Sosyal medyada Nafaka Hikâyeleri hesabı üzerinden kadınlar nafaka deneyimlerini anlatıyor. Deneyimini paylaşan kadınlardan biri, yaşadığı süreci şu sözlerle özetliyor: “İlköğretim çağında hasta bir çocukla eski eşimden şiddet gördüğüm için boşandım. Çocuk doğmadan önce iyi bir işim vardı. Asgari ücretin 5 katı kadar ücret kazanıyordum. Doğduktan sonra bakımından dolayı uzun süre çalışamadım, sonra da aynı maaşla […]

Bir yoksullaştırma hikâyesi: 30 bin TL gelirden çocuğa düşen 300 TL

Sosyal medyada Nafaka Hikâyeleri hesabı üzerinden kadınlar nafaka deneyimlerini anlatıyor.

Deneyimini paylaşan kadınlardan biri, yaşadığı süreci şu sözlerle özetliyor:

“İlköğretim çağında hasta bir çocukla eski eşimden şiddet gördüğüm için boşandım. Çocuk doğmadan önce iyi bir işim vardı. Asgari ücretin 5 katı kadar ücret kazanıyordum. Doğduktan sonra bakımından dolayı uzun süre çalışamadım, sonra da aynı maaşla aynı işe başlayamadım. Şimdi asgari ücretle çocuğa en çok vakit ayırabileceğim şekilde çalışabiliyorum. Bana nafaka vermemek için ortak aldığımız evin üzerine sahte borç senetleriyle haciz getirdi, işyerini zararda gösterip başkasına satmış gibi gösterdi. Tüm bunlara rağmen mahkemenin tespit ettiği gelir aylık ortalama 30.000TL civarındaydı. Boşanma sonrasında erkek hayatına erkek olarak devam ederken, çocuğu varsa kadın anne olarak devam ediyor. Mahkemenin belirlediği tedbir nafakasını aylar sonra icra yoluyla alabiliyorum. Kadına vermeyen çocuğa mı veriyor sanıyorsunuz, çocuk için biçilen nafaka miktarı 300 TL, 300 TL ile hangi çocuğun hangi ihtiyacı karşılanabiliyor. 850 TL sadece okul masrafı. Çocuğum yıllarca psikolojik destek almak zorunda kaldı. Ailemin yardımı olmasa çalıştığım halde bunların altından kalkmama imkân yok. Bu çocuğu ben de hayaller kurarak beraber büyütebileceğimiz bir dünyaya doğurdum ama sonra işler değişti ve bütün sorumluluk bana kaldı.”