Son bir haftadır Türkiye'nin gündemini belirleyen, ''İmparatorluğun Son Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel So

Son bir haftadır Türkiye'nin gündemini belirleyen, ''İmparatorluğun Son Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumlulukve Demokrasi Sorunları'' Konferansı başladığı gibi olaylı ve eylemli sona erdi. Üniversitenin dışında Ermeni meselesini tartışanları hain ilan edenler, önüne gelene yumurta ve domates atarken içerde de sert tartışmalar yaşandı. Konferansta bugün, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Baskın Oran, “Bir Yüzleşme Eşiğinden Tabuların Oluşmasına” konulu oturumunda “Bir Tabunun Kökenleri: Türkiye Kamuoyunun Ermeni Sorunundaki Tarihsel Psikolojik Tıkanışı” başlıklı bir konuşma yaptı. Türkiye'nin çok tabu gördüğünü belirten Oran, “Sınıf kavramı, Atatürk'ün eleştirilmesi, Kıbrıs, sosyalizm, komünizm ve Kürdistan tabu olmaktan çıktı. Tek tabu kalmıştı, Ermeni meselesi. O da tabu olmaktan çıktı” dedi.

 Prof. Dr. Oran, Osmanlı'nın son döneminde bu konunun tabu olmadığını, konuşulup tartışıldığını kaydetti. Hatta, ''Kötülüklerin İncelenmesi Komisyonu'' ve ''Divan-ı Harbi Örfi'' gibi kuruluşlar oluşturularak tabunun cezalandırılmaya çalışıldığını söyleyen Prof. Dr. Oran, Misak-ı Milli'ye madde eklenerek Ermeni tehciri sanıklarının da cezalandırılmaya çalışıldığını anlattı. Prof. Dr. Oran, aynı dönemde bu tabunun kökenlerinin de yeşermeye başladığını kaydederek, İttihat ve Terakki seçkinlerinin “Anadolu, Ermeniler tarafından ezeli düşman Ruslar'a verilmek isteniyor” şeklinde paniğe kapıldıklarını, Müslüman eşrafın da “Ermeniler dönüp mallarına sahip çıkarsa” paniği yaşadıklarını savundu. Ermeniler'in ‘öteki’ olarak görüldüğünü savunan Prof. Dr. Oran, Ermeni tehcirinin önemli sorumlularının kaçıp Ankara'ya katıldığını, tehcir sanıklarını mahkûm eden Divan-ı Harbi Örfi'nin Mustafa Kemal ve arkadaşlarını idama mahkûm edince Misak-ı Milli'ye eklenen tehcir sanıklarının cezalandırılmasına ilişkin maddenin unutulduğunu iddia etti.

 MİLLİ MARŞIMIZDA BİLE KORKMA VAR
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Aktar da, “Dünyada milli marşı korkma diye başlayan tek ulus biziz. Cesaretle bizi biz yapan korkularımızın üzerine gitmemiz, artık büyüdüğümüz konusunda önce kendimizi ikna etmeliyiz” dedi.

 ‘ÖNEMLİ BİR EŞİK ATLANDI’
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, konferansın Türkiyeli bir Ermeni olarak kendisi için çok önemli olduğunu vurguladı. Dink, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki tür algılamam var bu konferansla ilgili. Birincisi, bu konferansı Türkiye'nin gerçek anlamda demokratik sürecinin parçası sayıyorum. Önemli bir eşik atlandı. İkincisi, Ermeni dünyası açısından bu konferansı önemsiyorum. Çünkü böyle bir konferansın yapılabilmesi, Türkleri hâlâ 1915'te algılayan bir diaspora var. Ama konferansın yapılması onları, ‘Türkiye'de en azından bir şeyler oluyor, ne oluyor?’ sorusu, olumlu yönde şaşkına çevirecektir. Türkiye demokratikleşmedikçe Ermeniler iyileşmeyecek.”

 ‘ASIL ERMENİLER YARDIM ETMELİ’
Gazeteci Etyen Mahcupyan, ''Esas Ermenilerin Türklere yardım etmesi gerekiyor, daha fazla konuşabilsinler diye'' dedi. Türkiye'deki gayrimüslim siyasetinin Müslümanları yönetmek için bir araç olduğunu da savunan Mahcupyan, ''Yüzleşme, Türklerin Ermenilerle değil, Türklerin Türklerle olan yüzleşmesini içeriyor. Bütün Türklerin eşikte olduğunu düşünüyorum. Yardıma ihtiyaçları var'' dedi.

 Gazeteci Ali Bayramoğlu da Ermeni meselesinde yaşananın trajik yönünün insani şekilde kabul edildiğini, ancak taleplerin siyasi açıdan reddedildiğini iddia etti.

