İktidarın tartışmaya açtığı İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliği hakkında Bergama Demokrasi Platformu Bergama Endüstri Meslek Lisesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bergama Demokrasi Platformu: İktidarın politikaları kadınları öldürüyor

ARDA ÖZARDA

Son dönemde artan kadın cinayetleri ve iktidarın tartışmaya açtığı İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliği hakkında Bergama Demokrasi Platformu Bergama Endüstri Meslek Lisesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Platform adına açıklamayı okuyan Eğitim Sen Bergama Şube Başkanı Şirin Ural, “Bugün bizler yasta değil isyandayız. İktidar kadınların yaşam hakkını kasteden yasal düzenlemelerde ısrar ettikçe kadınlar her gün daha vahşi yöntemlerle katlediliyor. Her gün sosyal medyada kaybolan bir kadının haberi daha yüreğimize o bildik ateşi düşürüyor. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan failler her gün en az üç kadını katletmeye devam ediyorlar. İsimler değişse de hikâyeler hiç değişmiyor. Son olarak katledilen Pınar Gültekin de gördüğümüz gibi medyanın yer veriş biçimi, yargı indirimleri, faili aklamaya yönelik dönük ahlak kodları katillerin imdadına yetişiyor. Yaşanan tüm kadın cinayetleri iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alarak gerçekleşiyor. AKP’nin 18 yıllık iktidarında kadına yönelik şiddet yüzde 1400 artış gösterdi. Yine AKP döneminde 2019 yılında 18.623 çocuğun istismarı iktidarın ideolojisinden bağımsız düşünülemez” dedi.

“BERGAMA BELEDİYESİ KADINA ŞİDDET KONUSUNDA SAMİMİ OLMALI”

AKP’li Bergama Belediyesi’nin kadına şiddet konusunda göstermelik adımlar attığını aktaran Ural , “AKP’li Bergama Belediyesi kadına yönelik şiddete bakış açısını Pınar Gültekin’in cinayetinden sonra yaptığı açıklama da tekrar ortaya koymuştur. Açıklama da yer alan ‘yüreğimizi yakan ve toplumsal infiale neden kadına şiddete dur de!’ ifadeleri gösteriyor ki toplumsal infial olmasa kadına şiddeti kabul edecek zihniyetteler. Bergama’da bir Kadın Dayanışma Merkezi bulunuyor fakat bu kimseyi aldatmasın bu merkezin sadece tabelası var. İçinde hiçbir çalışanı yok hiçbir faaliyeti bulunmuyor. Yani her şey göstermelik, samimi değiller. Ayrıca iktidarın tartışmaya açtığı İstanbul Sözleşmesi gerekliliğini bir kez daha kanıtlamıştır. Bu sözleşmenin gereklilikleri uygulanmış olsaydı bugün Pınar ve binlerce kadın hayatta olacaktı. Şiddeti önlemenin en önemli yolu önleyici politikaları hayata geçirmektir. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bu olaylarda sadece başsağlığı mesajı yayınlıyor ve marifetmiş gibi davalara müdahil olmakla övünüyor. Önleyici mekanizmalar oluşturmayı, kadın erkek eşitliğini sağlayan politikalar üretmeyi reddeden, toplumsal eşitliği kabul etmeyen bu bakanlığın kadınların haklarını savunamadığı bir kez daha görülmüştür” diye konuştu.