BirGün Gezi’den merhaba: Maceralar, sözleşmelerin bittiği yerde başlar…

ÖZCAN YURDALAN

Hayatlarımız pandemiyle birlikte olağan akışını değiştirdi. Günlük rutinlerimiz, gelecek projelerimiz, uygulama bekleyen programlarımız iptal oldu. Yolculuklara çıkmaya hazırlanırken çıkmaz bir sokağa girdik.

Uzun yolların erbabı seyyahların iyi bildiği kaybolma hissini bu süreçte hepimiz daha yakından tanıdık, elimiz ayağımız kesildi. Bırakın uzun yolculukları iki sokak öteye giden yollarımız bile kesilmişti. Önümüzde Covid-19 engeli vardı. Nasıl aşacağımızı bilemediğimiz bir dar geçide dayanmıştı yolumuz.

İlk kez başımıza gelen bir musibet değildi bu salgın. İnsanlık kim bilir kaçıncı salgını yaşıyordu. Belki bu seferkinin başlıca farkı, kapitalizmin doğaya karşı başlattığı savaşın aynı zamanda bu salgının hazırlayıcısı olmasıydı. Bir diğer fark da bizim yaşam zamanımıza denk gelmesiydi belki de.

Kapitalizm her varlığı, her nesneyi, her ilişkiyi, kar amaçlı kullanarak sonuna kadar tüketen yapısı, doğal dengeleri bozmuş, canlı yaşamını hiçe saymış, insan sağlığını metalaştırmış, kar amaçlı tüketimin aracı haline getirmişti.

En eski davranış biçimlerimizden biri olan geziler, kapitalizmin doğasına uygun biçimde kitle turizmi formatına bürünmüştü. Kalabalık grupları özensiz yolculuklarda oradan oraya taşıyan paket turlar doğanın, yerel kültürlerin ve ekonominin tahrip edilmesindeki önemli araçlardan biri olmuştu.

Pandeminin kaçınılmaz bir doğa olayı olmadığını bilerek yaşadıklarımızı anlamaya çalışınca her alanda karşımıza çıkan tüketim toplumuna özgü hoyratlıkları turizm alanında da görüyoruz. Nitekim salgından ilk etkilenen sektörlerden biri kitle turizmi oldu. Bağımsız gezenler ya da sürdürülebilir turizm faaliyeti içinde olan küçük işletmeler de elbette yaşananlardan nasibini aldı.

Her güzellik gibi her melanet de gelip geçer. Pandemi günleri de geçecek elbet. Ancak hiç değilse geçip giderken bir iki iyileşmenin de önünü açabilse diyor insan.

İşte bu niyetle BirGün, belki de en olmadık zamanda gezi yazıları yayınlamaya başlıyor. Kitle turizminin acımasız yıkıcılığı karşısında sürdürülebilir turizmin, küçük gruplarla yapılan özgün seyahatlerin, gidilen mekanları tüketmeyen yol hallerinin, alternatif yolculukların önünü açmak, imkanlarını araştırmak ve yaygınlaştırmak için, başka türlü bir turizm mümkün mü sorusunu çoğaltmak için yayına başlıyoruz. Hepimizin yolları açık ve uzun olsun.

Birgün Gezi sayfasının içeriğinde şunlar olacak:

- Pandemi sırasında ve sonrasında turizmin nasıl şekilleneceğine dair fikirleri ve olasılıkları değerlendiren söyleşiler yapacağız.

- Yeni turizm yapılanmalarına ilişkin haberler vereceğiz.

- Küçük gruplarla yapılan çevreye ve kültürlere saygılı yolculukları öne çıkararak yeni gelişmeleri ele alacağız.

- Bağımsız gezen gençlerin yolculuklarına kulak vereceğiz.

- Gezi edebiyatındaki eski ve yeni metinleri ele alacağız, kitapları tanıtacağız, blog yazılarını değerlendireceğiz.

- Dünyada ve ülkemizde seyahat tarihine göz atacağız.

- Seyahatlerin çeşitli sanat alanlarına, sinemaya ve edebiyata yansımalarını ele alacağız.

- Turizm sektörünün problemlerine ilişkin söyleşilere yer vereceğiz.

- Gezginler için önerilerimiz olacak.

- Doğa aktivitelerinde, spor faaliyetlerinde ve seyahatlerde yeni eğilimleri duyuracağız. Gezi rotalarını tanıtacağız.

- Teknolojik gelişmelerin seyahatlere yansımalarına bakacağız.

- Seyahatlerin ayrılmaz parçası olan gezi fotoğrafçılığı konusunda pratik öneriler yapacağız.

- Ve her yolculukta olduğu gibi BirGün gezi ekibinin çıktığı bu seferde de “maceraların sözleşmelerin bittiği yerde başladığını” bilerek yol alacağız.

BirGün Gezi sayfasıyla birlikte çok uzak olmayan günlerde yeniden yollara düşmeye hazırlanıyoruz. Çevreye, kültürlere, doğaya, her bir canlının özgür yaşamına saygılı gezilerin çoğalması hepimizi barış içinde bir gezegende gezdirmesi için yollarımızı açıyoruz.