan protestolar günlerdir sürüyor. Sokaklardaki eylemlerin başlangıcında gençlik kitlenin büyük bir çoğunluğuna havasını estirirken, seçimlerin ardından gerçekleştirilen grevler eylemlerin niteliğini ve tartışmasını değiştirdi.

Beyaz Rusya sokaklarında yaşanan bu gelişmeleri takip ederken, hafızamızın bir kenarında Sovyetler Birliği’nin son döneminde Doğu Avrupa ülkelerindeki hareketleri tutmak gerekiyor. Bunun en açık örneklerinden biri bugün Amerikancı ve muhafazakâr siyasetin güçlü olduğu Polonya. Polonya’yı, özellikle Varşova’yı ziyaret edeniniz varsa, “Solidarność” adını mutlaka hatırlayacaktır. Her sokakta afişini, posterini, anıtını göreceğiniz sendika, Polonya’nın kuzeyindeki Gdansk tersanelerinden başlayarak, tüm kaderini değiştiren bir işçi hareketi olarak ülkeyi bugün Amerikancılığın ve neoliberalizmin kucağına bıraktı. Toplumsal bir harekete dönüşen sendika, dağılma sonrası yeni Polonya’nın kurucu değeri oldu. Doğu Avrupa tarihindeki bu tarz deneyimler, bizleri daha ihtiyatlı izlemeye itiyor.

Belarus’ta, Lukaşenko karşısında sokağa çıkan kitlenin içerisinde birçok unsur var. Eylemlere katılan September dergisinin yazarlarından Vitaliy Novik* ile kendi cephelerinden neden sokağa çıktıklarını, grevlerin niteliğini ve merak ettiklerimizi konuştuk.

Belarus’ta seçimlere birçok adaykatıldı ama en çok göze çarpan Tihanovskaya oldu. Ülkede değişim isteyen büyük bir kitlenin temsilcisi konumuna yerleşen Tihanovskaya, kaybetmesinin ardından ülkeden ayrıldı. Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu seçimdeki diğer adaylar gibi Tihanovskaya’nın da kesinlikle şeffaf olmayan biri olduğunu düşünüyorum. Programının ana noktası yapılacak seçimlerdi. Dikkatlice incelediğimiz zaman inanılmaz güçlü neoliberal politikaları savunuyordu. Kısacası onun için “Pandora Kutusu” demek yerinde olacaktır. Tüm bunların yanı sıra eşi gözaltına alındıktan sonra “yanlışlıkla” koyduğu cumhurbaşkanlığı adaylığı ve zayıflığı Litvanya’ya gidişiyle birlikte ortaya çıktı. Biz neoliberal bir sistemin adayını desteklemiyoruz.

belarus-ta-sokak-eylemlerinde-kimler-var-neo-naziler-eylemlerde-etkin-mi-770454-1.

Lukaşenko karşıtı sokağa çıkan kitlenin tekil bir yapıya sahip olmadığı çok açık bir şekilde görülüyor. Neo-nazilerin de etkin olduğu söyleniyor. Kısacası, sokakta kimler var?

Pek çok ortodoks komünistin bunun bir “yenilikçi-programcı devrim” olduğuna inancına rağmen, eyleme çıkan birçok genç fabrika işçileri, taksi şoförleri ve öğrenciler. Bu kendiliğinden gelişen harekete belirli bir ideolojiyi atfedebileceğimizi sanmıyorum. Protestocular, Belarus resmi bayraklarının yanı sıra eski bayraklar da taşıyorlar. İkincisi daha yaygın olduğu için, kitlenin neo-nazi olduğu iddia ediliyor. Dediğim gibi, geleneksel milliyetçi muhalefetin liderleri hapiste ve protestocular arasında sembollerle ilgili herhangi bir çatışma olmadı. Fakat bazı şiddet içerikli söylemlerinin futbol taraftar grupları tarafından yapıldığını düşünüyoruz.

Belarus’ta Ukrayna’daki renkli devrim benzeri bir durum mu yaşanıyor?

