BirGün deprem bölgesinden bildiriyor: Yaşamak zehir gibi
Depremin yıkıma yol açtığı Adıyaman sessiz kente döndü. Bölgedeki yurttaşlar ya enkaz başında yakınlarını bekleyenler ya da kenti terkedemeyecek durumda olanlar.
Kayhan AYHAN
Maraş merkezli depremlerin vurduğu Adıyaman’da akşama dondurucu soğuk ile giriliyor. Depremzedeler bölgede sağlam kalan nadir yapılardan olan Yenimahalle’de bulunan cemevinde bir araya geliyor. Yardım gönüllülerinden, enkaz kurtarma ekiplerine herkes burada bir ateşin başında ısınmaya çalışıyor. Akşam saat ilerledikçe artan soğuğun etkisi ateşe eklenen odunla bastırılmaya çalışılıyor. İnsanlar uykusuz bir şekilde ateş başında zamanlarını geçiriyor daha sonra ise gündüz olduğunda tekrar görev aldıkları yerlere gidiyor. Herkesin üzerinde bir yorgunluk var ama dayanışmanın sıcaklığı onların bu yorgunluğunu unutturuyor.
Bu yaşamak değil
Ben de geceyi buradaki bir ailenin ateşinin başında geçiriyorum. Dedesinden torununa kadar 10 kişilik aile depremde 16 yakınını kaybetmiş. Binalarına ekiplerin dördüncü gün geldiğini söylüyorlar. Geceyi bu kişilerin arabasında geçiriyorum. Burada gece o kadar soğuk ki yerler buz tutuyor. Sabah uyandığımda ise Alevi dedesinin sohbeti eşliğinde kahvaltımı yapıyorum. Kahraman Dede durumu şöyle aktarıyor: Bu soğukta bu ayazda çölde kaldık. Çadır, su, elektrik sıkıntımız var. Tuvalet yok. Yaşamak zehir gibi oldu. Bu yaşamak değil. Kalacak yerimiz yok. Arabada yatıyoruz. Elimizde maddi manevi bir şey de yok. Arabaları sabaha kadar çalıştırmak da zor. 2 sene önce bir ihtiyar vefat ettiğinde bin kişi taziyeye giderdi. Şimdi 16 canımız gitmiş ortada kimse yok. Çünkü herkes kendi canında… Bize bir imkân tanınması lazım.”
Depremin üzerinden tam bir hafta geçti. Adıyaman’da çöken binalarda arama kurtarma çalışmaları ise devam ediyor. Kentin çoğu noktası çökmüş durumda. Bu noktalardan birisi de Yenimahalle’de bulunan Fırat Sitesi. Çalışmaların devam ettiği enkazda aileler küçük de olsa umutlu bekleyişleri dün de sürdü.
Kahraman amca 'Bu soğukta ayazda kaldık. Yaşamak zehir oldu' dedi.
Yenimahalle’deki çadır kente geldiğimde de çadır bulabilenler, bir an önce soğuktan kurtulmak için çadırları kurmaya çalışıyor. Biri bana sesleniyor, "el atar mısın?" diye, birlikte çadırı kuruyoruz. Bölgede elektrik, su ve tuvalet yok. Çadır kentte ise önceki gece yangın çıkmış. Yangında üç çocuk yaralanmış su olmadığı için içme suları ile müdahale edilmiş ve zor söndürülmüş. Üç çocuk yaralı halde hastaneye kaldırılmış…
Bu noktanın ilerisinde ise üç kişi beni görünce koşarak yanıma geliyor. Depremle birlikte fırsatçılığın arttığından bahsediyorlar. 200 liralık oto gaza 60 liralık fiş kesiliyormuş. 60 lira olan yağı 3 katına aldıklarını söylüyorlar. Geceleri ısınmak için yakıta ihtiyaçları var.
Kentte yürüdüğünde ise binaların yıkılan duvarları arasında sadece perdeler rüzgârla sallanıyor. Çoğu noktadan yatakların duvar dibindeki görüntüsü ise ürpertici. Bir amca anlatıyor bu duvarlardan birinden komşusu yatakla aşağı düşmüş. Kimisi ise çocuğunu yıkılan duvardan aşağı atmış. Sırf kurtarabilmek için…
Adıyaman depremin birinci haftasına böyle giriyor. Sessiz, sakin hayalet bir kent görüntüsüyle.