İzmir depreminin ardından hasar gören binaların yıkımları sürüyor. KMO Ege Bölge Şube Başkanı Koç, aradan üç yıl geçmesine rağmen bina yıkımlarında önlemlerin hâlâ alınmadığını belirterek asbest riskine dikkat çekti.

Bina yıkımında asbest önlemi yok
Fotoğraf: ANKA

Mahir KANAAT

İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de gerçekleşen depremin ardından hasarlı binaların yıkımı sürüyor. Binaların yıkımının başlayacağı dönemde gündeme gelen asbest tehlikesi ise aradan geçen bunca süreye rağmen devam ediyor.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehlika Koç, depremin üçüncü yılına gidilirken mevzuatlara aykırı bir şekilde tozu dumana katarak apar topar yapılan yıkımların halk sağlığını, işçi sağlığını ve çevre sağlığını tehdit etmeye devam ettiğini söyledi.

Koç, “Bu üç yıl boyunca halkımıza ve yöneticilere asbest ve tehlikeli atıkların, çevre ve kamu sağlığına olası etkilerini ve tehlikenin boyutlarını anlattık. Yapılan tüm açıklama ve bilgilendirmelerimize rağmen, üç yıldır gelinen noktada değişen bir durumun olmadığını üzülerek görüyoruz” dedi.

Koç, “‘Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik` binalarda bulunan, insan ve çevre sağlığı açısından son derece tehlikeli olan asbest maddesi hakkında düzenlemeleri getiriyor. Yönetmeliğin Genel İlkeler başlıklı 5. Maddesi 7. Fıkrası uyarınca; ‘Yapılardaki, asbest ve benzeri tehlikeli kimyasal içeren imalatlar sökülüp uzaklaştırılmadan ve Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine göre seçici yıkım yapılmadan ana yıkıma geçilemez’ hükmü getiriliyor. Yine yönetmelik 15. Maddeye göre yıkım öncesinde asbest ve diğer tehlikeli maddelerin uzaklaştırılmasını sağlayacak seçici yıkım yapılmak zorundadır. Yönetmeliğin 16. Maddesine göre de ‘Yıkıma başlanılmadan önce asbestli imalatın var olup olmadığı, varsa asbest içeren imalatlar için asbestin türünü, miktarını ve yerini belirlemeye yönelik envanter çalışması yapılması zorunludur’ ifadesi yer alıyor” diye konuştu.

İzmir’de bina yıkımlarının yönetmeliklere uygun olmayan şekilde yapıldığını vurgulayan Koç, şunları dile getirdi: “Binalarda yıkımın; üst katlardan kat eksiltme yöntemi yerine orta katlardan zayıflatma yöntemi ile yapılması, yıkımı yapan firmaya zaman kazandırıyor. Yıkım esnasında çevre güvenliğinin ve yıkım işinde çalışanların iş güvenliğinin sağlanmaması dışında, yönetmelikte adı geçen toz bastırma sisteminin kullanılmaması nedeni ile toz ve asbest yayılımının önlenmemesi gözlemlenen hatalardandır. Belediyeler hukuka aykırı, ruhsatsız yıkıma müdahale etme ve yıkım ruhsatını vermeden önce de yetki alanında mevzuatın uygulanmasını sağlamak ve denetlemekle yükümlüdür. Mevzuata uygun olmayan yıkımların ruhsatları iptal edilerek gerekli idari ve hukuki işlemler yapılmalıdır. İnsan ve çevre sağlığı için çok ciddi bir risk teşkil eden asbest ve diğer tehlikeli kimyasallardan zarar görmemek adına, ilgili tüm kamu kurumlarını bu konuda yeterli ve etkili denetim yapmaya davet ediyoruz.”