Bharara: AKP Sarraf davasına müdahale etmeye çalışıyor

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF/WASHINGTON
@omurkeyif

Türkiye’de yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında 17 Aralık 2013’te polis tarafından hazırlanan fezleke, bir kez daha New York’ta görülen Rıza Sarraf davasının gündemine oturdu. New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, fezlekenin yaklaşık 300 sayfalık İngilizce çevirisini Mahkeme’nin herkesçe erişilebilen dijital sistemine yükledi.

Sarraf’ın avukatları, 2014’te ABD makamlarınca, Sarraf’ın e-postalarının incelenmesine olanak tanıyan arama kararının, Türkiye Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi için izin istemişti. ‘Delillerin yurtdışına çıkarılmasını yasaklayan tedbir kararının kaldırılmasına’ yönelik bu talep Mahkeme tarafından reddedildi.

Kararda, Türkiye’de polis tarafından hazırlanan 17 Aralık fezlekesinin ve Sarraf’ın iş yaptığı kurum ve kişilerin isimlerinin de yer aldığı biliniyor. Sarraf’ın avukatları, bir davaya dönüşmeyen fezlekenin gerçeği yansıtmadığını ve ABD mahkemesince kullanılmasının uygun olmadığını belirtmişti. Avukatlar, Savcılık makamının internetten elde ettiği fezlekenin Türk makamlarınca doğrulanmaya muhtaç olduğunu ileri sürmüştü.

Hakim Richard Berman ise ret kararında,“delillerin ülke dışına çıkarılmasına gerek olmadığını” belirtti.

Karardan önce; 10 Kasım’da Başsavcı Bharara, Hakim Berman’a, ‘ret’ kararı vermesi yönündeki mütalaasını iletmişti.

Bharara, kamuoyuna 15 Kasım’da açıklanan iki sayfalık dilekçesinde, Savunma makamının dosyasına, herkesin ulaşabileceği bir kaynak olduğunu söylediği fezlekeyle ilgili Türk Makamları’ndan alınan görüşün eklenebileceğini belirtiyor.

Bharara, dilekçesinde, “Türkiye hükümet yetkililerinin davaya müdahale etme girişimleri olduğunu” da ileri sürüyor. Dilekçede, Sarraf tarafının dökümanların Türk hükümetine iletilme talebinin “Türk hükümetinin yargılama sürecine var olan müdahalesini ileriye taşımak olabileceği” belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’le yaptığı görüşmede, Sarraf davasına ilişkin “art niyetli” ifadelerinin ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ABD’li Mevkidaşı Loretta Lynch’le görüşmesinde, Sarraf’ın yargılama sürecinin “hiçbir kanıta dayalı olmadığına” ilişkin sözlerinin haberlere yansıdığı belirtilmiş.

Bharara dilekçesine koyduğu bir dipnotta, “Erdoğan, AKP, Gülen ve onun destekçileri arasındaki politik anlaşmazlığın başka kapsamlarda savunma tarafından gündeme getirildiğini” belirterek, “bu iç politik anlaşmazlıkların yargılamayla tamamen alakasız olduğunu”nu belirtiyor. Dilekçede şu ifadelere yer veriliyor: ‘Dahası, Erdoğan’ın, bu yargılamayla ilişkisi olan herhangi bir Savcılık Ofisi çalışanının Gülen destekçileri tarafından misafir edildiği ya da “yedirilip içirildiği” iddiası kategorik olarak yanlıştır.’

Sarraf: ‘E-postalar delil olarak kullanılmasın’

Sarraf’ın avukatlarının mahkemeye sunduğu bir başka talep ise, Sarraf’ın e-postalarından elde edilen bilgilerin delil olarak kullanılmamasıydı. 17 Aralık fezlekesi bu talepte de tartışma konusu olmuştu. Başsavcı Bharara, bu talebe de yanıt verdi. Talebin reddini isteyen Bharara’nın 31 sayfalık dilekçesinde öne çıkardığı noktalar şöyle:

- Söz konusu talebin “doğrulanabilir bilgiden çok tamamen spekülasyon, varsayım ve politik dedikodulara dayandığını” ileri süren Savcılık makamı, Sarraf’ın e-posta incelemesinin 23 Eylül 2014’te çıkan bir arama izniyle yapıldığını belirtti. Bu arama emrinin, “Sarraf’ın İran hükümetine uluslararası yaptırımları delmek için yardım ettiği ve çevirilen yasa dışı finansal tezgâhı korumak ve desteklemek için milyonlarca dolarlık planın parçası olduğu gerekçesiyle” çıkarıldığı belirtildi.

- Bharara, “Sarraf’ın Türk siyasetini bu yargılama sürecine dahil etmeye çalıştığını belirttiği” dilekçesinde, Sarraf’ın yargılandığı, “ABD’deki ulusal güvenlik düzenlemelerini, banka dolandırıcılığı ve kara para aklama karşıtı yasalarını çiğnemek” suçlarını hatırlatarak, bu suçların “Türk siyasetiyle değil sadece sanığın kendi suç oluşturan davranışıyla ilgili olduğunun” altını çizdi.

-İnternetten alınan 17 Aralık fezlekesinin içerik ve şekil olarak gerçek olduğuna yapılan dilekçede, 17 Aralık’ı takiben “Yolsuzluk soruşturmasına karışan üç Türk hükümet üyesi istifa etti, biri (Erdoğan Bayraktar) aynı zamanda Türk Başbakanı’nı (Tayyip Erdoğan) istifaya çağırdı” denildi. Dönemin yolsuzluk skandalı kapsamında Sarraf’ın gözaltına alınmasının uluslararası basındaki yansımalarına yer verildi.

- “İstanbul’da bulunan bir FBI ajanının Türk polis raporlarıyla şekil ve içerik olarak tutarlı olduğunu onayladığı” fezlekede bulunan bazı bilgilerin ABD polis raporlarıyla da uyuştuğu bilgisi bu dilekçede de tekrarladı. Sarraf’ın Abdullah Happani’yle hükümete ve banka yetkililerine verilen rüşvetlerle ilgili e-posta alışverişi yaptığı da belirtildi.

Rıza Sarraf’ın esastan yargılanmasına 23 Ocak 2017’de New York’ta başlanması bekleniyor.