Beyaz Rusya’daki bu protestolarla Doğu Avrupa’daki önceki protestolar arasında benzerlikler görmüyorum. Bazıları 2014’te Kiev’de Euromaidan ile benzerlikler bulmaya çalışıyor, ancak bu Lukaşenko’yu haklı çıkarmak ve alternatifin mümkün olmadığını göstermek için uydurulan bir teori. Euromaidan’ın aksine, Belarus protestolarında şiddete liderlik eden ve şiddeti kullanan büyük aşırı sağ gruplar yok. Bugün Belarus’ta yaşananların 2014 Ukrayna’da Avrupa destekli gerçekleşen milliyetçi temalı eylemler ile aynı olmadığını düşünüyorum.

Lukaşenko’ya karşı sokak eylemlerinin niteliğine ilişkin neler söylersiniz?

Bence Lukaşenko’nun Rus petrolünün yeniden ihracatına dayanan ekonomik modeli, Rusya’nın Belarus için petrol fiyatını artırması ve küresel fiyatların düştüğü için kendini tüketti.

belarus-ta-sokak-eylemlerinde-kimler-var-neo-naziler-eylemlerde-etkin-mi-770455-1.

Bununla birlikte, kamu sektöründeki yüksek istihdam payının, işyerlerinin aynı zamanda siyasi kontrol alanları olduğu anlamına geldiğini unutmamalıyız. Belarus’taki resmi olmayan işsizlik oranı oldukça yüksek (yaklaşık yüzde 10) ve işsizlik yardımları ayda yaklaşık 10 dolar olduğundan, işsiz olmak çok rahat değil. Kamu sektörü çalışanları, işyerlerini kurtarmak için diğer faaliyetlere düzenli olarak katılmalıdır. Kamu sektöründe istihdam, bir çalışanın kolayca ayrılmasını engelleyen, ancak bir işverenin işçiden istediği zaman kurtulmasına izin veren sabit vadeli sözleşmelere dayanır. Açıkçası, bir noktada, birçok kamu sektörü çalışanı hiçbir çıkış yolu olmadığını fark etti ve sokağa çıktı. Biz ABD’yi de Rusya’yı da ülkemizde istemiyoruz.

Devlete ait yirmiden fazla fabrika ve işçi kolektiflerine bağlı işçiler grev yapma arzularını dile getirdi. Lukaşenko’nun grevcilerle ilgili küçümseyici sözlerinden sonra Minsk Traktör Fabrikası’ndan bazı işçiler muhalefetlerini göstermek için Parlamento’ya yürüdüler. Benim görüşüme göre, bu özellikle sınıf bilinçli değildi. Ancak 14 Ağustos’ta Parlamento’nun dışında, “Biz işçiyiz, koyun değiliz” yazılı pankartlarla işçiler görebiliyorduk.

LUKAŞENKO'DAN YENİ AÇIKLAMA

Lukaşenko'dan durumla ilgili yeni açıklamalar gelmeye devam ediyor. Lukaşenko, "Dışarıdan getirilen güçlerin bize kayıtsız kalacağını bugün kim garanti edebilir? Bu kargaşanın boşuna olmadığı konusunda Putin'le hemfikiriz" dedi.

Lukaşenko daha önce yaptığı açıklamada Belarus'taki olayların 'iktidarın kendi askerlerini iç eylemlere yönlendirmesi' için kışkırtıldığını söylemişti.

Belarus Merkez Seçim Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, devlet başkanlığı seçimlerini Lukaşenko’nun yüzde 80.1 oyla kazandığı, en yakın rakibi Svetlana Tikhanovskaya'nın oylarının ise yüzde 10.12'de kaldığı duyurulmuştu.

PUTİN VA MACRON BELARUS'U GÖRÜŞTÜ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün telefonla Belarus’taki gergin durumu ve Libya krizi ile ilgili meseleleri ele aldı. Rus lider, Belarus yönetimine baskı ve içişlerine müdahalenin kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Putin görüşmede Belarus’un içişlerine müdahale edilmesi ve ülkenin yönetimine baskı uygulanmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Liderler Belarus’taki sorunların en kısa zamanda çözülmesiyle ilgilendiklerini belirtti.

İkili görüşme sırasında Libya krizi ile ilgili konularla detaylı şekilde fikir paylaşımında bulundu. Taraflar ayrıca çeşitli düzeylerde temasların sunması üzerinde anlaştı.Görüşme Fransa tarafının girişimiyle başlatıldı.

*Güvenlik nedeniyle isim gizlenmiştir.