İsrail’de ‘Bibi’ kâbusu geri döndü. Netanyahu, Filistinlilere daha sert baskılar isteyen aşırı sağın desteğiyle, yeniden seçildi. İsrail Dış Politika Uzmanı Touval, artacak şiddete ve diplomatik gerginliklere dikkat çekiyor.

‘Bibi’ sarmalı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu. (Fotoğraf: Depo Photos)

Yaren ÇOLAK

İsrail'de dört yılda beşinci kez yapılan erken seçimde ülkenin en uzun süre başbakanlık yapan ismi Binyamin Netanyahu'ya yeniden iktidar yolu açıldı. Netanyahu liderliğindeki sağ blok 120 sandalyeli meclise 64 milletvekili gönderdi. 1 Kasım'da yapılan seçimde sandıktan çıkan sonuçlar sonrasında ülkedeki aşırı sağın yükselişi korkuturken Netanyahu’nun geri dönüşünün bölgedeki normalleşme sürecini baltalamasından endişe ediliyor.Yeni dönemin uluslararası ilişkilere yansıması merak konusu.

İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü'nde (Mitvim) Dış Politika Analisti Yonatan Touval Netanyahu’nun gelecek dönem politikalarını BirGün’e değerlendirdi.

İsrail’de sağ blok seçimden zaferle ayrıldı. Ülkedeki sağın yükselişinin nedenleri ne? Ne oldu da sağ sandıktan zaferle ayrıldı?

Seçim sürecinde Netanyahu'nun lehine birkaç faktör rol oynadı:

•Aşırı sağcı Arap karşıtı parti olan Dini Siyonizm'in (ve özellikle onun içindeki Yahudi Güç fraksiyonunun, Itamar Ben-Gvir'e yol açması), genellikle oy kullanmayan genç seçmenleri bünyesine katma yeteneği beklendiği kadar etkili olmadı. Yürütülen propagandalar geleneksel sağcı (ve Likud) seçmenlerde beklendiği kadar etkili olmasa da bu çalışma seçmen tabanını genişletti.

•Dini Siyonizm partisinin yükselişi, özellikle Mayıs 2021'deki toplumlar arası şiddet olaylarının ardından İsrail'in güney bölgelerinde artan güvensizlik duygusu zemininde ırkçı ve yeni-faşist siyasetin popülist çekiciliğinden kaynaklandı. Ayrıca, birçok Yahudi seçmenin derinden kızdığı bir şey olan, eski koalisyona İslamcı bir partinin dahil edilmesine duyulan öfkeden de beslendi.

•Sağ blokun bu seçimi kazanmasına yardımcı olan bir diğer faktör de kampanyası (özellikle) yoksul aileler için büyüyen bir sorun olan hayat pahalılığının yükselmesine odaklanan Sefarad aşırı dini Şas partisinin başarısıydı.

•Teknik olarak, ancak daha az önemli olmayan bir şekilde, Dini Siyonizm partisine verilen desteğin artmasının yarattığı artan oy sayısı, parlamentoda sandalye kazanmak için seçim barajını yükseltti. Bu, en küçük partilerin (muhtemelen önemli bir Yahudi sol partisi olan Meretz dâhil) eşiği geçmesini çok daha zorlaştırdı. Sol görüşlü Yahudi (İşçi ve Meretz) ve üç Arap partisi ortaklaşa yarışamayacak kadar bölünmüştü, böylece oyları parçalayarak, Meretz ve Balad'ın seçim barajını geçememiş görünmesi nedeniyle kayıplara katkıda bulundular.

Mitvim Dış Politika Analisti Touval.Mitvim Dış Politika Analisti Touval.

ŞİDDETİ TEŞVİK EDECEĞİ ENDİŞESİ TIRMANDI

Başbakanlığı döneminde yolsuzluktan yargılanan ‘Bibi’ lakaplı Netanyahu’nun, sertlik yanlısı politikaları yeniden devreye sokmasından korkuluyor. Netanyahu’nun dönüşü ne ifade ediyor?

Bizi neyin beklediğini söylemek zor ve çoğu Netanyahu'nun şiddet ve aşırılık yanlısı koalisyon ortaklarını dizginleme yeteneğine bağlı. Ancak şiddeti körüklemekten daha kolay bir şey yok. Netanyahu'nun koalisyon ortaklarının aşırılıkçı ve kışkırtıcı politikaları; Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimcileri daha şiddetli eylemlere Filistinlileri de hem İsrail içinde hem de Filistin topraklarında Yahudilere karşı şiddete teşvik edecektir.

FİLİSTİN’E KARŞI DAHA SALDIRGAN POLİTİKALAR

Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesine hız vermesi beklenen Netanyahu’nun Filistinlilere yönelik düşmanlaştırıcı politikaları devreye sokması bekleniyor. Filistin’le ilişkiler açısından İsrail’in yeni politikaları nasıl olur?