 Bilgi Üniversitesi'nden Dr. Murat Paker de Ermeni tehcirinin ASALA terörüyle birlikte Türkler tarafından hatırlandığını ifade ederek, ''Tehcirin Ermeniler için sürekli hatırlanan, Türkler içinse unutturulan bir olay olduğunu'' savundu. Paker, ''Soykırım, katliam da desek, öldürülmüş, kaybolmuş insanlar söz konusu. Önce buna saygı göstermek lazım. 'Olmadı' dememek lazım'' dedi.

 Gazeteci Şahin Alpay ise Ermeni tehciri konusunda Türk toplumunda büyük bir bilgisizliğin var olduğunu kaydetti. Alpay, büyük bir trajedi yaşandığını vurgulayarak, ''Evet, Ermenilerin Türklere yardım etmesi lazım. Soykırım iddiası, bu konuyu Türkiye'de serbestçe konuşmanın önündeki en büyük engellerden biri.

 Türkiye soykırım suçlamasına maruz kaldığı sürece bunu araştıracak, konuşacak insan sayısı çok az'' dedi. Şahin, ''Gün gelecek, Anadolu'da yaşanan Ermeni trajedisi anısına büyük bir anıt dikeceğimize inanıyorum'' görüşünü ileri sürdü.

 Oral Çalışlar da konferansı düzenleyenlerin toplantının gerçekleşmesi için gösterdiği direncin önemli olduğuna dikkati çekti. Konferansın düzenleyicilerinden Doç. Dr. Halil Berktay da söz alarak, birkaç gündür basında, ''İdare Mahkemesi'nin kararıyla yargının ilk kez bilim alanına müdahale ettiği'' haberlerinin yer aldığını, ancak bunun ilk kez yaşanmadığını, 1980'lerin başında da Ana Britanica ansiklopedisi hazırlanırken, Ortaçağ Ermeni krallıklarının ansiklopedide yer almaması için mahkeme kararları olduğunu, bu kararların geçerliliğini koruduğunu söyledi.

 BUNLAR DA VAR
BBP: Bunlar Taşnak kalıntısı
İMPARATORLUĞUN
Son Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları başlığı altında düzenlenen konferansın yapıldığı İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin Dolapdere Yerleşkesi önünde oplanan Büyük Birlik Partisi (BBP) üyesi bir grup, sabah saatlarinde üniversite binasına yumurta ve domates attı. Akşam saatlarindede Türk Kültür Vakfı üyeleri ile MHP amblemli 50 kişilik bir grup binayı yumurta yağmuruna tuttu. Polis ve basın mensuplarıda atılan yumurtaların hedefi oldular. Yerleşke önünde toplanarak çeşitli sloganlar atan grup BBP İstanbul İl Başkanı Emin Emir, basın açıklaması yaptı. Emir, Konferansı. üniversitede ''Taşnak zihniyetinin uzantısı'' olarak birtakım ''hokkabazlıklar''ın yaşandığını, kendilerinin ise bu gelişmelere şaşırmadıklarını ve dikkatle takip ettiklerini söyleyerek degerlendirerek, ''Biz de içeride bulunanları uyarıyoruz. Bunlar bize hiç yabancı değil. Bunlar daha 2 ay önce karşımıza aydın olarak çıktılar. Bunların temeli Osmanlı döneminde yurtdışında eğitim görüp Osmanlı'nın temeline bomba koyan Jön Türkler'e kadar gidiyor'' diye konuştu. Kendilerinin Türk Milleti olarak buna hazırlıklı olduklarını, çünkü Atatürk'ün gençliğe hitabesinin devamında, ''iktidarda bulunanların gaflet ve delalet içinde olabileceğini'' de söylediğini belirten Emir, ''Biz bugün yaşananların gaflet ve delaletle açıklanamayacağını ve bunun tam bir ihanet olduğunu buradan duyuruyoruz'' dedi.

 DOMATES VE YUMURTA
Gruptan bazı kişiler, açıklamanın ardından yerleşkenin önündeki caddenin karşı tarafına geçerek, okul binasına yumurta ve domates attı. Bazı kişiler de, üniversite yerleşkesinde asılı olan Türk Bayrağı'nın yanında AB Bayrağı da bulunmasına tepki göstererek, bunun yasaya aykırı olduğunu savundular. Bu arada, caddeyi ayıran parmaklıkların üzerine de Kültür ve Töre Derneği'nin üzerinde ''Hınçak, Taşnak, Asala içeride, Türk milliyetçileri dışarıda'', ''Tek taraflı tez bilim değildir'' yazılı ve ''Hocalı katliamı''ndan resimler bulunan afişler asıldı. Öte yandan, konferansı izlemeye gelenler de zaman zaman eylemciler tarafından yuhalandı. Akşam saatlerinde Atatürkçü Düşünce Dernekleri de Konferansı protesto eden bir eylem yaptı. Kurtuluş S. Bilgenoğlu / İstanbul