Almanya’da attığı gollerle Türkiye kadın futbolunun yurt dışında önemli kariyer yapan ilk isimlerinden olan Bilgin Defterli, “Ben erkeklerden daha iyi futbol oynuyorum” diyor ve ekliyor: Türkiye’de kadın futbolu belirli bir seviyede kaldığı için ilerlemiyor. Kendi etrafında dönüp duruyor sadece

Ben erkeklerden daha iyi futbol oynuyordum

ERDEM BUYRUKÇU/ KÖLN

Bilgin Defterli’yi ilk tanıdığımda karşımda duran ufak tefek, sonbahar yaprakları gibi şiddetli bir rüzgarda uçabilecek kadar zayıf ve cılız, devamlı güler yüzlü, sıcak, samimi, yerinde duramayan, konuşmaya başlamasıyla karşısındaki insana olumlu güven verici ışıklar saçan bir genç kadının ülkemizi başarıyla Almanya’da temsil ettiğini bilmiyordum. 1.FC.Köln takımının gol Kraliçesi olduğunu, Almanya’da dört kez Kadınlar 1. Ligi şampiyonluğu yaşadığını da. Tanıştıktan sonra, 1980 doğumlu futbolcumuzla gurur duydum. Onurlandım. Kendisi son yirmi yıldır yurt dışında futboluyla bizi temsil eden tek kadın futbolcumuz. Oynadığı lig de Kadın futbolunun Dünya şampiyonu Almanya. Böyle bir ligde şampiyonluklar yaşamak, yetenekli kadın futbolcular arasından sıyrılıp gol kraliçesi olmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz. Ama o “Rüzgarın Kızı” bunu başardı. Uzun yıllar yaptığı Kadın Ulusal Futbol Takımımızın Avrupa Sorumlusu görevinde onlarca genç yeteneği ulusal takımımıza kazandırdı. Almanya’da kadın ulusal takımımızın tanınması için tek başına yıllarca mücadele etti hala ediyor. ”Ben erkeklerden daha iyi futbol oynuyorum” diyebilecek kadar kendine güvenen, hırslı ve hasta bir Galatasaraylı. Futbola veda ettikten sonra günlerini kendini tanımaya ve kitap yazmaya ayırmış. Bisikletle Köln’u dolaşıyor. Arkadaşlarıyla buluşuyor. Elbise giyip yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor. Bir de annesini çok özlüyor. Kendisiyle gri bulutların Köln’ün üzerini sardığı sıkıntılı, yağmura gebe bir günde uzun bir söyleşi yaptık...

►Uzun bir korona tatilinden sonra Almanya’da ligler başladı. Türkiye’de haziran ayında başlanması düşünülüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Korona sadece futbolu değil tüm dünyayı etkileyip bir anda ele geçirdi.Uzun bir süredir insanlar gelecekleriyle ilgili kaygılı günler yaşıyorlar. Ama bugünlerde Almanya’da ligler başladı. Bazı Avrupa ülkeleri de başlatmak istiyorlar. Türkiye’de haziran ayında başlamayı düşünüyor ama bana kalırsa yanlış. Sporcuların zor günler yaşadığı bu sürede sadece fiziksel olarak değil düşünsel olarak etkilendiğini düşünüyorum. Salgın onların formunu, aktifliğini engelledi. Yarışa başlamışsınız tam hedefe ulaşırken birden çıkıp size ‘durun’ diyor ve durmak zorunda kalıyorsunuz. Uzun süre dinlenip nefes alıp tekrar başlıyorsunuz. Olmaz. Sadece formalite nedeniyle maçların oynanmaması gerekir. Alman ligini iki haftadır izliyorum.Ama oyuncuların davranışlarından maça konsantre olup isteyerek, zevkle oynadıklarına inanmıyorum. Maça çıkan futbolcu tam anlamıyla kendisini karşılaşmaya veremiyor çünkü yıllarca yaşadığın o seyircili atmosfer yok. Sahaya çıkıyorsunuz tribünler bomboş. Futbolcuların tedirginlikleri suratlarından okunuyor. Tabii tüm bu duyguları yaşayıp görmek lazım.

►Ligler başlamamalıydı...

