Biden zihniyeti Trump’ın devamı

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF/ WASHINGTON

ABD’de seçim Demokratların adayı Joe Biden lehine sonuçlandı. Seçim, son dört yıldır saldırgan söylemleri ve politikalarıyla tepkileri üzerine çeken Donald Trump’a ilişkin bir referanduma dönüşmüş olsa da son aylarda çok büyük eylemlere imza atan halkın önemli talepleri var.

Peki sağlık, eğitim, barınma ve ırksal eşitlik gibi talepler Biden hükümeti tarafından karşılanabilecek mi? Biden’ın, geçen yaz New York’ta katıldığı bağış toplantısında zenginlere verdiği söz cevap niteliğinde: “Başkan seçilirsem hiçbir şey değişmeyecek.”

Sosyalist Kurtuluş Partisi (PSL) kurucularından Merkez Komite Üyesi Brian Becker, seçimin ABD içinde ve dışındaki olası etkilerini BirGün’e yorumladı.


► Biden, ABD’lilerin hayatını değiştirecek mi?
Sıradan yurttaşın hayatı üzerinde etkisi çok olmayacak. Biden yönetimi 80 milyon yurttaşın işini kaybettiği için sağlık sigortasını da kaybettiği bir dönemde ‘herkes için sağlık hizmeti’ talebine karşı çıkıyor. Ayrıca polis teşkilatından bütçe kesintisine gitmenin aksine, polise daha yüksek bütçe vereceğini söyledi. Öğrencilerin borçlarının silinmesi talebine karşı çıktığını söyledi. Hükümet kiraları ve evden atılma kararlarını iptal etme önlemini desteklemeyecek. 40 milyon Amerikalı kirasını ya da mortgage ödemesini yapamadığı gerekçesiyle evden atılmakla karşı karşıya. Biden, 80 milyon kişiyi ilgilendiren (ABD’ye kâğıtsız gelen göçmenlerin çocuklarına burada yaşama hakkı veren) DACA programını destekleyeceğini söyledi. Şu anda kâğıtsız olan milyonlarca kişi için vatandaşlığın yolunu bulacağını söyledi. Fakat mesele bunu nasıl yapacağı… Göç reformunu kurumsallaştırması için Kongre’nin onayı gerek. Senato, Cumhuriyetçilerin kontrolünde, Temsilciler Meclisi ise Demokratların.

► Irkçılığa karşı eylemler ve pandemi Trump’ın kaybetmesinde etkili oldu. Peki, bu konularda Biden ne yapacak? Bir sonraki siyah cinayetine verilen yanıt farklı olur mu?
Sanmıyorum. Biden ve Trump yönetimleri arasında farktan çok, devamlılık olacak. Polis şiddeti ya da bir polisin siyah bir yurttaşı öldürdüğünde sahip olduğu dokunulmazlık Trump ya da Biden meselesi değil. Trump, polisin aşırı hareketlerini savunuyordu. Biden daha dikkatli olur. Amerika’da çok sayıda kişinin polis tarafından öldürülmesi ya da dövülmesi gerçeği derin değişiklikler olmaksızın değişmez. Covid-19 konusunda ise, bir sistem sorunu var. ABD’nin sağlık sistemi yüksek oranda özelleştirilmiş. on binlerce kişinin sağlık sigortası yok, ya da 10 binlerce kişi evde kalmakla, işini kaybetmek arasında seçim yapmak zorunda. Bu seçeneklerle yüz yüze gelen kişinin seçme şansı yok.

