17 Ocak 1909’da yapılan özel bir maçta ilk kez karşı karşıya gelen takımların ezeli rekabeti, artarak sürüyor. Sonucu her zaman heyecanla beklenen derbinin bu derbi olduğunu söylemek şüphesiz yanlış değil. Bir başka açıdan da önemli: Türkiye’de plaklara konu olan tek derbi!

Bir derbi ve memlekette yayımlanmış ilk futbol plakları

MURAT MERİÇ - muratmeric@gmail.com

Kıtalararası derbi olarak da bilinen Fenerbahçe-Galatasaray derbisi, dün 380. kez oynandı. Bu satırlar yazılırken kazananı belli değildi ama heyecan doruktaydı. Kimin kazandığını, neler olduğunu artık biliyorsunuz belki ama bu, heyecanı dindirmiyor. Gözler her zaman bir sonrakine dönüyor. 17 Ocak 1909’da yapılan özel bir maçta ilk kez karşı karşıya gelen takımların ezeli rekabeti, artarak sürüyor. Sonucu her zaman heyecanla beklenen derbinin bu derbi olduğunu söylemek şüphesiz yanlış değil. Dünyaca ünlü derbilerden biri bu, kimilerine göre birincisi.

Bir başka açıdan da önemli: Türkiye’de plaklara konu olan tek derbi! Üstelik erken dönemde basılmış bir taş plak bu. Tarihini kesin olarak bilmiyoruz ancak Cemal Ünlü’nün hazırladığı fonograf-gramofon-taş plak tarihi Git Zaman Gel Zaman’a göre bu plak, Columbia tarafından 1930-32 arasında yapılmış. Memlekette yayımlanmış ilk futbol plaklarından biri olmasının ötesinde, özel zarfla yayımlanmış bir plak bu. O güne dek firma zarflarında satışa sunulan plakların aksine, bu, Ömer Nuri imzasıyla tasarlanmış bir zarfın içinde satışa sunulmuş. Fenerbahçe Stadı’nın ve iki takımın fotoğraflarıyla süslenmiş zarfın üzerindeki yazı şöyle: “Galatasaray-Fener Maçı (Netice: Galatasaray 1 – Fenerbahçe 1)” Maçta atılmış goller, plağın iki yüzüne paylaştırılmış. Bir mizansen plak bu, sonradan kaydedilmiş. İhtimal, yapılmamış bir maçı anlatıyor. Üstelik “stattan sesler”le süslenmiş. Plağın birinci yüzündeki etikette, “Galatasaray-Fener Maçı, birinci haftaym / Galatasaray / re re re ra ra ra Galatasaray Galatasaray Cim bom bom bom / Galatasaray: 0 - Fenerbahçe 1”, diğer yüzünde de “Galatasaray – Fener Maçı, ikinci haftaym / Fenerbahçe / ya ya ya şa şa şa Fenerbahçe çok yaşa / Galatasaray 1 – Fenerbahçe 1” yazıyor. Fonda sakin bir tango var. Anlatıcı, “maç”ın bir yerinde gole itiraz olduğunu söylüyor ancak bu, ziyadesiyle kibar bir itiraz.

Dünyada derbi plaklarının ya da karşılaşmaları anlatan plakların örneği çok ancak bahsi geçen, Türkiye’de bildiğimiz ender plaklardan. Takımların gollerinin anlatıldığı plaklar var ancak başlı başına bir maç anlatımına, bunun dışında sadece birkaç plakta rastlıyoruz. Fenerbahçe’nin, 2 Ekim 1968’de, İnönü Stadı’nda Manchester City ile oynadığı ve kazanarak tur atladığı Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası maçı, iki plağa konu olmuş. İlki, Halit Kıvanç’ın anlatımıyla Ezgi Plak tarafından yayımlanmış olan Fenerbahçe-Manchester City Maçı, 2 Ekim 1968, diğeri, Pertev Tunaseli’nin anlatımıyla ve Girgin Plak etiketiyle basılan Şampiyon Fenerbahçe-Manchester’in Maçı. İlk plak maçın anlatımlarından oluşmuş, ikinci plakta eğlenceli şarkılar da var: “Nedim, Ogün oyun açtı / Hey Allah’ım o ne maçtı / Aptallaşan Manchester’in / Her vuruşu faul, taçtı…” 