Bence liglere başlanmaması gerekiyordu. Sadece ligler değil, Dünya kupası, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Kupaları ertelendi...Buna göre bir plan yapılabilirdi. Kimse kalkıp sana neden oynatmadın diyemezdi. Çünkü burada futbolcunun sağlığı önemli. Aldığım bilgilere göre 12. Haziran’da Türkiye’de de ligler başlıyor. Tabi bize göre biraz daha farklı. Bizler avrupada yaşıyoruz. İçinde yaşadığımız ülkelerin disiplini ile davranmasını biliyoruz ama Türkiye öyle değil. Maça kimler gidecek? Taraftarı nasıl engelleyebileceksiniz? Yöneticiler maça gidecek mi? Top toplayıcılar olmayacak...Yani aslında çok ince ayrıntıları var bunun içinde...bakalım başarabilecekler mi? Aslında 8 maç kalmıştı. Dünya’nın birçok ülkesinde olduğu gibi durdurabilirlerdi. Çünkü önemli olan sağlık. Futbolcu şimdi kalkıp ben oynamıyorum derse ne yapabilirsiniz ki? Bence alınan karar yanlış. Ne yapılabilirdi? İlk dördü paylaşan takımlar tek mac usulü play of oynayarak sampiyonu belirlenirdi. Ligten düşme kaldırılırdı. Lige gelecek olan iki takımla lig oynanır sezon sonu dört takım küme düşerdi ve dengeyi sağlayabilirdiniz...Benim şahsi düşüncem başlamamalıydı.

►Almanya’da maçları izliyorsanız büyük değişikliğin farkına varmışsınızdır. Fazla temas olmadığı için maçlar göllü geçiyor... Bizim ligimizde de ayni manzarayı görebilir miyiz?

Bilmiyorum. Türkiye ligleri buradaki gibi haz veriyor mu bilmiyorum çünkü uzun süredir derbi maçları dışında takip edemiyorum. Galatasaray’lı olduğumdan onun maçlarını izliyorum...Geçen hafta Köln maçını izledim.Hektor pozisyonda faul yapabilirdi ama yapmadı ve boş kaleye gol oldu...Boş kaleye gol atıyormuşsun gibi oldu aynen. Aslında onlar da bir an önce liglerin bitmesini istiyorlar. İsteyerek oynamadıkları belli. Konsantre olmakta çok zorluk yaşıyorlar ama bu sene maalesef böyle geçecek.

ben-erkeklerden-daha-iyi-futbol-oynuyordum-736720-1.

►Otuz yıldır futbolun içindesiniz. Bu süre size neler kazandırdı? Kaybettikleriniz? Bugün geldiğiniz noktadan memnun musunuz? Bundan sonrası için neleri düşünüyorsunuz?

Ben iyi bir futbolcu değil örnek bir futbolcu olmak istedim. 22 yıl aralıksız futbol oynadım. Çocukluğumdaki dönemi de eklerseniz otuz seneyi geçiyor. Sevginin nedeni olmaz. Ben çocukluğumda futbola aşık oldum ve hâlâ o aşkı kaybetmedim. Bu süre içinde sadece Türkiye’den değil dünyanın çeşitli ülkelerinde dostlar edindim. Dünyayı gezdim. Görsel olarak bana katkıları çok büyük. Ama insanları tanımak konusunda da. Çok değerli insanların yanında maalesef çıkarcı, yalaka insanları da gördüm ama onlardan ve bana zarar verebilecek bu tür insanlardan hep uzak durdum. Ben sporculuk yaşamımda iyi bir futbolcu değil örnek alınacak bir futbolcu olmak istedim. Benim gibi futbolu seven genç kızlarımıza yol gösterici olmak istedim.Bugün gelinen noktada bunu başardığımı sanıyorum. Halen futbol dünyası içindeki dostlarım, tanıdıklarım genç kızlarımız hala beni arayıp soruyorlar..İlgileniyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Demek ki silinip gitmemiş bir iz bırakmışım.

Benden aldıkları da oldu. Futbolu bıraktıktan sonra içine girdiğim sivil yaşamın çok farklı olduğunu gördüm. Çok farklı ve bugüne kadar yaşayamadığım bir yaşamamım olduğunu gördüm. Kendimi ne kadar ihmal ettiğimi anladım.

