Türkiye’de çözümün ‘güçlü parlamenter sistem’de olduğuna vurgu yapan CHP, Başkanlık sistemi tartışmalarına karşı “Anayasa Çalıştayı” düzenledi. Çalıştay’da konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir kişinin arzusu üzerine rejim değişmez, bir kişi rejimi belirleyemez” dedi

‘Bir kişinin arzusuyla rejim değiştirilemez’

BİRGÜN / ANKARA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hukuk ve Seçim İşleri Genel Başkan Yardımcılığı, Başkanlık sistemi tartışmalarına karşı “Anayasa Çalıştayı” düzenledi. Ankara’da düzenlenen çalıştayda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasının ardından ‘Anayasa Vizyonu’, ‘Parlamenter Demokrasi’, ‘Otoriter Sistem Arayışları’ konu başlıkları ele alındı.

29 Ekim’de silahlı saldırıya uğrayan Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan olayın ardından ilk kez bir programa katılırken, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ve Ankara Milletvekili Murat Emir tarafından yönetilen oturumlarda, BirGün Gazetesi yazarı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Bertil Emrah Öder, Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, Prof. Dr. Selin Esen, Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu ve Doç. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz da birer sunum yaptı.

“Hem biz hem toplum”

Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, bu çalışma ile hem kendilerinin hem de toplumun aydınlatılmasının amaçlandığını belirtti. AKP’nin ve Saray’ın Başkanlık Sistemi ısrarının karşılıksız olduğunu ve tek bir insanın isteği ile rejim değişikliğine gidilemeyeceğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa çalışmalarının geçmişten ‘ders alınarak’ yapılması gerektiğini aktardı. Kılıçdaroğlu, “1982 Anayasa’sı, bizim anayasa tarihimizde en çok değişikliğe uğramış anayasadır. En çok tartışılan anayasadır. Halkın, yüzde 91 oyla, referandumla kabul ettiği bir anayasadır. Bu kadar ezici bir çoğunlukla kabul edilmesinin arkasındaki gerçekler nelerdir? Bir darbe sonrasında, darbeciler iktidardayken böyle bir anayasaya ‘evet’ diyen geniş bir kitlemiz vardı. Bunların hepsinin oturup konuşulması gerekiyor, geleceği daha sağlıklı belirleyebilmek açısından. 82 Anayasası’na hala ‘82 Anayasası’dır demek de belki doğru değil. 100’ün üzerinde madde değişti. Yeni maddeler ilave edildi. Dolayısıyla farklı bir anayasa var önümüzde. Anayasayı şöyle düşünmek gerekiyor; bütün bu değişikliklere karşı acaba darbe ruhu hala varlığını koruyor mu bu anayasada?” ifadelerini kullandı.

“Basın gerçekten hür mü?”

Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Günümüze bakıyoruz, basın gerçekten hür mü? Herhalde bunu en iyi basın çalışanları bilirler. Eğer bir ülkede 80 darbesinden yıllar sonra, 142 gazeteci hapisteyse o ülkede basın özgürlüğünden söz edemezsiniz. Bunlar anayasanın bu hükmüne rağmen, nasıl içerideler? Darbe hukukun öngördüğü hukuk ve yargıyla içerideler” şeklinde konuştu.

Anayasada, “Yargı bağımsızdır, kimse emir ve talimat veremez” denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Dönüp bugüne bakıyoruz, ‘yargı bağımsızdır’ diyen var mı? ‘Emir ve talimat verilmiyor’ diyen var mı? Miting meydanlarından çağrı yapılıyor, savcı harekete geçiyor. Mahkeme alıyor tutuklayıp hapse koyuyor. Bugün içinde bulunduğumuz atmosfer, öyle bir atmosfer ki yargıcın önüne çıkan kişi tutuklanmazsa yargıç kendi geleceğinden endişe duyuyor. Yine 12 Eylül Anayasa’sı, ‘silahlı ve saldırısız olmak koşuluyla izin almadan toplantı ve gösteri serbesttir’ diyor. Bugün 4 kişinin yan yana yürümesi bile bir mucize. Bizim darbe hukukundan hangi gerekçeyle söz ettiğimizi ifade etmek için bunları anlatıyorum. Bir bütün olarak Türkiye darbe hukukundan arındırıldığı zaman çağdaş, demokrasisi güçlü bir ülke olabilir. Ama bunların olmadığı yerde başarıyı yakalayamayız” dedi.

Anayasa değişikliği yapılmak istenirken Başkanlık Sistemi dayatmasının getirildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bugün deniliyor ki ‘bir anayasa değişikliği yapalım.’ Önce buradan yola çıkıldı. Arkasından ‘cumhurbaşkanı seçimlerinden sonra rejimi değiştirelim, parlamenter demokrasiden vazgeçelim, yerine başkanlık sistemini getirelim’ denildi. Nasıl bir başkanlık sistemi? ABD’deki gibi mi? Hayır. Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemi. Bir ülkenin rejimini bir kişi belirleyemez. Bir kişinin arzusu üzerine rejim değişmez. Bir ülkenin rejimini o ülkenin tarihsel, siyasal, sosyolojik koşulları belirler. Amerika’da neden başkanlık var? Amerika’nın tarihini bilirseniz, başkanlık sisteminin neden olduğunu anlamış olursunuz. Almanya’da eyaletler var ama parlamenter sistem var. Neden öyle olduğunu Almanya’nın tarihini bilirseniz açıklarsınız. Türkiye’nin temel sorunu nedir biliyor musunuz? Türkiye’nin tarihini bilmeyen sığ bir kültüre sahip kişiler tarafından yönetiliyor olmasıdır. Bunu üzülerek ifade ediyorum. 140 yıllık bir parlamenter sistem deneyimimiz var. Bedeller ödenerek bu sistem yaşatılmıştır. Bir kişinin arzusu üzerine 140 yıllık çabayı alıp bir tarafa atacağız ve Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemi getireceğiz. Neden? Bir Allah’ın kulu çıkıp, haklı bir gerekçe söylesin. Bir kişinin arzusu üzerine bunlar yapılıyor.”

”En çok CHP hazırlık yapıyor”

Silahlı saldırıya uğradıktan tekerlekli sandalye ile Çalıştay’a katılan Tezcan, yaptığı konuşmada, “82 Anayasası’nda bugüne kadar 17 kez değişikliğe gidilmiş. 83 maddesi 117 değişiklik görmüş” dedi. Değişiklik isteklerinin kaynakları hakkında konuşan Tezcan, anayasa tartışmalarının demokrasi eksenli değil, otoriter tutum eksenli yapıldığını savundu.

Yeni anayasa konusunda en fazla CHP’nin hazırlık yaptığını anlatan Tezcan, partilerin mutfaklarında anayasa hazırlanmasını doğru bulmadıkları gerekçesiyle hazırladıkları ön anayasa taslağını kamuoyuna açıklamadıklarını bildirdi.

“İnandırıcı bir gerekçe yok”

Çalıştay’da BirGün Gazetesi yazarı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da bir sunum yaptı. Anayasa yapma tarihini dünya ve Türkiye deneyimiyle anlatıp bugüne ilişkin görüşlerini paylaşan Kaboğlu, “Rejim değişikliği konusunda ben ciddi ve inandırıcı bir gerekçe göremiyorum” dedi.