Alpay’ın ilk plağının arkasında yer alan ve Durul Gence’nin de içinde bulunduğu Arkadaşlar grubu tarafından çalınan “Maç Twist”, Şanar Yurdatapan imzalı ilk futbol şarkılarımızdan. Maç anlatımlarıyla ve sloganlarla süslenmiş enstrümantal bir şarkı bu. Eski spor spikerlerinden Ali Kocatepe’nin, 1969-1970 futbol liginden seçilmiş golleri anlattığı Altın Goller, bu alanda emsalsiz bir 45’lik. İçinde dokuz ayrı maçın “ilginç” anları yer alıyor. Daha eski bir plak, memleket tarihinin de ilklerinden: 19 Şubat 1956’da İstanbul’da oynanan ve Türkiye’nin 3-1 kazandığı Türkiye-Macaristan millî maçı, akabinde yayımlanan bir taş plağa konu olmuş. Maçın, futbol tarihine “2 Lefter 1 Metin” olarak geçen golleri, bu plağın da içeriği. 

İlk plaklar Fenerbahçe için

Derbiden uzaklaşmayalım… Bu bahiste plak tek belki ama Fenerbahçe ve Galatasaray plaklarını da hesaba katarsak, oldukça bereketli bir alana girmiş oluruz. 1931 yılında Odeon tarafından yayımlanan Fenerbahçe Şampiyonluk Hatırası başlıklı taş plak, bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de yapılmış ilk futbol plağı. Mehmet Ö. Alkan’ın “Plaklarla Fenerbahçe’nin Şampiyonluk Tarihi: Yaşa Fenerbahçe…” başlıklı yazısından aktarayım: “Fenerbahçe 1929-1930 sezonunda 6. kez İstanbul lig şampiyonu olmuştu. Hiç mağlup olmadan 8 galibiyet ve 2 beraberlikle bu sonuca ulaşmıştı. Ayrıca aynı yıl Cumhuriyet Halk Fırkası’nın icadı olan İstanbul Şildi şampiyonluğunun ilkini de kazanmış, dolayısıyla iki şampiyonluk birden elde etmişti. Fenerbahçe’nin 1930 yılındaki bu iki başarısı bestekâr Muallim Kâzım Bey’i çok etkilemiş, 1931 yılında ‘Fenerbahçe Şampiyonluk Hatırası’ adlı bir şarkı bestelemiş ve 78 devirli plak olarak piyasaya çıkmıştı. Şu ana kadar dinleyemediğimiz bu plakla ilgili 26 Mayıs 1931 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki ilanda, ‘Şampiyon takımın büyük muvaffakiyeti şerefine maruf bestekârlarımızdan Muallim Kâzım Beyin bestelediği methiye bir hatıra olmak üzere Odeon plaklarına okunmuştur’ bilgisi bulunmaktadır.” (Toplumsal Tarih 126, Haziran 2004.) 

Sadece taş plak değil, 45’lik plak döneminde de yayımlanan ilk futbol plağı Fenerbahçe’ye kısmet olmuş: Vasfi Uçaroğlu Orkestrası’nın yaptığı “Şampiyonlar Şarkısı”, 1965’te, Ezgi Plak tarafından Spor Serisi No.1 notuyla yayımlanmış. Sözlerini Halit Kıvanç yazmış. Yazık ki, bir seri olarak tasarlanan bu plaklardan sadece iki tane yayımlanabilmiş. İkincisi, “bütün kale ağlarının tanıdığı golcü” Metin Oktay için yapılan “Metin Geliyor Metin”: “Meşin topun kralı / Goller goller sıralı / Ağlar bile delindi / Metin topa vuralı…” Yine Halit Kıvanç’ın yazdığı şarkıyı Şevket Uğurluer ve Arkadaşları seslendiriyor. Plağın arka yüzünde “Kralın Golleri” var. Fenerbahçe plaklarına dönmeden önce Metin Oktay için yapılan bir plağı daha anayım: Yıldırım Gürses’in Grand 7li Orkestrası eşliğinde seslendirdiği “Son Maç”: “Bir devri sen yaşattın / Bir devir senle dolu / Emsalsiz goller attın / Sana aşık Türk Sporu // Sana gönülden sevgi / Sana krallar feda / Bu son maç, son hatıra / Metin sana elveda…Metin Oktay’ın jübilesini yaptığı 7 Haziran 1969 tarihli maçın sonrasında yayımlanmış bu plağın arka yüzünde “Son Gol” var: Necati Karakaya, büyük golcünün Türkiye liglerinde attığı son golü anlatıyor.