Bu süre içinde yaşamım kamplarda, otellerde, antremanlarda geçti ve maalesef kendime özel hayatıma bir zaman ayırmadığımı gördüm. Ben futbolu bıraktıktan sonra eşofmanı bir kenara bırakıp sivil yaşama adım attım elbiseler giymeye başladım. Topuklu ayakkabı ile tanıştım. Aktif sporculuk yaşamımda kadınların topuklu ayakkabılarla nasıl yürüdüklerini merak ederdim çünkü kramponlar bana hep daha cazip gelmişti. Kadınlığımı yaşayamadığımı gördüm. Kaybettiklerim yaşayamadığım gençliğim ve kadınlığım olabilir. Kadınlığım derken giyim tarzından bahsediyorum. Yaşamaya başladığım için çok memnunum ve bugüne kadar ‘Ben bunu yapmamışım’ diyebiliyorsun. Oysa Dünya’yı gezmişsin. Yüzlerce, binlerce anı biriktirmişsin ama o futbolculuk döneminde kariyer uğruna hissetmediğin, yaşayamadığın duygulardan yoksun yıllar geçirmişsin...Futbol oynamak için yalnızlığı seçmişim evliliği, çocuk sahibi olmayı değil. Şimdilerde organize edilen çeşitli turnuvalarla onlar için bağış topluyoruz.

ben-erkeklerden-daha-iyi-futbol-oynuyordum-736719-1.

►Bu tür turnuvaların gerçekten yararı oluyor mu, para toplanıyor mu?

Toplanıyor evet. Rusya’ya gidiyoruz. 16 ülke geliyor. Bu ülkelerinden sanatçılar, eski tanınmış futbolcular geliyor. Ama bence en güzel kısmı aralarında tek kadın benim. Yani Türkiye’yi içinde bir kadın olduğu takım temsil ediyor. İlk gittiğimizde bizi çocuk yurtlarına götürmüşlerdi. Gözlerinde acıları yaşatsalarda Hepsi pırıl pırıl, umut vaadeden çocuklardı..Onlar için maalesef çeşitli turnuvalara katılıp maddi gelir elde edilmesine katkı vermekten başka bir şey yapamıyorum...Dediğim gibi bir anda kendinizi futboldan arındıramıyorsunuz. Kendim için yaşadığım günlerin sonunda kendimi tekrar yeşil sahalara antrenör olarak atlıcam. Korona günlerinin geçmesini bekliyorum. Evet. Hatta Moskova’da yapılacak bir turnuva Korona nedeniyle iptal oldu. Yine Bodrum’da bir turnuva vardı..Bu yolla kimsesiz çocuklara destek olmak bana ayrıca mutluluk veriyor.

►Siz UEFA Antrenörlük Kurslarını başarıyla tamamlayıp belgenizi aldınız. Bir takım çalıştırmayı düşünüyor musunuz?

İstiyorum ama uzun süredir düşüncemde yoğunlaşan tek şey Köln’de bir Futbol okulu açmak Ama önce kendime biraz zaman ayırıp sonra Köln’de bir futbol okulu açmayı planlıyorum.
Türkiye’de de Futbol okulu açabilirsiniz...
Yok. Türkiye’ye dönmeyi düşünmediğimden. Daha önceleri düşünüyordum. Türkiyeden bir teklif geldiğinde ne yaparım diye ama o zamanlar gidemiyordum çünkü futbolcu olduğum için bana oturma müsadesi sınırlı veriliyordu. Ama artık Alman vatandaşı oldum. Şimdi istediğim gibi haraket edebilirim. Belki de Türkiye’de yaşamak istemediğimden dolayı futbol okulunu burada açmayı düşündüm? Antrenörlükte yapabilirim ama Türkiye’de kadın takımlarında kendimi pek fazla geliştirebileceğime inanmıyorum, Düşünmüyorum. Ben oynarken FC.Köln takımında antrenörlükte yaptım ama maalesef Türkiye’de kadın futbolu belirli bir seviyede kaldığı için ilerlemiyor. Kendi etrafında dönüp duruyor sadece.

