Bilimsel çalışma: Atlantik-ötesi köle ticaretinin korkunç hikâyesi


BİRGÜN DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’de yayın yapan American Journal of Human Genetics dergisinde genetik araştırmaları yapan 23andMe şirketi tarafından yapılan araştırmaya dayandırılan bir makalede ülkede köleleştirilmiş siyah kadınların beyaz erkek efendileri tarafından tecavüze uğradığı kaleme alındı.

Çalışma pek çok farklı açıdan köle ticaretinde kullanılmış Afrikalılar hakkında yeni bilgileri ortaya çıkarıyor.

Bu ABD’de uzun yıllar süren köle ticaretine ilişkin tarihsel kayıtlarının yanına eklenebilecek Afro-Amerikalıların DNA’larından yola çıkılarak yapılan bilimsel bir çalışma olarak kayda geçti.

Araştırmada Amerika, Batı Avrupa ve Atlantik Afrika'dan 50.000'den fazla insanın genetik verileri derlendi. Köleleştirilmiş insanların nereden alındığı ve köleleştirildikleri yerdeki tarihi kayıtlarla karşılaştırdı. Veriler ve kayıtlar birlikte, Amerika'daki Afrika diasporasının karmaşık kökleri hakkında da bir hikâye anlatıyor.
Köken ve cinsiyet hakkında bilgiler

Afrika'dan alınan ve Amerika'ya getirilen köleleştirilmiş işçilerin büyük kısmı orantısız bir şekilde erkekti. Yine de, genetik veriler köleleştirilmiş kadınların gen havuzlarına daha yüksek oranda katkıda bulunduğunu gösteriyor.

ABD'de ve Karayipler'in İngilizler tarafından sömürgeleştirilen bölümlerinde, Afrikalı kadınlar gen havuzuna Afrikalı erkeklerden yaklaşık 1,5 ila 2 kat daha fazla katkıda bulundu. Latin Amerika'da bu oran daha da yüksekti. Köleleştirilmiş kadınlar Orta Amerika, Latin Karayipler ve Güney Amerika'nın bazı bölgelerindeki gen havuzuna yaklaşık 13 ila 17 kat daha fazla katkıda bulundular.

Amerika kıtasında Afrika kökenli insanların Avrupa soyuna sahip oldukları ölçüde, soylarında Latin, Karayipler ve Orta Amerika dışındaki tüm bölgelerdeki Beyaz annelerden daha fazla Beyaz babaya sahip olmaları daha olası.

Bu ne demek?

Araştırma sonuçlarına ilişkin CNN’e bir mektup yazan yazar Steven Micheletti ve Joanna Mountain, gen havuzunda köleleştirilmiş Afrikalı kadınlara ve Avrupalı erkeklere yönelik önyargıların, Beyaz sahiplerinin elinde köleleştirilmiş kadınlara karşı tecavüz ve cinsel sömürüye işaret ettiğini vurguladı.

Howard Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Ravi Perry’e göre köleleştirilmiş siyahi kadınlara genellikle beyaz efendileri tarafından tecavüz edildiği, ABD'de yaşayan herhangi bir Siyah kişi için "sürpriz değil". Çalışmanın yazarlarının belirttiği gibi, çok sayıda tarihsel hesap bu gerçeği de doğruluyor.
Ancak ABD ve Latin Amerika arasındaki bölgesel farklılıklar dikkat çekici.

ABD ve diğer eski İngiliz kolonileri genellikle köleleştirilmiş insanları iş gücünü korumak için çocuk sahibi olmaya zorladı. Bu köleleştirilmiş bir kadının çocuklarının köleleştirilmiş bir babaya sahip olma olasılığının daha yüksek olduğunu açıklayabilir. Araştırmanın yazarlarının teorisine göre, ABD'de ayrımcılık da bu duruma ilişkin bir faktör olabilir. Buna karşılık, araştırmacılar, Afrika ırkını seyreltmek amacıyla Avrupa göçmenlerini getiren çeşitli Latin Amerika ülkelerinde ırkçı beyazlatma politikalarının varlığına da işaret ediyor. Yazarlar, bu tür politikaların ve köleleştirilmiş erkeklerin daha yüksek ölüm oranlarının, köleleştirilmiş kadınların gen havuzuna orantısız katkılarını açıklayabileceğini yazdı.

Amerikan içi köle ticaretine ışık tutuluyor

Araştırmaya göre, ABD ve Latin Amerika'daki çok daha fazla insan, bugünkü Nijerya topraklarından Amerika'ya giden köleleştirilmiş insanlar hakkındaki tarihi kayıtların göz önüne alındığında, beklenenden daha fazla Nijeryalı ataya sahiptir.
Bu ne demek?

Micheletti ve Mountain’in aktardığına göre bu, büyük ölçüde İngiliz Karayiplerinden 1619-1807 arasında Amerika'nın diğer bölgelerine gerçekleşen interkolonyal köle ticaretinin bir yansıması. Köleleştirilmiş Afrikalılar Amerika'ya ulaştığında, birçoğu yeni gemilere konuldu ve diğer bölgelere taşındı. Yazarlar çalışmalarında, "Belgelendirilmiş Amerikan içi seferler, köleleştirilmiş insanların büyük çoğunluğunun, muhtemelen transatlantik köle ticareti gittikçe yasaklandığından köle ekonomisini korumak için İngiliz Karayiplerinden Amerika'nın diğer bölgelerine taşındığını gösteriyor" ifadelerini kullandı. Nijerya'dan Britanya Karayipleri’ne gelen köleleştirilmiş insanlar başka bölgelere takas edildiğinde, ataları da doğrudan Afrika'nın bu bölgesiyle ticaret yapmayan bölgelerine yayıldı.

Hikâyenin tamamını anlatmıyor

McGill Üniversitesi'nden İnsan Genetiği Profesörü Simon Gravel, çalışmanın büyük bir ilerleme kaydettiğini söylese de bazı kısıtlamalar da sahip olduğunu ifade etti. “Analizlerini yapmak için, bilim insanları ‘çok sayıda basitleştirme’ yapmak zorunda kaldı. Araştırmacıların daha derinlemesine detaya inmesi için daha geniş genomik alanında daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu söyleyen Gravel, “Araştırmacılar Afrika kökenli soyları kıtanın Atlantik kıyısındaki dört bölgeye ayırdı: Nijeryalı, Senegambialı, Kıyı Batı Afrikalı ve Kongolu. Bu yüzden de bu size tüm hikâyeyi anlatmıyor” dedi.

50 binden fazla katılımcının yalnızca yaklaşık 2 binin Afrika kökenli olduğunu söyleyen Vanderbilt Üniversitesi'nden Genetik Antropolog Jada Benn Torres de Afrika'dan çalışmaya katılan daha fazla insanı görmek istediğini söyledi.

CNN'e bir e-posta gönderen Benn Torres, "İnsanın evrimsel genetiği açısından Afrika en genetik çeşitlilik gösteren kıta" dedi ve ekledi: "Mevcut varyasyonu yeterli şekilde yakalayabilmek için örnek boyutları büyük olmalı."

Tüm bunların yanında hem Gravel hem de Benn Torres, çalışmayı heyecan verici bir başlangıç ​​olarak nitelendirdi.

Çalışmayı yapanlardan Micheletti, makalenin Amerika'daki Afrika kökenli insanların atalarının nereden geldiğini ve nelerin üstesinden geldiklerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmasını umduğunu sözlerine ekledi.