► Biden’ın seçimi kıl payı bir oy farkıyla alıyor olması, aslında sağa yaslanan politikalarının işe yaramadığına delil olarak gösteriliyor. Siz buna ne diyorsunuz?
2016’ya kıyasla, Trump’a oy veren beyaz erkeklerin oranı azaldı. Trump’a oy veren Latin seçmen çoğaldı. Siyah seçmende de küçük bir artış var. Trump’a kırsal kesimlerden büyük bir destek var. Bu seçimde çok sayıda kişinin sandığa gitmesi ve iki tarafın da 70 milyonu aşkın oy aldığı gerçeği, halkın politik olarak ilgili olduğunu ve nüfusun farklı kesimlerinde kutuplaşmanın arttığını gösterir. Kampanya döneminde Demokratların tek bir argümanı vardı, o da Biden’ın Trump olmadığı. Bu kadar… 70 milyondan fazla kişinin umurunda olan Biden değil, Trump. Ülkenin çoğunluğunu dışlayan Trump’a karşı oy çok güçlü. Fakat Demokratlar halka önemli hiçbir şey sunmuyor. Demokratların bu seçimden güçlenerek çıktıklarını düşünmüyorum. Demokratik Parti’ye oy veren genç, siyah ve Latin kesimlerin desteği kolayca kaybedilebilir. Demokratik Parti içindeki sol kanat güçlenmiyor aksine zayıflıyor.

biden-zihniyeti-trump-in-devami-803470-1.

► Nasıl bir dış politika bekliyorsunuz?
Biden’in dış politikası Obama’nın dış politikası gibi olacak. Biden’in dış politika ekibinin lideri olacak kişiler, Obama yönetiminin üst düzey yetkilileriydi. ‘Savaş şahini’ olan bu kişiler, ‘önce Amerika’ sloganını reddedip açıkça ‘çok taraflılık’ dedikleri şeyi savunuyor. Bu da NATO’daki tüm müttefikler üzerinde ABD otoritesini yeniden tesis etmek anlamına geliyor. Obama’nın, Netanyahu’yla anlaşmazlığı olsa da İsrail’e verilen kurumsal destek sürecek. Yeni dış politika İsrail’i daha fazla ülkenin tanıması ve ilişkileri normalleştirmesiyle sürdürmek olacak. Biden İran’la (nükleer anlaşma) JCPOA’yı ya da onun bir versiyonunu yeniden tesis etmek için bir çeşit anlaşma da yapabilir. Biden yönetimi, Obama gibi Ortadoğu’da savaşlara gömülmek istemiyor. En büyük öncelik Çin’e karşı çıkmak ve Çin’in barışçıl yükselişini durdurmak için yönü Asya’ya çevirmek olacak. ABD, Amerikan karşıtlığını yükseltmemek için Latin Amerika’ya doğrudan asker gönderemez. Fakat Biden, Venezuela ve Küba’yı bastırmak istiyor. Küba’yla ilgili mesele Trump tarafından sümen altı edilen normalleşmenin başlayıp başlamayacağı...

► Obama’nın son döneminde Türkiye’yle ilişkiler gerilmişti. Biden nasıl bir yol izler?
Obama yönetiminin Erdoğan ile arası soğuktu. 2016’daki darbe girişimine ABD sarı ışık yaktı. Erdoğan da Obama’yı sorumlu tuttu. Biden, Türkiye ile yeni bir başlangıç yapmaya çalışabilir çünkü ABD, Türkiye’nin Rusya’yla biraz daha yakınlaşmasını istemiyor. Türkiye’yle yakınlaşmak için bir girişim görmek beni şaşırtmaz.

► Toplumdaki kutuplaşma derinleşirken sosyalistler ne yapacak, nasıl örgütleneceksiniz?
Halkın ihtiyaçlarını talep etmek için örgütleneceğiz. Bunlar herkes için sağlık hizmeti, öğrenci borçlarının silinmesi, Covid-19 sırasında evden çıkarılma kararlarının iptali, işsizlere iş bulma programları… Bunlar Sanders’i popüler yapan, Occasio-Cortez gibi solcu Demokratların seçimi kazanmasının nedeni olan talepler. Demokratik Parti’de herkes için sağlık hizmeti isteyen hiç kimse seçimi kaybetmedi. Aynı zamanda Bernie Sanders’i ya da sosyalizmi savunmak için politikanın içine giren on milyonlarca kişi var. PSL’in örgütleyicilerinden biri olarak şunu söyleyebilirim; son dönemde partiye katılmak için başvuru yapan binlerce kişi var ve bu devam ediyor. Sadece bu yıl PSL’e on bin kişi başvurdu. Bu Amerikan siyasetinde yeni bir gelişme. İnanıyoruz ki sosyalist hareket büyümeye devam edecek.