►Bunun nedeni ne?

Hep söylüyorum dile getiriyorum ana büyük lig takımları kadın takımları açmadıkları sürece kısır döngü içinden çıkamayız. Yine dönüp durucağız ve bir adım ilerleyemeyeceğiz. Ben 96-97 yılından bu yana kadın futbolu içindeyim ve yıllardır Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi büyük takımların kadın futboluna el atması için çağrılar yapıyorum. Eskişehir açsın, Ankaragücü, Gençlerbirliği bunda kötü bir şey yok. Sen sokaktaki çocukları toplayıp oynatacaksın. Büyük bir bütçeye de gerek yok bunun için. Şimdi belediye takımları açıyor bir sene oynatıyor ikinci seneye gelince idare edemiyoruz, mali sıkıntımız var gibi nedenlerle vazgeçiyorlar. Peki bu umut verdiğiniz kızlara yazık değil mi? Onlar içlerindeki sevgiyi devam ettirmek için işini, okulunu, evini bırakıp geliyor sonra hepsini bekleyen büyük bir boşluk. Örnek İzmir’de Göztepe açsa o formayı giymek isteyen bir sürü kız bulursun. Ayrıca onları spora yönlendirerek ilerde oluşabilecek kötü alışkanlıklardan da kurtarmış olursun. Bunun çok fazla bir maddi gideri de yok. Kız çocukları zaten para istemiyor. Kadın futbolunda para olmadığını biliyorlar. Sevdiklerinden dolayı yapıyorlar. Ama büyük takımlar açmış olsa o zaman herşey daha farklı oluyor. Klüp doktoru bakıcak, ilgilenicek, yönetici, antrenörü ilgilenecek...büyük takımlarda antrenörler de farklı oluyor.Daha düzenli, daha disiplinli ama Belediyeler lay lay lom. Kadın futboluna ilerlemesi kalkınması için hiç bir katkıda bulunamıyorlar. Ben tek başıma nereye kadar mücadele edebilirim ki? Bugüne kadar elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum.

►Almanya’daki kadın futbolunun son durumu nedir?

Ben oynadığım dönemde ayni zamanda milli takım için scotluk yapıyordum. Altı sene yaptım ve oyuncu seçerken hiç bir zaman bu dayımın kızı, bu akrabam bunları al diyenleri dinlemedim. Bu dönemde her yaş grubuna giden toplam 50 tane oyuncum vardı benim. Şimdi bakınca ilgilenen kimse yok. İzleme yok, değerlendirme yok, telefonlarla iş görülmeye çalışılıyor. Ama bu Almanya’daki kadın takımlarında oynayan kızlarımızın sayısında azalma olduğu anlamına gelmemeli. Onların sayıları arttı ama kimse izlemediği için bilinmiyor. Görülmüyorlar. Hala bana ulaşarak milli takım konusunda yardım istiyorlar. Bende elimden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalışıyorum ama Türkiye’nin nasıl değerlendireceği konusunda bir şey diyemem. Yaşananları gördüğünüzde umudunuzu yitiriyorsunuz.

►Gurbetçi genç futbolculara ilgi gösterilmiyor. Sizi uzun yıllardır futbol ailesinin içindesiniz. Görüyorsunuz, yaşıyorsunuz, duyuyorsunuz...

Önce Avrupa’dan gelen oyuncuların Türkiye’de oynayanlardan bir tık daha iyi olmak zorunluluğu var. Eğer yüksek düzeyde oynanan bir ligten gidiyorsanız bunu kanıtlamak zorundasınız. Ama siz bu futbolcuları izlemiyorsanız, gözlemiyorsanız yeteneklerini çıplak gözle görmeyip onların çevresindeki hep ayni isimlerden oluşan insanlardan bilgi alıp transfer yapıyorsanız yanlış yapıyorsunuz demektir. Gel buraya bir bölgede kamp yaparak tüm oyuncuları topla. Ben öyle yapıyordum. Sadece avrupadan değil Kanada, Amerika’dan İsveç’ten oyuncum geldi. Sonra aralarından en az on on beş tanesi milli takımlara geldi. Bu konularda ahbap çavuş ilişkisi olmamalı.Hakeden alınmalı. Türkiye’de futbol anlayışı çok değişti bizim dönemlerimizdeki gibi değil artık.