Ezgi’nin “Spor Serisi”nin başarıya ulaşmama hikâyesini de, serinin fikir babası ve şarkıların söz yazarı Halit Kıvanç’tan dinleyelim: “Ne yazık ki, Beşiktaş’ın şarkısını yazmaya, Trabzonspor’un şarkısını besteletmeye olanak bulamadan bu plak işine nokta koyduk. Çünkü!.. Plakların masrafını bile çıkaramamış, sermayeyi kediye yüklemiştik.” (Halit Kıvanç, “Futbol! Bir Aşk…”, İletişim Yayınları, İstanbul 2004) Fenerbahçe için yapılan ilk plak olan Şampiyonlar Şarkısı’nın arka yüzünde, Kıvanç’ın anlatımıyla “Şampiyonların 15 Golü” var. Şarkı, sevimli girişiyle ilgi çekiyor: “Hop hop hop / Top top top / As as as / Pas pas pas / Tut tut tut / Şut şut şut / Goooooool…” Sonrasında, Fenerbahçe’nin şampiyonluk macerası alabildiğince basit sözlerle anlatılıyor: “Paslar yerini buldu / Ağlar gollerle doldu / Bu yıl da Fenerbahçe / Yine şampiyon oldu…” Plağın piyasaya çıkışı heyecanla karşılanmış ve Hürriyet gazetesinde yayımlanan bir ilanda şöyle duyurulmuş: “İlk ‘Spor Plâğı Çıktı – Fenerbahçe’nin geçen seneki şampiyonluğunu canlandıran plâkta Vasfi Uçaroğlu Orkestrası’nın çaldığı ‘Şampiyonlar Şarkısı’ ve Halit Kıvanç’ın anlattığı ‘Şampiyonların 15 Golü…’ / Galatasaray ve Beşiktaş taraftarı sporseverleri coşturacak diğer spor plâkları da yakında çıkıyor.Yelpaze dergisinin 20 Ekim 1965 tarihli 697. sayısında yayımlanan haberde de şu satırlara rastlıyoruz: “Şimdiye kadar müzikseverlerin pek alışık olmadıkları, yeni bir plâk türü Türkiye’de ilk defa piyasaya çıkarıldı: ‘Spor plâkları’. Müzik, özellikle popüler müzik, geniş halk kitlelerine hitap eder. Spor plâkları ise, popüler şarkılardan çok daha fazla satış niteliğine sahip. Sevilen takımlar hakkında çıkarılan şarkılar veya tek bir yıldız futbolcu için düzenlenen parçalar kitleleri hareketlendirmekte ve ‘popüler müzik’ anlamını büyük kitlelere yayılmasında daha tesirli olmakta. (…) ‘Spor Plâkları’nın bizim müzik çevremiz için faydalı olan kısmı, geniş kitleleri plâk almaya sevketmesinden geliyor. Fenerbahçe için yapılan ilk plâk’ta, geçen yıl şampiyon olan takımın en önemli gollerine de yer verilmiş. (…) diğer tarafında da Fenerbahçe için yazılmış bir şarkı var. Bu bir marş olmadığı için, popüler müzik kavramına daha rahatlıkla girebilmekte. (…) Müzik adamlarımız için, bundan böyle daha geniş bir çalışma alanı açılıyor. Milyonlarca spor seyircisini düşünürsek, bu tip plâkların sürümünün ne kadar geniş olabileceği, rahatça tahmin edilebilir.

Yıllar önce, Kıvanç Koçak’ın isteğiyle, memlekette yapılan futbol şarkılarını anlatan bir yazı yazmıştım ve bu yazı, 20-22 Haziran 2005 tarihinde BirGün’de dizi halinde yayımlanmıştı. Meraklısı, arşivlerde bulabilir. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yanı sıra, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor, Adana Demirspor, Sarıyer ve Vefa, plaklı takımlar. Ancak bunlar başka bir yazının konusu olsun. Sonda, her zamanki temenniyi yineleyeyim: 

Dostluk kazansın.