***

Sağ söylem kaybettirdi

PSL, Başkanlık Seçimleri’ne Gloria La Riva’yı aday göstermişti. PSL, seçim sonucuna dair açıklamasında ABD’nin egemen sınıfının Trump’tan desteğini çekmesini şöyle yorumladı: “Trump seçim sisteminin sahtekârlık olduğunu ilan edince, ABD kapitalist politika sahnesinin temel kuralını ihlal etti. 100 yıldan fazla süredir iki yönetici sınıf partisi arasında barışçıl yetki transferi imajını korumak Amerikan kapitalist yönetiminin ana unsuru olarak görülüyor. Yetkinin barışçıl transferi sisteme meşruluğunu bahşediyor.”

PSL’e göre, Demokratlar’ın Kongre seçimlerinde başarılı olamamasının nedeni de sağ söyleme yönlenmeleri: “Demokratlar Temsilciler Meclisi’nde sandalyelerini Cumhuriyetçilere kaybetti ve Senato’da çoğunluğu alamadı. En büyük sağlık sistemi felaketi ve işsizliğin yaşandığı bir dönemde, oy oranlarının yakın olması, Demokratların kitlelere vaadinin ne kadar küçük olabileceğini gösteriyor. Parti, merkez sağ bir yön benimsedi. Fakat ironik şekilde, aynı Demokratik Parti’nin temsilcileri seçimdeki başarısızlıklarından solu sorumlu tutuyor.”

***

Sınıfa kazandırdığı hiçbir şey yok

Barış İçin Siyah İttifakı'ndan (BAP) Netfa Freeman’a göre, seçim sonucunun ABD işçi sınıfına kazandırdığı hiçbir şey yok, özellikle de “pandemi sürecinde ön saflarda çalışmak zorunda olan ve beyaz olmayan işçiler için…” Bu işçilerin büyük çoğunluğunun kaybettiği işlerine geri dönemeyeceğini belirten Freeman’a göre, ”Demokratik Parti’nin bu durumu düzeltecek bir planı yok.”

Trump yönetiminin George Floyd’un öldürülmesinin ardından yaşanan eylemlere müdahale için bazı eyaletlere silahlı federal güçleri sevk ettiğini hatırlatan Freeman, “Bunu ne Demokratlar ne de onların başkan adayı kınadı” diyor ve ekliyor: “Hepsi protestocuları azarlama yolunu seçti. Biden ve onun ‘polis şefi’ başkan yardımcısı Kamala Harris, polisin bütçesini azaltma çağrısı yapan siyah önderliğindeki harekete karşılık polisin bütçesinin artırılacağını taahhüt ediyor.” Biden ve Harris’in ‘herkes için sağlık hizmeti’ talebine de karşı olduğunu hatırlatan Freeman, “Hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’da politikacıların ipleri kapitalist yönetici sınıfın elinde. Kemer sıkmaya ve neoliberal savaşa bağlı bir sistemle ne gibi özgürlükler kazanılır ki…” şeklinde konuşuyor.

Freeman dış politika konusunda “3. dünya savaşı kadar şiddetli bir ihtimale bakıyoruz” diye konuşuyor: “ABD’nin egemen sınıfı dünyada ‘tam donanımlı egemenlik’ istedikleri konusunda net. Dünya gücü pozisyonunu Çin ve Rusya’ya kaybediyorlar. Biden; Rusya, Çin ve Kuzey Kore için düşmanca yorumlar yaptı ve kendisi neocon şahinlerle donattı.