Honduras’ta doğayı korumak için verdiği mücadele nedeniyle öldürülen Bertha Caceres’in ardından aynı örgütten Lesbia Yaneth Urquia da öldürüldü

Bertha’nın yoldaşı Lesbia’yı da öldürdüler

HABER MERKEZİ

Honduras’ta baraj ve maden gibi ‘mega projelere’ karşı mücadele yürüten doğa savunucusu Lesbia Yaneth Urquia’nın cansız bedeninin 7 Temmuz’da Marcala kentindeki bir çöplükte bulunduğu açıklandı. Urquia, Honduras’ın Yerli Halkları Konseyi adlı örgütte doğa mücadelesinin yanı sıra, kadın hakları, ifade özgürlüğü ve özelleştirme karşıtı mücadelelerinin de içindeydi.

Urquia’nın öldürülmesi, Honduras’ın Yerli Halkları Konseyi’nin kurucusu ve dünyada doğa savunucularına verilen en prestijli ödül olan Goldman Ödülü sahibi Bertha Caceres’in öldürülmesinden yalnızca 4 ay sonra gerçekleşti. Caceres ve Urquia, aynı örgütte ortak mücadele yürütüyorlardı. Salı günü ortadan kaybolan ve kafasına aldığı darbeler sonucu öldüğü açıklanan Urquia, 3 çocuk annesiydi. Caceres ve Urquia, La Paz bölgesinde yapılması planlanan ve doğa için yıkıcı sonuçları olan bir barajı engelleyerek mücadelelerini dünyaya duyurmuşlardı. Barajı yapmak isteyen şirket ise Honduras Meclisi’nin Başkanvekili Gladys Lopez’in eşine aitti.

Honduras’taki insan hakları örgütlerinin verilerine göre son beş yıl içinde ülkede yüzden fazla doğa savunucusu öldürüldü. Cinayetler, 2009 yılında sağcı Manuel Zelaya’nın devlet başkanı seçilmesinden sonra arttı. Zelaya, ülke çapında çok sayıda doğa katili projeye onay verdi ve karşısında direnenler öldürülmeye başlandı. Tıpkı Caceres cinayetinde olduğu gibi, pek çok cinayetin arkasında askerler, polisler, emekli askerler ve ‘mega projeleri’ yürüten şirketlerin özel güvenlikleri olduğu ortaya çıktı.
Cinayetin ardından Honduras’ın Yerli Halkları Konseyi bir açıklama yayınladı ve “Lesbia’nın öldürülmesi, kadınları ve savunucuları susturmayı amaçlayan bir siyasi cinayettir. Sorumlusu ise doğrudan Honduras hükümetidir” açıklamalarını kullandı. Polis yetkilileri ise “Bisikletini çalmak isteyenler öldürmüş olabilir” diyerek bunun siyasi bir cinayet değil adi bir suç olabileceğini iddia etti.

Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumlar da açıklama yaparak cinayetlerin son derece endişe verici olduğunu ifade etti.