Kısa vadede, Yahudi yerleşimlerinin genişlemesini ve Filistinlilere karşı daha saldırgan bir politika görmeyi beklemeliyiz. Uzun vadede, İsrail'in eylemleri, iki devletli bir çözümün geri kalan umutlarına geri dönülemez zararlar verebilir ve onu, varoluşunun, barışçıl bir çözüme sahip olmayan Filistinlilerin devam eden baskısına bağlı olacağı bir geleceğe mahkûm edebilir.

Netanyahu’nun yönetimde olmadığı süreçte pek çok körfez ülkesiyle ilk kez ilişkiler kuruldu. Sağcı lider, bu normalleşmelere nasıl bakacak?

Bunun doğru olduğundan emin değilim. İsrail'in tüm yeni ilişkileri, önceki Netanyahu hükümeti döneminde başladı.

Netanyahu, seçime bir gün kala yaptığı açıklamada, Lübnan ile deniz sınırının çizilmesine ilişkin anlaşmayı iptal etmeyeceği ve bu anlaşmalara 1990’larda imzalanan Oslo Anlaşması gibi yaklaşacağı mesajını verdi. Bu bize Netanyahu’nun önümüzdeki dönem politikalarına ilişkin nasıl bir ipucu veriyor?

Netanyahu anlaşmaya saygı gösterecek. Karşı söylemi tamamen politikti. O da Lübnan ile yapılan anlaşmanın İsrail'in çıkarlarına hizmet ettiğini anlıyor ve bu yüzden anlaşmaya saygı duyacak.

ANKARA’NIN HAMLELERİ BELİRLEYİCİ OLACAK

Netanyahu’nun iktidarında iki ülke ilişkileri fiilen koptu. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşmesi için bir süredir adımlar atılırken aşırı sağın yükselişi Ankara siyasetini ve ilişkileri de derinden etkileyecek. Netanyahu’nun dönüşü Ankara ile olan ilişkilere nasıl yansır?

Söylemesi zor ve burada Ankara'nın hamleleri çok bağlayacı olacak. Selefi gibi Netanyahu da normalleşme sürecinin devam ettiğini görmek istiyor ve geçmişte bu sürece yardımcı olmak için uzun bir yol kat etmeye hazır olduğunu gösterdi (Mavi Marmara meselesiyle ilgili 2013'te özür dilemesi gibi). Soru daha çok hükümetinin hem İsrail içinde hem de işgal altındaki topraklarda Filistinlilere yönelik politikaları ve eylemleriyle ilgili. Açık ve gayretli bir şekilde Arap karşıtı üyeler ve Yahudi üstünlükçüleri içerecek olan hükümet, hükümetini Arap ve Müslüman dünyalarını sarsacak adımlar atmaya zorlayacaksa (örneğin, Yahudilerin namazına resmen izin vererek Harem-i Şerif'teki hassas statükoyu değiştirmek gibi) ana koalisyon ortağının talep ettiği gibi Tapınak Tepesi'nde, Türkiye'den Erdoğan yanıt vermek zorunda hissedebilir ve normalleşme süreci zarar görebilir.

Netanyahu’nun önündeki başlıklardan biri de İran-Rusya-Ukrayna üçgeninde nasıl pozisyon alacağı. Sizce Netanyahu, bu denklemde nasıl bir yol haritası izler?

Netanyahu, Ukrayna'ya herhangi bir askeri yardımı reddetme yoluna devam edecek. Ayrıca, eski Başbakan Yair Lapid'in aksine, Ukrayna'yı destekleyen normatif açıklamalardan kaçınacak.

WASHİNGTON’LA İPLERİN KOPMASI BEKLENİYOR

Son olarak da uluslararası arenada ABD’yi tarihi stratejik müttefik olarak konumlandıran İsrail’in ABD Başkanı Joe Biden ile ilişkilerinin nasıl devam edeceği merak konusu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biden yönetimi ile ilişkiler zarar görecek. Ancak, her iki taraf da her birinin elinde yeterince şey olduğu için herhangi bir krizden kaçınmaya çalışacak. Bununla birlikte, Biden yönetimi, önümüzdeki hafta yapılacak ara seçimlerin ardından İran Anlaşması üzerinde anlaşmaya varma konusunda ilerleme kaydederse, Netanyahu anlaşmaya karşı kampanyasını Biden yönetimi ile doğrudan yüzleşme pahasına bile yenileyebilir. Aynı zamanda JCPOA'nın (Ortak Eylem Planı) kaderi ne olursa olsun, Netanyahu'nun Cumhuriyetçiler ile daha partizan bir ilişkiye dönmesinin Demokrat Parti'yi ve Yahudi Amerikalıların büyük çoğunluğunu daha da yabancılaştıracağını beklemeliyiz (özellikle Kongre’yi geri alırlarsa).