İlk defa katıldığı Şampiyonlar Ligi’nde destan yazan Sheriff Tiraspol, 469 bin nüfuslu de facto cumhuriyet Transdinyester’in takımı. 1997 yılında kurulan Sheriff’in başarılarla dolu geçen 21 yılının hikâyesi.

Bir Transdinyester masalı: Sheriff Tiraspol

Eren TUTEL

SherIff Tiraspol 469 bin nüfuslu de facto bir cumhuriyet olan Transdinyester’in takımı. 4 Nisan 1997’de kurulan kulüp ilk Şampiyonlar Ligi macerasına öyle bir başlangıç yaptı ki Google’a Transdinyester diye yazanların sayısında büyük bir artış yaşanıyor.

Devler Ligi’ne evinde Şahtar Donetsk’i 2-0 yenerek başlayan Transdinyester temsilcisi ikinci maçında ise organizasyon tarihinde eşi benzeri az görülen bir başarıya imza attı. Kupa 1’in gelmiş geçmiş en başarılı takımı olan Real Madrid’i deplasmanda 2-1 mağlup eden Sheriff, hem tarihe geçti hem de futbolu tekeline almak isteyenlere önemli bir ders verdi.

Takvimleri biraz geriye sarıp hafızalarımızı tazeleyelim ne diyordu Avrupa Süper Ligi’nin kurucuları arasında yer alan Real Madrid Başkanı Florentino Perez: “Şampiyonlar Ligi yalnızca çeyrek finalden itibaren dikkat çekmeye başarıyor. Grup aşamasında ve son 16 turundaki maçları kimse önemsemiyor.”

İlk hafta maçlarında Young Boys’un Manchester United’ı sahadan silerek galibiyete uzanması, Club Brugge’ün Messi-Neymar-Mbappeli PSG’ye büyük oyun üstünlüğü kurarak berabere kalması ve son olarak Sheriff’in Bernabeu’daki zaferi hepsi futbolun domestik olarak varlığının sürdürmesinin şart olduğuna işaret. 24 yılda zirveye çıkmayı başaran Sheriff de bunun güzel bir kanıtı. Onların hikâyesine biraz daha yakından bakalım:

SOSYALİST CUMHURİYET

Sosyalist bir cumhuriyet olan Transdinyester’in takımı olan Sheriff’in taraftarları bir hayli ateşli. Kulübün maçları öncesinde SSBC Ulusal Marşı’nın melodisiyle marşlar söyleyen Sheriff’in Ultras taraftar grubu özerk bölgenin politik yapısını sahaya yansıtıyor. Siyasi simgelerin Lenin ve Marx’ın olduğu ülke fiilen olmasa da pratikte Moldova’dan tamamen bağımsız bir görüntü ortaya koyuyor. Dolayısıyla Sheriff kâğıt üzerinde Moldova takımı olsa da Moldova’yla pek bir alakası yok. Bir nevi Transdinyester’in Ulusal Takımı gibiler.

Sheriff’i bu kadar ilgi çekici kılan yalnızca bulunduğu konum değil elbette. Sheriff, Rusya'ya yakınlığıyla bilinen ve adeta Rusya'nın bir bölgesiymişcesine yönetilen Transdinyester'de bulunan bir holding. Sheriff’in sahibi ise Viktor Gushan’ın da hikâyesi bir hayli ilginç. Sovyetler Birliği'nin İstihbarat ve Gizli Servisi’nin (KGB) eski bir üyesi olan Gushan, Başta Transdinyester’in başkenti Tiraspol olmak üzere bölgenin büyük bir bölümüne hâkim olan Sheriff şirketinin sahibi. Ve şirket sadece futbolda aktif değil. Sheriff’in televizyon kanalı, yayın evi, süpermarket zinciri, benzin istasyonları, mobil telefon operatörü ve çeşitli fabrikaları bulunuyor.

YABANCI SINIRI VURGUSU

Takım arkasındaki ekonomik desteği çok rasyonel ve doğru bir biçimde kullanmaya devam ediyor. Bizim ülkedeki ortalama bir Süper Lig ekibinin çok altında bütçeye sahip olan Sheriff’in kadro değeri Transfermarkt’a göre sadece 12 milyon euro. Sheriff’in yükselmesinde Moldova Ligi’nde yabancı sınırının kalkmasında rolü büyük. Ülke futbolunda demoklesin kılıcı gibi duran yabancı kontenjanı probleminin aslında ne kadar saçma olduğunun bir başka göstergesi de Sheriff’in başarısı. Sınırın kalkmasıyla Avrupa’nın büyük kulüplerinin radarından kaçan futbolculara yönelen Sheriff transfer başarısı sahaya da yansıdı. Bunu kulübün teknik direktörü Yuriy Vernydub da şu sözleriyle doğruluyor: “Yabancı sınırı olmadığı için Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kaldık. Kazandık. Aksi halde zordu. Yabancı sınırı hiçbir ülkede futbolu geliştirmez. Aksine problem getirir. Avrupa'da başarı için yabancı sınırı olmamalı.”

Özetle uzun süredir egemen takımların elinde olan futbolun Sheriff gibi hikâyelere ihtiyacı var. Aksi takdirde çok sevdiğimiz bu oyun gücü elinde tutanların oyuncağı haline gelecek.