Bir gecede 973 hastaya arkadaşıyla birlikte bakan doktor kalp krizi geçirdi

Sibel BAHÇETEPE

Acil servislerin aşırı kalabalık olması hastaları olduğu kadar hekimleri de perişan ediyor. Son olarak İzmir’de Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Çocuk Acil Servisi’nde nöbetçi olan ve diyabet hastası bir hekimin, insülin yaptıktan sonra yoğunluk nedeniyle yemek yiyemediği ve hipoglisemik atak geçirdiği öne sürüldü. Kalp krizi bulgularıyla hastaneye kaldırılan hekime anjiyo yapıldığı belirtildi. Hekimin nöbetçi olduğu gün çocuk acil servisine 973 hastanın başvurması da dikkat çekti. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, acil servislerdeki yoğunluk nedeniyle bazı hastanelerde başvurunun binin çok üzerine çıktığını belirterek “Hekimler bırakın yemek yemeyi tuvalete dahi gidemiyor. Bu durum sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor” dedi.

BirGün’ün önceki gün “Sistem kilitlendi” başlığıyla gündeme getirdiği haberde, kamu hastanelerinin acil servislerinin yoğunluğunun artığını gündeme getirmişti. Bu durum hastaları olduğu kadar hekimleri ve sağlık çalışanlarını da zor durumda bırakıyor. Bunun somut örneklerinden biri İzmir’de yaşandı. Edinilen bilgilere göre. Önceki gün sabaha karşı 04.25 sularında meydana gelen olayda, hastanenin Çocuk Acil Servisi’nde nöbetçi olan 53 yaşındaki Dr. Uğur Dalbaşı görevi başında rahatsızlandı. Nöbetçi iki hekimden biri olan Dr. Dalbaşı’nın şeker hastası olduğu, nöbet sırasında hipoglisemik atak geçirdiği ve kalp krizi şüphesiyle tedaviye alındığı kaydedildi. Anjiyo uygulanan doktora, stent takılacağı ya da by-pass yapılacağı kaydedildi. Dalbaşı’nın uzun süre hasta baktığı, diyabet hastası olduğu ve insülin yaptıktan sonra da yemek yiyemediği için hipoglisemik atak (bireyin kan şekerinin, yani glikoz seviyesinin normal değerlerinden daha düşük olması ve genellikle uzun süreli açlık sonrasında ortaya çıkan tablo) geçirdiği ve fenalaştığı öne sürüldü. Olay sosyal medyada da gündem oldu. Sosyal medyadan Dahiliye Doktoru adlı kullanıcı “‘İşler dönsün de’ mantığıyla gelinen noktayı görüyorsunuz” notuyla bir paylaşım yaparak duruma dikkat çekti.

Dr. Uğur Dalbaşı

DURUMU STABİL

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Kaynak, doktora anjiyo yapıldığını ve durumunun takip edildiğini belirterek “Bizlere söylenen şey şu. Doktorun kendisi diyabet hastası ve insülin kullanması gerekiyor. İnsülinini yapmış. İnsülinin hemen arkasından yarım saat 15 dakika içinde yemek yemesi lazım ki. Ama muhtemelen o yoğunluk nedeniyle yemek yiyemedi. Yemek yiyemeyince hipoglisik atak geçirdi. Bu durum da kalp krizi riskini artırır. Dolayısıyla böyle bir şanssız durum ortaya çıktı. Bu durum tamamen çalışma şartlarıyla ilgili” diye konuştu. Kış mevsimi ile birlikte acil servislerin yoğunluğunun zirve noktasına ulaştığını vurgulayan Kaynak, şöyle devam etti: “Viral enfeksiyonlar, okullar başta olmak üzere çocuklarda çok yaygın görülüyor. Özellikle yoğunluğun giderek artmakta olduğunu görüyoruz. Bu yoğunluğu acildeki hekim, sağlık personeli nasıl karşılayacak? Yemek yemeden, su içmeden, tuvalete gitmeden ve sürekli bir şiddet tehdidi altında çalışanlar görev yapmak zorunda kalıyor. Gerçekten sağlık sisteminin bence en vahim, en üzücü yüzlerinden biridir. Yoğunluk acillerde arttı. Sağlık sorunu geçiren bu arkadaşımız da bunun kurbanlarından birisi. Bu doktor arkadaşımız insani şartlarda çalışma ortamında olsaydı muhtemelen böyle bir şeyle karşılaşmayacaktı. Sağlık Bakanlığı bu durumu bir türlü görmek ve anlamak istemiyor.”

MASKE KULLANILMALI

Acillerde kışın yoğunluğun artacağını çok önceden söylediklerini, uyarılar yaptıklarını ancak önlem alınmadığını anlatan Prof. Dr. Kaynak “Covid tümüyle ortadan kalkmadı. Maske kullandığımız pandemi döneminde viral salgınlar çok azalmıştı. Covid döneminde izole yaşadığımız için immün sistemi virüslere karşı zayıfladı, şimdi bu virüslere daha kolay yakalanıyoruz. Maskenin yanı sıra grip aşıları da teşvik edilmeli, toplumda bu anlamda farkındalık oluşmalı. İzmir’de özellikle çocuk klinikleri, çocuk acilleri hele de hafta sonları çok yoğun. Atatürk, Tepecik, Çiğili Eğitim Araştırma Hastaneleri’nin acilleri çok yoğun. Bini geçkin hasta popülasyonu var. Şiddet olayının en yüksek olduğu yerler aciller. Türkiye’de iyi çalışan bir sağlık sistemi olsa 12-15 milyon civarında insan müracaat etmeli, halbuki nüfusun yüzde 150’si kadar hasta acile müracaat ediyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 10-15 kadardır. Bu çok vahim bir durum” dedi.