Çocuk gelinlik olgusuna karşı çıktığı konuşmasında, Cumhurbaşkanı ile Hz. Muhammed’in evliliklerini örnek veren...

Mor Çatı Kadın Sığınağı kurucularından Avukat Canan Arın, Antalya’da verdiği ‘kadına şiddet’ konulu seminerde, Hz. Muhammed ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün çocuk yaşta kız çocuklarıyla evlendiğini söyleyince, hukuk tarihine geçecek bir dava açıldı. Avukatlara yönelik düzenlenen iç hizmet seminerine katılmamış on kişinin yaptığı ve aynı kalemden çıktığı anlaşılan şikayet dilekçesi üzerine savcılık, Adalet Bakanlığı’ndan da izin almadan soruşturma açtı. Soruşturma savcısı ise, daha önce İlhan Cihaner hakkında soruşturma başlatan savcı Osman Şanal.
Arın, soruşturmanın usule aykırı yapıldığı gerekçesiyle ifade vermeye gitmeyince, hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Arın, tatil için gittiği Antep’te otel odasında gözaltına alındı. Bilirkişi, “Bu sözlerde hakaret yoktur” dediği halde Arın hakkında, iddianame düzenlendi. İddianamede Arın, “Peygamber efendimiz Hz. Muhammet’e (SAV) ve Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’e hakaret içeren sözler söylemekle" suçlandı.


'KÜÇÜK YAŞTA EVLENDİRİLENLER'
Mor Çatı Kadın Sığınağı’nın kurucularından, kadın hakları savunucusu Avukat Canan Arın, avukatlara yönelik hizmet içi eğitim kapsamında Antalya Barosu’nun davetlisi olarak 4 Aralık 2011’de bu kente gitti. Baro binasında, ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Kadın Hakları Hukuku’ üzerine meslektaşlarını bilgilendiren Arın, konuşması sırasında, kız çocuklarının evlendirilmesine de dikkat çekti. Arın, buna örnek olarak, Hz. Muhammed’in ve Cumhurbaşkanı Gül’ün eşlerinin evlendirildiklerinde çocuk yaşta olduğunu söyledi. Bu açıklamalardan sonra panele katılmamış on kişi Arın hakkında suç duyurusunda bulundu. Antalya Savcısı Osman Şanal, "Dini değerleri aşağılama" ve "Cumhurbaşkanı'na hakaret" iddialarıyla soruşturma açtı.


BİLİRKİŞİ POLİS: BURADA HAKARET YOK
Konferansın meslek içi eğitim kapsamında olması ve Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması nedeniyle Adalet Bakanlığı’ndan izin alması gereken savcılık, bu yola başvurmadan doğrudan Arın’ı ifadeye çağırdı. Fakat Arın, arayan polis memuruna “İzin almanız gerekir” diye yanıt verdi. Bunun üzerinde savcılık da, “Şüpheli bu talimata sudan gerekçelerle gitmekten imtina etmiştir” diyerek, mahkeme kanalıyla Arın hakkında yakalama kararı çıkardı. Arın, tatil için gittiği Antep’te, 23 Haziran 2012’de, kaldığı otelde gözaltına alındı. İfadesi sonrasında dosya, bilirkişi incelemesi için Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli Yüksel Gün’e gönderildi. Bilirkişi Gün ise “Hakaret içeren sözlere rastlanılmamıştır” diye görüş belirttiği halde savcılık, Arın’a dava açtı.
Arın için, “Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’e (SAV) ve gerekse Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’e yönelik aşağılayıcı hakaret içeren sözler” iddiasıyla Antalya 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Arın, ilk duruşması 11 Aralık’ta görülecek bu davanın öncesinde, Antalya’ya gitmekten çekindiği için bugün İstanbul Adliyesi’ne giderek, talimat yoluyla ifade verecek.

***

Av. Canan Arın: ‘Bu dava hukuka aykırı’


Av. Canan Arın, bugün saat 10.00’da İstanbul Asliye 31. Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifade verecek. Avukat Arın, bu soruşturmada tüm hukuk kurallarının ihlal edildiğini, ifade özgürlüğünün suç kapsamına sokulduğunu, amacın tüm aykırı sesleri bastırmak olduğunu savunuyor.
Arın, yaşananlarla ilgili şunları söyledi: “Bu dava, hukuka aykırı biçimde açılmış bir davadır. Antep’te verdiğim savcılık ifadesinde de bu aykırılıkları anlattım. Davaya konu olan sözler, tamamen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde ifade özgürlüğünün çok açık bir kullanımıdır. Herhangi bir hakaret ya da iltifat yoktur, mevcut bir durumdan söz edilmiştir. ‘Cumhurbaşkanlığı’na hakaret’ suçuyla ilgili dava açılması için izin alınması gerekirdi. Ben avukat olduğum için de izin alınması gerekiyordu, bu izinlerin hiçbiri alınmamıştır. Halk arasında 3. Yargı Paketi olarak bilinen kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde de bu davanın açılmaması gerekiyordu. Ancak tüm bunlara karşın dava açılmıştır. Hukuk kurallarının artık hiç çalışmadığı bir durumdayız.”

***

“Cumhurbaşkanına hakaret”in kovuşturma prosedürü


Türkİye'de mevcut yasalara göre, “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan kovuşturma yapılması Adalet Bakanı’nın iznine bağlı. 5287 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesine göre, soruşturmanın, kolluk makam ve memurlara bırakılmayarak bizzat Cumhuriyet Başsavcısı veya görevlendireceği bir Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılması gerekiyor. Soruşturma evresi sonunda toplanan delillerin kamu davası için yeterli görülmesi durumunda, Cumhuriyet Başsavcılığı, bir fezleke hazırlıyor ve Adalet Bakanlığı’na gönderiyor.
Avukatlar hakkında yapılacak soruşturmalarda da yine Bakanlık izni gerekiyor. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesinde, “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yerde Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır” deniyor. Buna göre, avukat hakkında yapılan soruşturmaya ait dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi gerekiyor.