Konuştuğum Almanya kökenli erkek futbolcularımız da şikayetçiler..Haklarının yendiğini, dışlandıklarını, paralarını alamadıklarını, gurbetçi oldukları için farklı davranıldığı gibi.

Burada bir futbolcunun problemi varsa gidip antrenörüyle konuşabiliyor ve çözebiliyor. Antrenörüne gidip “Hocam ben kötüyüm. Neden kötüyüm ve iyi olmak için ne yapabilirim?”diye sorabiliyor. Ama Türkiye’de bunu yapamıyorsunuz. Bir sorununuz varsa hocanıza ulaşmak için en az on kişiyi aşmanız lazım. Türkiye’de oyuncularına bu şekilde davranan, sporcusuyla bire bir ilgilenen varsa sayıları bir veya ikiyi geçmez. Seninle doktorlar veya psikiyatrisler ilgilenir ve sorununu çözmek isterler. Burada futbolcular böyle davranışlara alışık olduğu için dertlerini anlatabildikleri için tüm bu davranışlarıTürkiye’de görmeyince onun sıkıntısını çekiyorlar. Bunları bana dile getiren çok oldu. Ama tabi saydığınız nedenlerden dolayı sıkıntılar yaşayanları da biliyorum.

►Bazen gazetelerde okuyoruz “Fatih Hocam bana baba gibi davranıyor” diye...

Futbolcu, antrenör ilişkisi çok daha farklı olması gerekir. Hoca sahada hoca olması lazım. Sahanın dışına karışmıyorum ama sahanın içinde hoca olup sevgisini de göstericek gerekirse çok sert olup sözleriyle de dövücek. İnsanın bir tane annesi ile bir tane de babası vardır. O benim hocamdır, eğitmenimdir ama bizim Türkiye futbolunda yalakalık çok olduğu için öyle nitelendiriliyordur.

ben-erkeklerden-daha-iyi-futbol-oynuyordum-736722-1.

►Türkiye’de bazı sporcuların medya ile anlaşarak haber yaptırdığı söyleniyor..Siz hiç böyle bir yola başvurudunuz mu?

Hayır benim için gerek yoktu çünkü takımda oynayan tek milli takım oyuncusuydum en önemlisi ise ilgi zaten hep benim üzerimdeydi. Haber yapmak istiyorlardı ben de kabul ediyordum. Sadece klüpten izin alınması gerekiyordu. Avrupa’dan Türkiye’ye bir futbolcu gidecekse önce medya ile anlaşması lazım ne hoca ne de takımla. Türkiye’de sosyal medya, ve televizyonla aranızın çok iyi olması lazım onu biliyorum. Bu nedenle buradan giden futbolculara hep medya ile aralarını iyi tutmasını öğütlüyorum.

►Son dönemlerde sadece kadın futbolunda değil Almanya’da yetişen erkek futbolcularımız arasında da bir azalma var. Yeni isimler duyamıyoruz?

Avrupa’nın büyük klüplerine baktığın zaman hepsinin altyapılarında Türk gençlerinin olduğunu görüyorsun. Çok ufak yaşlarda alıp yetiştiriyorlar ama sonunu getirmiyorlar. Birinci takıma almayıp başka takımlara kiralık veriyorlar, yeterli desteği göstermiyorlar..Ben bir kıskançlık olduğunu düşünüyorum. Bizler mücadeleci insanlar olduğumuz için Almanlar arasında ön plana çıktığımızda bizden vazgeçebiliyorlar. El üstünde tutmak istemiyorlar. Ben bunları yaşamadım ama erkek futbolcular bizlerden çok daha yüksek ücretler kazandıkları için bakış açılar çok daha farklı. Ben çok futbolcu arkadaşlarımızı biliyorum çok iyi takımlarda oynayıp yükselemediklerini, ikinci liglere üçüncü liglere kiralık verilip hayatlarını futbolla başlayıp sonuçlandırdıklarını biliyorum. Sanki gizli bir el onların yükselmesini engelliyor. Bu da Türk futbolu için çok büyük bir kayıp. Burada yetişen çocuklarımız hep milli takım için amaçlanıyor.

