İdeal bir sağlık hizmeti için sağlık çalışanlarının iyi koşullarda, nöbet ertesi izin kullanarak, şiddetsiz bir ortamda, emeğinin karşılığını alarak çalışması gerekir.

Beyaz Yürüyüş başlıyor!

Doç. Dr. Deniz Erdoğdu*

Türk Tabipleri Birliği (TTB) 23 Kasım’da Beyaz Yürüyüş başlatıyor. Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını ülkemizde sağlık sistemimizin yeterli olup olmadığını ortaya koymuştur. Salgın, tıbbın gereklerine göre değil ekonominin ihtiyaçlarına göre yönetilmeye çalışılmış, salgınla mücadele ediyormuş algısı yaratılmıştır. Haliyle salgın sonlandırılamamış, yurttaşlarımızın, sağlık çalışanlarının ölümleri durdurulamamıştır. Covid-19 vaka sayıları, ölümler doğru bir şekilde açıklanmamış, maske dağıtımı bile soruna dönüştürülmüş, Sağlık Bakanı’nın korona aşısı hakkında sık sık çelişkili açıklamalar yapması akılları karıştırmıştır. Covid-19 salgınını birinci basamakta durdurmak gerekirken, gerçek bir filyasyon yapılmadığı için Covid-19’a yakalanan binlerce hasta acillerde, kliniklerde, yoğun bakımlarda birikmiş, dolayısıyla altından kalkmak zorlaşmıştır. Bu arada kanser, diyabet, kalp hastalığı, felç, romatizma diğer hastalığı olanlar uzun süre hastanelerden sağlık hizmeti alamamıştır.

Salgın koruyucu hekimlikle, birinci basamakta bitirilir!

Sağlık Bakanlığı, 2002 yılından itibaren Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı başlatmış, kamusal sağlık hizmetleri geriletilerek, özel hastanelere verilen pay artırılmış, halkın cepten harcamaları ve SGK’nin da özel sektöre ödemeleri artmıştır. Daha sonra da kamunun kaynaklarıyla yapılan ve üstüne de yüksek kiralar ödediğimiz Şehir Hastaneleri devreye sokulmuştur. Sağlık Bakanlığı 2021 yılı bütçesi, genel bütçenin ancak yüzde 5,7’ini oluşturmaktadır ve salgın göz ardı edilmiştir. Fakat 13 Şehir hastanesinin holding patronlarına Sağlık Bütçesi’nin %22’si (16 milyar TL) aktarılmıştır. Yine 2022 bütçe yasa tasarısında açıklandığı gibi aslan payı yaklaşık 22 milyar TL Şehir Hastanelerine verilirken, diğer tüm sağlık hizmetlerine düşen 45 milyar TL’dir. Bu bütçede salgınla mücadele, koruyucu hizmetleri, sağlık çalışanına iyileştirme yoktur. Buna karşılık salgında var gücüyle çalışan hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının maaşları yüksek enflasyon nedeniyle yoksulluk sınırının da altında kalmıştır.

HEKİMLER DE GEÇİNEMİYOR!

2014 yılında yasalaşan Tam Gün Yasası’yla kamuda çalışan hekimlere tıbba hiç uymayan performans uygulaması getirildi, maaşları düşük olan hekimlere polikliniklerde çok sayıda hasta muayene etmeleri suretiyle gelirini artırabilecekleri söylenmektedir. Bunun anlamı hastaların muayenesi, tedavisi için yeterli sürenin ayrılmaması, olası yanlış teşhis, yetersiz tedavidir.

Ayrıca sonuç alamayan hastaların defalarca dönüp dolaşıp tekrar hastanelere başvurması, cepten harcamaların artmasına, SGK’nin zararına yol açmaktadır. Sağlık sisteminin yetersizliği, poliklinik önlerinde bekleyen 80-100 hastanın umduğunu bulamaması, hekimlerin üzerinde baskı yaratması sağlıkta şiddeti doğurmaktadır.

