Kanal İstanbul'a ilişkin eleştirilere Çevre Bakanı Kurum, “Bilimsel bir açıklama göremiyoruz. Yalnızca siyasi algı üzerinden süreç yürütülüyor” yanıtı geldi. Oysa bu konuda sayısız araştırma riskleri ortaya koyuyor.

Bilim yok sayıldı

Mustafa BİLDİRCİN

TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu’nda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul’a karşı, “Siyasi algı üzerinden” süreç yürütüldüğünü savundu.

Bakan Kurum, Kanal İstanbul’un deprem riskini artıracağına yönelik ilginç yanıtlar verdi. Bilim adamlarıyla konuştuklarını aktaran Bakan Kurum şunları söyledi: 21 metre derinliğinde bir kanal niye İstanbul’un deprem riskini artırıyor? Ve bilimsel bir açıklamasını göremiyoruz, bulamıyoruz. Su riskini artıracağını söylüyorlar. Su kaynaklarının yüzde 3’üne etkisi var, sadece Sazlıdere Barajı’nda su kaynaklarına… Gerek Melen gerek Karamandere gerek Pirinççi Barajlarına ilişkin de bir vizyon ortaya konmuş, bir çalışma ortaya konmuş. Bu çalışma çerçevesinde Kanal İstanbul’la eş zamanlı bunlar yapıldığında, o yüzde 3 olan etkinin 40-50 kat fazlası, İstanbul’un su kaynaklarını, ihtiyacını karşılayacak şekilde düşünülmüş ve yapılmak zorunda.” Ne var ki Kurum’un “Göremiyoruz, bulamıyoruz” demesine karşın çok sayıda bilimsel araştırma projenin sakıncalarını ortaya koyuyor. Bilim insanlarının Kanal İstanbul’un yaratacağı risklere karşı yaptığı tespitler özetle şöyle sıralanıyor;


Kanal İstanbul Çok Disiplinli Değerlendirme kitabı ve İSKİ Genel Müdürlüğü’nün raporlarında “Su yolu güzergahı Sazlıdere Barajı üzerinden geçiyor. Bu durumda içme suyu kaynağı olmaktan çıkar” tespiti yer alıyor.

Uzmanlar, olası bir depremde Kanal İstanbul güzergahında büyük heyelanlar olabileceğini belirtiyor. Proje güzergahı üzerinde üç aktif fay hattı bulunuyor. Bu da heyelanlara yol açabilir.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür “Projeyle İstanbul’da bir ada meydana gelir. Büyük bir deprem olursa adaya müdahale edemezsiniz. Deprem bekleyen bir kentte nüfusu artırmamak gerekir” açıklaması yaptı. Bazı uzmanlar, kanalın deprem sırasındaki afet yönetimini zora sokacağını savunuyor. Olası depremde, kanalın Marmara’ya yakın kesimleri bir şekilde zarar görürse Küçükçekmece’nin kıyıya yakın kesimlerinin deniz basmasına uğrayabileceği ifade ediliyor. Yapım sırasında gerçekleştirilecek kaya patlatma çalışması sırasında şiddeti az depremler olabileceğini dile getiriyor.

***

Kanal İstanbul’a 3 başlıkta itiraz

TMMOB’nin projenin planına yönelik İstanbul İdare Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede ise bilimsel nedenleriyle birlikte itirazlar özetle şöyle sıralanıyor:

♦ Amacına aykırılık taşıyor: Rezerv alan, dava konusu plan kararlarına göre amacına uygun kullanılmamakta. İstanbul’un riskli alanlarında yaşayan nüfusun taşınması gereken alan.

♦ Tarım alanları yok olacak: Dava konusu plan değişikliği ile tarım alanlarının hemen hemen tamamı yok olmaktadır. Aynı şekilde 1381.12 ha büyüklüğündeki mera alanı da yapılaşmaya açılmakta.

♦ Kültür varlıkları kaybedilecek: Kanal İstanbul Proje alanında güncel envanterlere göre 1. 2. ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanları ve 62 adet tescilli kültür varlığı olup, bunlar kaybedilmiş olacak.