Belediye başkanlarının istifa etmemesi durumunda İçişleri Bakanlığı’nın görevden alacağı iddialarını yorumlayan hukukçu Eminağaoğlu ve CHP’li Torun, hukuk devletinde böyle bir girişimin olmayacağını söyledi

Belediye başkanlarına İçişleri Bakanlığı sopası

HÜSEYİN ŞİMŞEK / huseyinsimsek@birgun.net
@simsekhuseyinn

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istifasını istediği Ankara, Bursa ve Balıkesir belediye başkanlarının ilk anda istifa etmemesi üzerine AKP kurmayları harekete geçti. Partinin en üst organlarından belediye başkanlarının istifa etmemesi durumunda İçişleri Bakanlığı marifetiyle görevden alınabileceği ifade ediliyor. Hukukçular ve muhalefet ise görevden almaya yetecek kadar belge varsa, belediye başkanlarının neden bugüne kadar görevde tutulduğunu soruyor.

İlk OHAL kararnamesi ile kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Kurucusu ve eski Başkanı Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu ile CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Erdoğan’ın istifasını istediği ancak ‘direndiği’ iddia edilen üç belediye başkanının durumlarını BirGün’e değerlendirdi.

‘Kendi belediyelerini kolluyor’

Ankara, Balıkesir ve Bursa belediye başkanlarının istifa etmemeleri durumunda İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açılması ile tehdit edilmesine tepki gösteren Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Tüm bu yaşananların hukuk devleti içerisinde kabul görmesin mümkün değil” dedi.

Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde vesayet yaratıcı boyutta hareket etmemesi gerektiğini dile getiren Eminağaoğlu, “Seçilmişlik yönünden olması gereken güvenceye aykırılık oluşturan bir durumla karşı karşıyayız. Öte yandan iktidar partisi, kendisinden olmayan belediyelere iktidar gücünü baskı unsuru olarak kullanırken kendi belediyelerini kolluyor gibi gözüküyor” diye konuştu.

İstifa etmeyen belediye başkanlarına “İçişleri Bakanlığı sopasının gösterildiğine” dikkat çeken Eminağaoğlu, “İçişleri Bakanlığı’nın yetkilerinin kullanılması demek adli boyutta belediyelerin soruşturulacak konularının olduğunun ancak bu konuların üzerine gidilmediğinin göstergesidir. Bu belediyelerle ilgili varsa sıkıntı, bugüne kadar işlem yapmayan İçişleri Bakanlığı’nın da sorumluluğu gündeme geliyor” şeklinde konuştu.

‘Soruşturma açılırsa ceza almazlar’

İktidarın kendinden olanları hukuk denetimine tabi tutmadığının bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Eminağaoğlu, şunları söyledi:

“İktidar, kendi belediyelerini keyfilik ve sorumsuzlukla denetim dışında bırakıyor ancak gücünü soruşturmaya konu olmayacak olaylarda bile diğer belediyeler üzerinde baskı unsuru olarak kullanıyor. Ben, belediye başkanlarının soruşturulsa bile ceza almayacaklarını düşünüyorum. İçi boş olaylarla baskı altında tutmak istiyorlar. İktidar, kendisine dokunan olaylar için yarın o soruşturmalarda aleyhte karar veremeyecektir.”

‘Tek adam olmanın verdiği güçle’

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise İçişleri Bakanlığı’nda ilgili belediyelerle ilgili belgenin var ise bu güne kadar neden bekletildiğini sordu. Yaşananların ahlak ve hukuk dışı olduğuna değinen Torun, “Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, tek adam olmanın verdiği güçle tek tip bir yapı kurmayı hedefliyor. Sıklıkla dile getirdiği ‘milli irade’nin üzerinde kendi iradesini tutuyor” dedi.

‘Milli iradeye sabotaj’

Erdoğan’ın “Seçimle gelen seçimle gider” sözlerini hatırlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Torun, şöyle konuştu:

“Bu insanların suçları varsa bugüne kadar neden görevden almadın? Yoksa neden alıyorsun? Bunun kamuoyuna acil olarak anlatılması gerekiyor. Bu durum, milli irade gaspıdır. Tek adam yönetiminin ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Biz kesinlikle ilgili belediye başkanlarını savunmuyoruz. Sadece suçları varsa, örneğin rüşvet aldılarsa, herhangi bir suça bulaştılarsa ya da FETÖ’cülerse görevden alırsınız. Ama Cumhurbaşkanı’nın baskısı ile istifa etmezsiniz. Bedel ödeme korkusuyla istifa gerçekleşirse bu milli iradeye yapılmış en büyük sabotajdır.”