Bilal Erdoğan: Gençlerin en büyük imtihanı sosyal medya kaynaklı yüzeysellik

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Osmaniye Kültür Sanat ve Kongre Merkezi'nde Eğitime Destek Platformu Osmaniye İl Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen "Gençlik Buluşması"nda konuşturuldu.

Özgeçmişi hakkında öğrencilere bilgi veren Bilal Erdoğan, insanlığın kanununda her gelen neslin bir önceki nesli beğenmediğinin olduğunu ancak kendisinin konuşulanların aksine günümüzün gençlerini çok iyi gördüğünü ifade etti.

Bugünün gençlerinin "doğrucu" ve "sorgulayıcı" olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bugünün gençlerinin en büyük imtihanı sosyal medya kaynaklı yüzeysellik. Yani derinlemesine olmayan, işte bir sloganla, bir cümleyle birisinin ortaya attığı bir lafla kanaat oluşturma riski. Bu riskle karşı karşıyasınız. Bu riske karşı da uyanık olmanız lazım. Yani elimize bir, iki telefonu aldığımız zaman veya tableti aldığımız zaman 'ben artık özgürüm, bilginin bütün kaynaklarına erişebiliyorum, kimse beni manipüle edemez' algısına kapılmaması gerekiyor çünkü bunlar da bizi manipüle etmek için var. Kimisi malını bize satmak için kimisi de kanaatlerimizi şekillendirmek için bunları kullanıyor. İşte Hollywood da bunların filmini yaptı. Sonra bunların gerçekleri yaşandı. Amerika'da yaşandı, Avrupa'da yaşandı. Yani bununla ilgili sanmayın ki birileri size özgürlük algısını empoze ederken sizi manipüle etmeye çalışmıyor. Dolayısıyla buna karşı daha uyanık olmanız gerekiyor."

Babası Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayatı ve aile ilişkileri hakkında da gençlere bilgiler veren Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bugün hakikaten Cumhurbaşkanı'mızın dünya çapındaki saygınlığını, dünyadaki ağırlığını, yerini düşündüğümüz zaman hamdolsun diyoruz. Yani ülkemizin başına gerçekten bu millete yaraşır bir lider geldiği için, bu milletin değerlerini taşıyan, bu milletin hukukunu koruyan bir lider geldiği için hamdolsun diyoruz. Biz de çocukları olarak, ailesi olarak, bunun için 'ya işte akşam yemeğine niye gelmiyor, sabah efendim niye gidiyor, niye az görüyoruz, niye beraber bir şey yapamıyoruz?' diye sorgulamamayı, buna kızmamayı, üzülmemeyi, çok öncelerden öğrendik. Dolayısıyla hatta 1988-1989 yıllarında ilk defa Refah Partisi Kadın Kolları kuruldu. Ondan sonra anne de gitti ama biz babaannemle yan yana dairelerimizde dedem rahmetli olmuştu, babaannem bakardı, ederdi. Yani bir şekilde görev bölüşümüyle bu işler yönetilirdi ve hamdolsun biz de şimdi sivil toplum kuruluşları aracılığıyla, işte nasıl gençlerimizin eğitimde daha büyük işler yapmalarını, kendilerine daha büyük hedefler koymalarını sağlayabiliriz buna kafa yoruyoruz."