Meyve sularındaki meyve oranının düşürülmesi dikkatleri üretici firmalara çevirdi. 1 gıda işletmesi yılda 1 defa denetleniyor. 'Zam yapmayın' baskısıyla birlikte yetersiz denetimler halk sağlığını tehdit ediyor

Bir yılda 1 işletmeye 1 denetim

SERBAY MANSUROĞLU serbaymansur@birgun.net @serbaymansur

Meyve sularında meyve oranının azaltılması gözleri ‘zam yapmayın’ baskısıyla karşı karşıya kalan üretici firmalara çevirdi. Hükümetin enflasyonla mücadele kapsamında ‘zam yapmayın’ ve ‘yüzde 10’ indirim baskısı artan maliyetler karşısında üretici firmaları yeni arayışlara soktu.

Bazı meyve suyu üreticileri meyve oranını düşürme yoluna gitti. İçinde yüzde 25 ile yüzde 99 arasında meyve bulunan ve meyve nektarı olarak adlandırılan meyve sularındaki meyve oranlarını yüzde 40'tan yüzde 10’a kadar düşürenler oldu. Böylece Türk Gıda Kodeksine göre meyve oranı yüzde 10’a düşürülünce içeceğin kategorisi de değişti. İçinde yüzde 10 ile yüzde 24 arasında meyve barındıran içecekler ‘meyve suyu’ değil ‘meyveli içecek’ olarak adlandırılıyor.

bir-yilda-1-isletmeye-1-denetim-522933-1.Maliyetlerin sonucu
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Başkanı İlker Güney, meyve oranının yasal limitler içinde düşürüldüğünü savunurken bu durumdan çiftçilerin etkileneceğini vurguladı.

Güney, “Artan maliyetler ve meyve nektarına getirilen ÖTV, bazı üreticileri zorladı. Bu yüzden meyve nektarından meyveli içeceğe bir kayış oldu" diye belirtiyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2017 Faaliyet Raporu’na göre 1 milyona yakın gıda işletmesi bir yıl içinde 1 milyon 13 bin kez denetlendi. Bu veriye göre bir işletme ortalama 1 yıl boyunca sadece 1 defa denetlendi.



bir-yilda-1-isletmeye-1-denetim-522934-1.Hileli gıdalara dikkat
Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Kemal Zeki Taydaş, artan hükümet baskısı sonucu zam yapamayan üretici firmaların bir süre sonra ayakta kalmak için taklit ve tağşişe başvurabileceği konusunda uyardı.

Ancak yeterli denetim yapılmadığı için halk sağlığı tehdit altında.

Başkan Taydaş, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı yüzde 10 indirim kampanyası maliyetleri artan sanayinin üzerinde bir baskıya dönüştü. Birçok sanayi kuruluşu, şirket veya perakendeci bu kampanyayı desteklediğini açıkladı. Destek açıklamasalar iktidar baskısı, açıkladıklarında maliyet fiyatlarındaki baskı ile karşı karşıya kalacaklardı. Haklı ya da haksız daha az zor olanı yani indirim kampanyasına destek olmayı seçen birçok şirket maliyetlerdeki artışı çeşitli yöntemlerle aşmaya çalışıyor. Meyve suyu daha doğrusu meyve nektarındaki düşüşü bu baskının sonucunda değerlendirebiliriz” ifadelerini kullandı.
Başkan Kemal Zeki Taydaş’ın belirttiğine göre meyve suyu işletmecileri meyve oranını Türk Gıda Kodeksi kapsamında yapmak zorunda.

"Meyve oranının limitleri bellidir. O limitlerin altına düşülürse hile yoluna başvurulmuş yani taklit veya tağşiş yapma yoluna gidilmiştir" diyen Taydaş, "Taklit ve tağşiş yapmanın yasada cezai yaptırımı vardır. Bunu denetleyecek olan yeni adıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı il ve ilçe müdürlükleridir. Kontrol hizmetleri ve yurttaşların korunması devletin sorumluluğundadır" şeklinde konuştu.

Taklitte ekonomi tağşişte sağlık!
Başkan Taydaş'ın uyarıları şöyle:

♦ Tüketici markete gidip gözünün gördüğü malı alıyor. O kapalı kutunun içinde ne olduğunu tüketici bütün detaylarıyla bilemiyor. İçinde ne olduğunu ancak üreten firma ve üretici firmayı kamu adına denetleyen kamu kurum ve kuruluşları bilir.

♦ Meyve suyunda meyve oranını düşürüp su oranını artırmak taklide giriyor. Sınırların dışına çıkıp değerleri, yapısı bozuluyorsa üründe tağşiş yapılmış demektir.

