Deprem felaketinin yarattığı enkazda canlı olup olmadığı bile kesinleşmeden iktidar, inşaat çalışmalarına başlanacağını duyurdu. Uzmanlar, önceliğin bilimsel temelde planlama ve etüt çalışmalarına verilmesini istedi.

Bilimden, akıldan uzaklaşmayın
Fotoğraf: AA

Mustafa BİLDİRCİN - Hüseyin ŞİMŞEK

Deprem felaketlerinin üzerinden geçen 10 güne rağmen enkaz altında kalanları çıkartma çalışmalarını tamamlayamayan iktidar, mart ayı başında konut inşaatına başlamaya hazırlanıyor. İktidar temsilcilerinin bu kararına uzmanlar bilimsel verilerle hareket edilmesi gereğini vurgulayarak “Yeni felaketlere davetiye çıkarıldığı” gerekçesiyle karşı çıkıyor.

Hala enkaz altındaki canları çıkaramayan iktidarın bu adımının bilimden uzak olduğunu bildiren Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, “Böyle bir adım asla atılmamalı” dedi. İktidarın 14 gün içerisinde enkazları kaldırarak inşaat çalışmalarına başlamasının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini bildiren Alan, “Yıkıma uğramış bölgelerde planlamaların ve gerekli etütlerin mutlaka sağlıklı bir şekilde yapılması gerekiyor. Heyelan, kaya düşmesi, zeminde çökme, sıvılaşma gibi risklerin belirlenmesi, yapı güvenliğini sağlayacak bazı düzenlemeler ve alt yapı çalışmalarının yürütülmesi gerekiyor. Bunların ardından üst yapıya başlanabilir” diye konuştu.

ACELENİN KİMSEYE FAYDASI OLMAZ

“Eski bölgelerin yeniden imara açılması, buralarda yıkım sorunlarının yeniden yaşanması sonucu doğurabilir” diyen Alan, şöyle devam etti: “Aceleye getirmek yerine bilimsel veriler, planlama, etütler yapıldıktan sonra inşaatlara başlamaları gerekiyor. 1999 Marmara depreminden sonra depremden etkilenen tüm kentlerde altı ay boyunca imar faaliyetlerine yapı ruhsatı verilmemesi kararlaştırılmış ve bu uygulanmıştı. Öncelik olarak bunun yapılması gerekiyor. Barınma sorunları elbette var. Bu baskı bilinmesine rağmen bilimin ışığından yürümeliyiz. Teknik çalışmalar yürütüldükten sonra bu sürece başlanması gerekiyor. 35 binden fazla insanın öldüğü bir yerde alelacele ev yapmak kimseye fayda sağlamaz.”

CİDDİ PLANLAMA GEREKİYOR

İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Özer Akkuş ise Marmara Depremi’nin ardından ortaya konulan stratejinin, “Önce çadır kentler, sonra konteynerler daha sonra ise tek katlı geçici prefabrik konutlar” olduğunu anımsatarak, “Toplu konut üretimi bu adımlardan sonra başlatıldı” dedi. Toplu konut üretim sürecinin ciddi bir planlama gerektirdiğini kaydeden Akkuş, “Yapılacak konutların şehir planlama usul ve esaslarına uygun olması gerekiyor. Toplu konut üretmek için ciddi bir finans gücü, malzeme ve makine donanımı gerektiriyor” diye konuştu.

***

Rantçılar kâr peşinde

İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi de aybaşında inşaat faaliyetlerinin başlatılacak olmasına karşı çıktı. Kimsenin bir yılda binaların bitmesini beklemediğini kaydeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuyla ilgili, “Hala aynı noktada duruyoruz. Oturalım, hep birlikte biz konuşmayı başaralım. ‘Arkadaşlarımla ne zaman konuşacağım, oynayacağım’ diyen çocuklarla biz başka bir hayali, başka bir geleceği konuşalım” dedi.

Cezaevinde bulunan İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman da sosyal medya hesabı üzerinden iktidara tepki gösterdi. “İnsanlar cenazelerini ararken rantçılar kâr peşine düşmüş. Faciadan yine ders alınmamış” diyen Kahraman, şunları söyledi:

“Bilime, toplum yararına sırt çevrilerek, hesapsız kitapsız betona boğulan kentler, affedilen kaçak yapılar, plansız altyapı haritadan silindi. El yordamıyla, kar hırsıyla yapılan denetimsiz inşaatların sonucu ortada. Bir ayda inşaata başlamak yeni felaketlere zemin hazırlamaktır. 21 yıllık deneyimle yaptıkları yapacaklarının teminatı olanlara, asrın felaketi haline getirdikleri depremi seçimden kaçmak için bahane, siyasete malzeme edenlere karşı demokrasi ve bilimin hakim olduğu, depreme ve tüm afetlere karşı güçlü, yeni bir Türkiye kurmanın zamanıdır.”