Ben nasıl Türkiye’den yurt dışına çıkan futbolcularımızla, Cengiz mesela gurur duyuyorsam buradan giden futbolcularımız için de gurur duymam lazım. Diğer bir örnek ise Demiray, F.Bahçe kendisini futbolcu görmediği için almıyor ama şu anda Juventus’ta oynuyor. Biz burada yetişmiyor diyoruz ama Türkiye’de ayni durumda. Burada saha konusunda sorun yok. Çocukları teşvik etmek için her köşede bir saha var, sen yeter ki oyna. Köln’de yedi tane saha var hiç birisi boş kalmıyor. Türkiye’de ben görmüyorum yedi sahanın da dolduğunu. Türkiye’de çok güzel sahalar yapıldı ama ben orada oynayamıyorum. Neden? Çim sahalar bozulmasın diye. O zaman o çocuklar nasıl yetişecekler? Gidecekler boş buldukları yerlerde top oynamaya çalışacaklar, sonra da Türkiye’den futbolcu yetişmesini bekliyoruz...80 milyonu aşkın bir ülke bir tane futbolcu yetiştirdiğinde şükür diyoruz. Almanya farklı. Burada sana değer veriyorlar. Hocan sana bir şans verirken sen çok iyi bir futbolcu olucaksın seni ben eğiticem diyor ve seni alıp bire bir eğitiyorlar, okulundan tutup ailesine kadar herşeyle ilgileniyorlar. Türkiye’de bunu hangi klüp yapıyor? Altınorduyu geçtim belki yapıyordur başka hangi klüp yapıyor? Altyapımız yok ki zaten.

►Emeklilik yaşındaki futbolcuları alıyoruz

Ben artık her tarafta söylemeye başladım Türkiye’ye gideceksen 30 yaşından sonra gideceksin ve para kazanacaksın. Bizim anlaşılmaz bir şekilde yabancı hayranlığımız var nedense. Çeşitli takımlarda oynayan o kadar çok yetenekli gençlerimiz var sen al onları eğit ve sat.Neden yabancı bir ülkeden futbolcu alıyorsun? 35 yaşında topçu alıyoruz yani onlara milyon dolarlar veriyoruz. Sonra yedekte bekletiyoruz ve hiç oynatmıyoruz. Sen onlara vereceğin parayla altyapıdan en az bir tane oyuncu çıkartabilirsin. Sistemini kurardan çok daha fazla çıkartırsın. Avrupa ülkelerinden örnek alsalar yeter. Bizim yetenekli oyuncularımız çok . Gençlerin çoğu bu nedenle başlamadan futboldan soğuyup bırakıyor. Türkiye liglerinde yaşananları görünce bu da çok doğal.

►Yetiştiremiyorsak neden Almanya’daki gençlere yönelmiyoruz?

Burdan gidenlerin de aklı yok. Avrupa’da alıştıkları, yaşadıkları ortamı, düzeni Türkiye’de yaşmak istersen çok zorlanırsın. Kişiliğinden, futbolculuğundan bir şey kaybetmeden uyum sağlamak zorundasın. Çevrendeki insanlara saygılı olman, anlayışlı olman lazım, bilgili olman lazım o zaman örnek, parmakla gösterilecek bir sporcu olma şansını yakalayabilirsin. Her gün göz önünde olduğunu hiç unutmayacaksın. Seni örnek alan gençlere vereceğin mesajlar olmalı. Bir futbolcu olarak sırtında çok ağır bir yük taşıdığını unutmayacaksın. Öyle çıkıp küfürler etmekle, tribüne el sallayıp protesto etmekle olunmaz. Dışarda seni seven insanın seni taklit ettiğini unutmayacaksın. Senin yapabileceğin yanlışları diğer insanların da devam ettireceğini bilmelisin. Sadece göz önünde olmak ve sizden söz edilsin diye idol olunacağına kötü örnek olunuyor maalesef. Diğeri ise Almanya’da yetişen futbolcularımızın artık Türkiye’de top oynamak istememeleri. Son yıllarda Türkiye’ye transfer olan gençlerimizin yaşadıkları zorluklar diğerlerinin gözlerini korkuttu. Almanya’da başarıya ulaşmak istiyorlar. Ama Milli takımımız Almanya kökenli oyuncularımızdan kurulu ve de çok başarılı.