Sağlıkta şiddeti önleyecek gerçek yaptırım istiyoruz!

Salgın döneminde karşılanamayan sağlık hizmeti nedeniyle uzun süredir bekleyen hastalar için bakanlık MHRS’den 5 dakikada bir randevu verdirmeye başlamıştır, hekimlerin kısa sürede hasta değerlendirmesine zorlanması mesleki uygulama hatalarına yol açabilir, bunda sorumluluk hekimin değil bakanlığındır. Ayrıca bu şekilde hastalıklar tedavi edilemez, gereksiz tahlil, gereksiz ilaç kullanımına yol açar.

MUAYENE İÇİN 5 DEĞİL, 20 DAKİKA

Hastalarımız muayene, reçete, ilaç, ortez için ayrı ayrı 14 kalemde katkı payı ödemektedir. Devlet hastanelerinde çok sıra olduğu randevu alamadığı için özel hastanelere gitmek zorunda kalan hastaların cepten ödemeleri iyice artmaktadır. Sağlık hizmetinin ücretsiz olması gerekirken yıllar içinde hastanın ödemek zorunda kaldığı sağlık harcaması artmıştır.

Aşılarda olduğu gibi ilaçlar da dışa bağımlı hale gelinmiş, ilaçların %60’ı ithaldir. Güncel ilaç kuru 4.57 TL ve Avro kuru ise 11 TL civarındadır, bu yüzden başta kanser ilaçları olmak üzere 645 İlaç piyasada bulunmamaktadır. Öte yandan hastanelerde sarf malzemeleri ve tıbbi cihazların temin edilememesi nedeniyle yapılamayan ameliyatlar söz konusudur.

İLAÇTAN ÜCRETİ ACİLEN KALDIRIN

İdeal bir sağlık hizmeti için sağlık çalışanlarının iyi koşullarda, nöbet ertesi izin kullanarak, şiddetsiz bir ortamda, emeğinin karşılığını alarak çalışması gerekir.
Biz TTB olarak, halkımızın zahiri değil gerçek bir sağlık hizmeti alabilmesi, performansa mecbur kalmadan ürettiği emeğinin karşılığını elde edebilmesi amacıyla bir aydır bir atılım gerçekleştiriyoruz. TTB Merkez Konseyi üyeleri her bölgeye, illere ziyaret gerçekleştirdi, il tabip odası yöneticileri ile hastane, aile sağlığı merkezlerinde hekimlerle buluştu. Ekim ayından bu yana her hafta için bir tema belirlendi, ‘Geçinemiyoruz’, ‘Sağlık 5 Dakikaya Sığmaz’, ‘7200 Ek Gösterge ve Yükseltilmiş Özel Hizmet Tazminatı’, ‘Salgına Özgü Ekstra Erken Emeklilik Zammı’ ‘Sağlıkta Şiddete Karşı Etkin Önlemler’ talepleriyle basın açıklamaları ile gündem oluşturduk. Artık 23’ünde Salı günü Kadıköy’den yurttaşlar, siyasi parti temsilcileri, sendika yönetici ve üyeleri, hekimlerin uğurlaması ile Beyaz Yürüyüş’ü başlatacak, Kocaeli, Bursa, Eskişehir’i uğrayacak, hastane ziyaretleri yapıp 27’si Cumartesi Ankara’ya ulaşacağız. Ankara’da geniş bir katılımla karşılama olacak, ardından Beyaz Forum gerçekleştirecek, geleceğimiz için sağlık politikaları ve eylem planını belirleyeceğiz. Sorunları aktarmak, çözüm önerilerimizi konuşmak maksadıyla birkaç kez randevu istediğimiz ve duymamazlıktan gelen Sağlık Bakanı’nın bundan sonra bir cevap vereceğini düşünüyoruz.

*TTB Merkez Konsey Üyesi