♦ Meyve suyu aldığınız şeyi evde meyveli su olarak içiyorsanız taklit sonucu ekonomik zarara uğrarsınız. Ancak gıdanın yapısı bozulmuş ve değerleriyle oynanmışsa taklidin ötesinde tağşiş yapılmış ve bu sizin ekonominizin yanında sağlığınızın da tehdit altında olması demektir.

♦ Zam yapmayın baskısı artarsa bir süre sonra halk sağlığı tehdit edilmeye başlanır.

♦ Sahada etkin denetim yapılması gerekiyor. Denetimlerin yapıldığını görüyoruz ancak yetersiz denetim sözkonusu. 81 il 100’lerce ilçede yeterli teknik çalışan, labaratuvar yok. 6404 gıda denetim elamanı bulunuyor. Bunların çoğu hem merkez teşkilatında hem idari personel hem labaratuvarlarda görevlendirilen çalışan sayısı.

♦ 81 milyon nüfuslu ülkede 1 milyona yakın gıda işletmesi var. Üretim, tüketim, toplu satış yerleri toplam 1 milyonu buluyor. Bakanlığın onay ve kayıt işlemleri var. Hayvansal menşeili gıdalar ile su ürünleri gıda işletmeleri onaylı işletmelerdir.

♦ Satış yerleri, ekmek fabikası, baharatçı, kadayıfçı, lokanta kayıtlı işletmedir. Bunların sayısı 1 milyonun içinde 650 bin civarındadır. Yani toplam denetim eksik olduğunu söyleyebiliriz. Halk sağlığının koruyucu hizmetlerle korunmaması ülkenin geri kalmışlığını ortaya koyar.

bir-yilda-1-isletmeye-1-denetim-522935-1.

***

Çiftçiler üzerindeki basınç artacak

bir-yilda-1-isletmeye-1-denetim-522936-1.

Tarım uzmanı Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise meyve sularındaki meyve oranlarının düşürülmesinin çiftçilere olumsuz etkisine dikkat çekiyor. Özkaya, "Meyve suyu sağlıklı değil. Fruktoz yani mısır şurubu kullanılmasının yanında çeşitli katkı maddeleri ve aromalar sağlığı zaten tehdit ediyor. Bundan sonra meyve oranlarının düşürülmesi çiftçinin üzerindeki basıncı artıracak" diye konuştu.

Prof. Dr. Özkaya'ya göre yapılması gereken çiftçilerin bir araya gelmesi, örgütlü yapılar içinde ürünlerini tüketiciye ulaştırmaları: "Çare üreticilerin meyveyi doğrudan tüketiciye ulaştırmasında. Kooperatifler, topluluk destekli tarım, agro ekolojik yöntemler, doğal yapım ilaç ve gübreler küçük üreticiyi korumak için ilk akla gelen çözümlerdir."
Gıda Mühendisi Bülent Şık ise meyve oranının azaltılmasının vitamin ve mineral alımını azaltacağını belirtip sağlık etkilerine dikkat çekti.

***

Vatandaş daha az meyve özü tüketiyor

bir-yilda-1-isletmeye-1-denetim-522937-1.

Anadolu Etap Genel Müdürü Demir Şarman, artan maliyet baskısı ve ÖTV ile birlikte sektörde değişim yaşandığına dikkat çekiyor. Hürriyet'e değerlendirmede bulunan Şarman, "Geçmişte yüzde 35 saf vişne suyu kullanıp vişne suyu nektarı üreten kimi üreticiler, tamamıyla gıda kodeksine uygun olarak yüzde 20 saf vişne suyu kullanarak meyveli içecek kategorisinde üretimine geçiş yapabiliyor. Ürün ambalajlarında ve etiketlerinde açıklayıcı bilgileri tüketiciler ile paylaştıkları sürece bu yasal bir üretim ve ticarettir. Ama sonuç itibariyle, ekonomik nedenlerle, vatandaşlarımız da daha az meyve özü olan içecekleri tüketmek durumunda kalıyor. Gelişmiş ve refah seviyesi yüksek ülkelerde yüzde 100 meyve suyu tüketimi artarken, gelişmekte olan ülkelerde maalesef hala nektar ve meyveli içecekler tercih ediliyor” dedi.

bir-yilda-1-isletmeye-1-denetim-522938-1.
Dimes Grup CEO’su Ozan Diren ise “Geçen senen sonunda itibaren yüzde 30 civarında maliyetlerimiz arttı. Henüz artan maliyetlerin yüzde 20-25’i fiyatlara yansıdı. Meyve oranı düşük olanlar ise daha az yansıttı. Ortalıkta keyfi zam gibi söylemler oluştu. Keyfi zam yaparak satışı durduracak durumda değiliz. Biz durursak zaten zarar ederiz” diye konuştu.

bir-yilda-1-isletmeye-1-denetim-522939-1.