Maraş merkezli depremlerin üzerinden 1 ay geçerken depremin merkez üssü Pazarcık’ta halkın sorunları sürüyor. Pazarcık halkı, “Bizim depremimiz sürüyor, kolay kolay da bitecek gibi görünmüyor” diyor.

Bir ay bitti, yaralar sarılmadı, acı azalmadı: Bizim depremimiz hâlâ sürüyor
Fotoğraf: BirGün

Nurcan GÖKDEMİR

Maraş merkezli meydana gelen ve resmî rakamlarla 45 binin üzerindeki yurttaşın yaşamına mal olan depremlerin üzerinden bir ay geçti.
Depremin birinci ayı sona ermek üzere iken ilk depremin merkez üssü Pazarcık’tayız. Hatay’dan zihnimize kazınan yıkım görüntüleri ile geldiğimiz Pazarcık ilk anda “çok da fazla yıkım yok” dedirtecek bir görünümde. İlçe merkezinde tek tük marketler açılmış, yol kenarlarına seyyar yiyecek tezgâhları kurulmuş. Ancak sokaklardan ilçenin içlerine doğru ilerledikçe yıkımın büyüklüğü görülüyor. Enkazların tamamına yakını duruyor, yıkılan evlerin kapattğı yollar daha açılmamış, hasar gören binaların her an yıkılabileceği korkusuyla mahallelerin içine girmek mümkün değil.

İlk durağımız bir kısmı AFAD çadırları ile kurulan ancak hizmetlerin İzmit Belediyesi tarafından sağlandığı çadırkent. Sınırlı da olsa çadırlar kurulmuş, sobalar yakılmış ama hâlâ çadırsız, çadır bulsa da eşyasız çok sayıda aile var. İlk günden bu yana bölgede olan CHP Maraş Milletvekili Ali Öztunç’la hiç susmayan telefonları nedeniyle konuşmak mümkün değil. İlin dört bir yanından yardım çağrısı geliyor, çadır, konteyner isteyenler, kayıplarının bulunması için yardım isteyenler, yiyecek talebinde bulunanlar…

VALİ “BİTTİ” DEDİ

Depremin üzerinden 5 gün geçtikten sonra Pazarcık'ta koordinatör vali olarak görevlendirilen Kırıkkale Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu arama kurtarma faaliyetlerinin tamamlandığını açıkladı. Buna hala öfkeli Pazarcıklılar, “Vali bunu açıkladığında daha girilmemiş mahalle, el atılmamış enkaz vardı. Bu açıklamalar buraya gelmek isteyen kurtarma ekiplerini durdurdu” diyorlar. Yeterli yardım ulaşmadığı için enkaz altında ilk saatlerde sesi duyulanların daha sonra cansız bedenlerinin çıkartıldığını unutamıyorlar. Bir de bölgeye yeterli savcı gelmediği için sevdiklerinin cenazelerini defnedemediklerini, köpeklerden, farelerden cesetleri korumak için verdikleri uğraşı unutamıyor, hâlâ gözyaşları içinde o günleri anlatıyorlar.

SUSUZLUK BÜYÜK SORUN

Bir aydır hiç yıkanmadığını söyleyen bir kadın depremzede, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gönderdiği seyyar duşta yıkandıktan sonra “Bir sıcak suya muhtaç hale geldik, bırak sıcak suyu içecek su da azaldı. Pislik yüzünden hastalanmaktan korkuyoruz, bebekler var, yatalak yaşlılar var” diye yakınıyor.

En fazla yaşlılar etkilenmiş görünüyor. 80 yaşında olduğunu söyleyen Ahmet amca “Her şeyimiz vardı, şimdi ev yok, oğlanı kaybettim, eşya yok, dükkân yok, para yok. Torunlarla kaldım, ben bu saatten sonra ne yaparım” diye anlatıyor gözyaşlarını gizlemeye çalışırken…

Aradan yaklaşık bir ay geçmesine karşın barınma sorununu çözemeyen insanların hava şartlarının sertleşmesi kaygısıyla önce içine girebilecekleri bir çadır, ardından da uzun süreli yaşayabilecekleri konteyner ilk istedikleri. Barınma, zorunlu ihtiyaçlarını karşılama olanağı hâlâ sağlanamayan insanları diğer yandan da “Yardımlar yakında kesilecek, devletin yüzümüze baktığı yok. Biz nasıl yaşayacağız, bize ne olacak” kaygısı sarmış. Tarların ekilme zamanında depreme yakalanan Pazarcıklılar, kuraklık korkusu da yaşıyor. Yeterli yağışın olmaması nedeniyle sulamaya dayanan tarımın olumsuz etkileneceğini, ilçenin sulama amaçlı kullanılan Kartalkaya Barajı’nın da deprem nedeniyle çatladığı ve boşaltılmak zorunda kalındığını anlatıyorlar. “Geriye sadece ceviz üretimi kalıyor ama o bahçelerin olduğu yere de devlet bize sormadan toplu konut yapmayı planlıyormuş” diye anlatıyorlar, birbirlerinden sözü kaparak…

Bölgedeki iş olanaklarının sınırlı olması nedeniyle Pazarcık’tan çok fazla insan çalışmak için uzun yıllardır yurtdışında yaşıyor. Kalanların planı da yakınlarının yanına gitmek.

“AYRIMCILIK YAPILIYOR”

Son yerel seçimlerde CHP veDSP adaylarının toplam yüzde 53 oy almasına karşın sol oylar bölündüğü için yüzde 45 oy alan AKP’li aday, belediye başkanlığı koltuğunda oturuyor. Alevi ve sol görüşlü yurttaşların ağırlıkta olduğu Pazarcık’a ayrımcılık yapıldığı duygusu hâkim. “Devleti depremden dört gün sonra gördük” diyorlar, “Mersin, Adana Büyükşehir Belediyeleri, Dersim Belediyesi yetişmese karın içinde soğukta, ortada kaldıydık” diye anlatıyorlar.

SEÇİM NASIL YAPILACAK

Kendisi ve yakınları enkaz altından güçlükle kurtulan CHP Pazarcık İlçe Başkanı Veysel Şervan da ilçe başkanlığı kurmak için kontenyer arayışında. “Seçim kapıda, bu seçim bizim için artık çok daha önemli, bizi yıllarca bırakanların yanlış politikaları sevdiklerimizin canına mal oldu. Kaybedecek zaman yok, seçim için çalışmalıyız” diye anlatıyor. Bölgede seçim yapmanın zorluğundan söz ediyor Şervan, “Aylardır sandık müşahidi eğitiyoruz. Ya öldüler ya ilçeyi terk ettiler ama toparlanacağız. Bu seçimi yapacağız. Başka çaremiz yok” diyor.

Şervan da merkezî hükümetin bölgede ayrımcılık yaptığına inananlardan. Sol görüşlü ve Alevi kökenli yurttaşların ağırlıklı olduğu ilçeye yardımların devletten değil daha çok CHP’li belediyelerden geldiğini anlatıyor. Pazarcık tüm bölgede yaşananların özeti. Yaşananlar aynı, ihtiyaçlar aynı, ihmal, dağınıklık, beceriksizliğin yarattığı sıkıntılar aynı… İktidarın sorunlarını çözeceği umudu ise yok denilecek kadar zayıf…Özetle "Bizim depremimiz sürüyor, kolay kolay da bitecek gibi görünmüyor” diyorlar.