Ortadoğu uzmanı Faik Bulut iktidarın Berlin zirvesini başarı olarak sunmak istediğini ancak madalyonun görünmeyen yüzünün öyle olmadığını söyledi. Silah ambargosu gibi kararların Ankara’nın önünü keseceğini kaydetti

Berlin Zirvesi’nden iktidar eli boş döndü

Berfin ŞENGİL

Libya’daki siyasi krize çözüm umuduyla Almanya’nın başkenti Berlin’de Pazar günü gerçekleştirilen Libya Zirvesi, AKP hükümetinin tüm aksi iddialarına rağmen Türkiye açısından hayal kırıklığıyla sonuçlandı. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın sonuç bildirgesinin açıklanmasını beklemeden Berlin’den ayrılması da zirveden istenilenin elde edilemediğini işareti.

12 ülke liderinin yanış sıra dört büyük uluslararası birliğin başkanını da buluşturan zirvenin 55 maddelik sonuç bildirgesinde AKP yönetiminin Libya politikalarını kısıtlayan birçok madde var.

Araştırmacı-yazar Ortadoğu uzmanı Faik Bulut Berlin Zirvesi’nden çıkan kararları değerlendirdi. AKP iktidarının Libya politikasının tutarsızlık üzerine kurulu olduğunu kaydeden Bulut, “İktidar büyük bir başarı kazandık diyebilir, bunu kamuoyuna böyle yansıtabilir ama madalyonun görünmeyen yüzü pek de öyle değil. Ankara, Libya politikasını tutarsızlık üstüne kurmuştur. Dolayısıyla istikrarsızlık üzerine kurulmuş bir politika bir fayda getirmez” ifadelerini kullandı.

“Türkiye açısından bir başarı değil ama bir kazanım elde edildiği söylenebilir” diyen Bulut, Trablus’un Hafter güçleri tarafından alınmasının önüne geçilmesini engellemekle Ankara ilk bakışta istediği şeye ulaşmış olduğunu söyledi. Ancak bu durumun sadece Trablus’un düşmesini biraz daha ötelemiş olduğuna dikkat çeken Bulut, mutabakat hükümetinin ayakta kalmasının da iktidarın ikinci dileği olduğunu kaydetti.

Ateşkes sağlansa da çatışmalar devam ettiğini, ateşkesin tam başarılı olamadığını ifade eden Bulut, “Türkiye’nin Hafter’i Sarraj ile aynı masaya oturtup uzlaşmaya, mutabakata varmaya mecbur etme niyetinde olduğunu ancak bunun sağlanamadığını belirtti. BM’nin silah ambargosunu denetlemek için bir komisyon kuracağını bunun da en fazla Türkiye’yi etkileyeceğini ifade eden Bulut, “Bu komisyon ülkelerin Libya’ya silah gönderimini denetleyecek. Türkiye de buraya silah gönderenlerden birisi. Bu durumun silah gönderiminin önüne geçecek” dedi.

Ulusal bir uzlaşma sağlanamadığı için güçler dengesinin hali hazırda Hafter’den yana olduğunu, Sirte’nin alınmasıyla Tobruk yönetiminin gücüne güç kattığını ifade eden Bulut, “Türkiye’nin karşısında yer alan güçlere bakıyorsunuz Fransa, Suudi Arabistan, BAE gibi ülkeler var. Onların basınına bakıldığında sorunu çözen değil sorunu tetikleyen, yani krizin kendisinin Türkiye olduğu vurgulanıyor. Arap medyasına göre Türkiye sorunu çözen değil, sorunun kendisi” diye konuştu.

55 MADDELİK BİLDİRGENİN MESAJLARI

1- Ankara’nın “savaş baronu” dediği General Halife Hafter’e ateşkes için imza attırılamadı. Erdoğan “söz uçar yazı kalır” diyerek Hafter’in imzalamamasını eleştirdi, Hafter’in kilit konumda olduğunu söyledi.

2- AKP iktidarının gayri meşru bir aktör olduğunu iddia ettiği Hafter bir hafta içinde hem Moskova’ya hem Berlin’e davet edilmek suretiyle meşruluğunu kabul ettirdi.

3- Berlin Konferansı öncesinde petrol bölgelerini kontrol eden Hafter’in Libya’nın tümünde yönetimi alana kadar anlaşmaya yanaşmayacağı ortaya çıktı.

4- Zirvede alınan kararların takip edilmesi için bir mekanizma oluşturulması kararlaştırıldı. Erdoğan, o mekanizmada Türkiye’nin de yer alacağını söyledi. Ancak bu mekanizmada yer alıp almayacağı meçhul.

5- Silah ambargosuna uyulması, uymayanların da cezalandırılması istendi. Bildirgede askeri kapasitenin güçlendirilmesi için sağlanan finansman ve paralı asker desteği de dahildir denilerek açıkça Ankara’ya mesaj verildi.

6- Dış müdahalelerin sonlandırılması maddesi de Ankara’yı sınırlayan maddelerden. Planda, “Tüm katılımcılar Libya’daki silahlı çatışmalara müdahale etmeme ve Libya’nın içişlerine karışmama taahhüdünde bulunmuştur” denildi.

7-Kalıcı ateşkesin sağlanabilmesi için iç savaşta etkin rol oynayan silahlı militan grupların dağıtılması gerektiği ifadesi de Ankara’nın desteğiyle Suriye’deki cihatçıların Libya’ya gönderilmesine bir gönderme oldu.