Berlin'de gerçekleşen dev mitingde, ırkçı ve faşist gelişmenin asla hafife alınmaması gerektiği vurgulandı.

Berlin'de 350 bin kişilik miting: Biz yangına karşı güvenlik duvarıyız!
Fotoğraflar: Erdal Aykaç

BirGün Berlin

Almanya’da Irkçılığa karşı protestolar artarak devam ediyor. Almanya Federal Parlementosu önünde, "Wir sind die Branmauer!" (Yangına karşı güvenlik duvarıyız!) adıyla yapılan etkinliğe 350 bin kişi katıldı.

Yaklaşık bin 300 dernek ve kuruluşun desteklediği mitingde Verdi, GEW, IG Metall gibi büyük sendikalar; Amnesty International, Attac, BUND, Caritas, Protestan kilisesi, yardım örgütleri,  çevre örgütleri  Extinction Rebellion ve  Letzte Generation gibi kitlesel örgütler de yer aldı.

Etkinliği düzenleyenler tarafından 100 bin olarak beklenen katılım 350 binin üzerine çıktı. Parlemento önündeki büyük alana sığmayan kitle çevredeki parklar ve caddeleri doldurdu. Parlemento çevresinde insan zinciri oluşturularak faşist gelişme karşısında demokratik sistemin korunacağı mesajı verildi.

Mitingte Sultana Sadiqi, Lena Grundmann Axel Grafmanns, Miriam Tödter, televizyon gazetecisi Düzen Tekkal, gazeteci ve köşe yazarı Stephan Anpalagan, aktivist  Patoni Teichmann,  Inklusion aktivisti Laura Gelhaar,  Correctiv’den Jeannette Gusko, yeni medya oluşturucu Elena Kountidou, sınır tanımayan gazetecilerden  ve aktivistler Martin Kaul, Fatuma Musa Afrah, Rieke van Kleef,  Jakob Springfeld, Omas gegen Rechts Cornelia Kerth Katja Karger, Christoph Bautz ve 19 Şubat (Hanau) inisiyatifinden Newroz Duman konuşmalarında ırkçı ve faşist gelişmenin asla hafife alınmayacağını, geçmişte yaşanan vahşetin yeniden yaşanmasına izin vermemek için şimdi olduğu gibi her zaman bu konuda duyarlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladılar. Mitingte müzisyenler Deichkind, Nina Chuba, Malonda, Dota Kehr de sahne aldılar.

POTSDAM PLANI NAZİLERİ ÇAĞRIŞTIRIYOR

Mitinge katılan aktivistler, protesto gösterilerine katılımın azalmadan ve giderek daha da artmasının memnuniyet verici olduğunu, ortaya konan tepkilerin ırkçı ve faşist partilere yönelim konusunda caydırıcı bir etkisinin olabileceğini vurguladılar.

Aktivistler, ‘‘Geçtiğimiz kasım ayında Potsdam şehrinde yapılan toplantının açığa çıktığı zamanın nazi kurbanlarını anma zamanına denk gelmesi toplumdaki duyarlılığı arttırdı. Naziler tarafından oluşturulan  Polonya’daki  Auschwitz toplama ve imha kampındaki insanlar 27 Ocak 1945 yılında Sovyetler Birliği Kızıl Ordusu tarafından kurtarıldı. Orada ortaya çıkan ve dünya tarafında öğrenilen dehşet bugün hala bizi nefessiz bırakıyor. Mart 1942 ile Kasım 1944 arasında yalnızca Auschwitz'de bir milyondan fazla insan benzeri görülmemiş bir imha hamlesiyle öldürüldü. Başta Yahudiler olmak üzere Sintiler ve Romanlar, eşcinseller, engelliler, savaş esirleri vahşice katledildiler.

Potsdam’daki toplantıda göçmeleri oluşturulacak kamplara gönderme planları, Auschwitz toplama ve imha kampını çağrıştırıyor bu da duyarlılığı daha çok arttırıyor’’ yorumunda bulundular.