►Sana yeni teklifler geldiğini duydum

Evet, çok şaşırtıcı ve gurur verici. Futbolu bırakmama rağmen teklifler halen gelmeye devam ediyor. Erkek takımlarından isteyenler oldu. Kendime zaman ayırdığımı ve bir süre kendimle ilgileneceğimi onlara da bildirdim ama bu sırada virüs yaşamımıza girip herşeyi altüst etti. Şimdi ise salgının geçip normal günlere dönmeyi bekliyorum. Futbolu bıraktığımın ertesi günü bana başka takımlardan teklifler geldi. Hatta daha geçenlerde Bochum’dan bir takım arayarak kendi takımlarında oynamam için bana teklif yaptı.

Siz ve sizin gibi değerli futbolcular televizyonlarda, radyolarda gençlerimize öğütler veriyor ama maalesef dinlenmiyor sanırım...

Evet bizler konuşmayı seven bir toplumuz. Bilsek de bilmesek de her konuda konuşmasını bilenlere bırakmadan sadece konuşuyoruz. Dün akşam Almanya’da yaşayan 26 yaşında bir kız bana yazdı. Futbolcu olmak için Türkiye’ye gitmek istiyormuş. Almanya’da yaşayan bir Türk kızı Türkiye’ye gidip futbol oynamak istiyormuş. Bana yazdı ”Bilgin abla ben futbol oynamaya başlıcam ama 26 yaşından sonra başlayabilir miyim?diye sordu. Ben ona kendimden örnek verdim. 39 yaşında futbolu bıraktım. Ben istersem bir ay antreman yapıp tekrar futbola başlayabilirim. Bu benim yeteneğim. Sadece kendime kondisyon olarak hazırlamam lazım. Eğer senden de bir yetenek varsa yaş önemli değil. Yetenek varsa ve özel yaşamına dikkat edebiliyorsan yapabilirsin. Sadece sana da biraz zaman lazım. Ama sen 26 yaşından sonra Türkiye’ye gidip ne yapmak istiyorsun? Ne kazanmak istiyorsun? Bir kere maddi anlamda sana bir gelir sağlamayacak. Çevre edinmek istiyorsan bunu gitmeden de edinebilirsin. Futbol oynamak istiyorsan herkesin özlemle baktığı Almanya’da her türlü olanaklara sahip olarak yaşıyorsun. İstersen gidip bir takımda hobi olarak da yapabilirsin. Her yaş grubuna göre takım var. Ama Türkiye’ye gidersen kaybolursun, yapamazsın, yok olup gidersin diye anlattım. Maddi olarak bir şey kazanmayı düşünmeden burada oynamasını söyledim. Bana, “Abla senin bir bildiğin vardır. Haklısın. Burada bir takımda başladığımda seni ilk maçımda görmek istiyorum” dedi. 17 yaşındaki kızlarımıza yer verilmeyen Türkiye kadın futbolunda sen ne yapabilirsin ki? İnsanın içinde umutların olması tabi ki çok güzel ama bu şekilde değil. Yani imkânların birçok seçeneğin olduğu bir ülkeden olanaksızlıkların, zorlukların olduğu ülkeye gitme düşüncesi ne kadar doğru olabilir ki?

►Son olarak...

Türkiye’deki kadın futbolcularına hiç bir zaman umutlarını, isteklerini, arzularını yitirmemesini istiyorum. Hayal kurmaktan, hemde doldu dolu hayaller kurmaktan vaz geçmesinler. Bu işe ilk başlayanlardan kendilerine örnek alsınlar. Onlardan birşeyler danışsınlar. Birşeyler öğrenmeye çalışsınlar. Ama herşeyden önce en önemlisi eğitimlerini tamamlasınlar. Eğitim çok önemli. Ondan sonra futbolu her yerde oynayabilirsin. Yapabilirsin ama sen her zaman okuyamazsın. Eğitimini tamamlayamazsın. Önce eğitim. Annemi çok seviyorum.