Urfa’da Menzil’e ait kaçak Kuran kursu, Dakak’ın ölümüne gelen tepkilerin ardından kapatıldı. Urfa Barosu konuya ilişkin suç duyurusunda bulunurken baba “Şikâyetçi olmayacağız” dedi. Dakak’ın ölümü gözleri yeniden tarikatlara çevirdi. Denetimsizlik nedeniyle tarikat ve cemaatler tarafından açılan kaçak Kuran kursları ülkenin her yerinde ‘medrese’ adıyla faaliyet gösteriyor.

Biri yetmez, hepsi kapatılmalı
Erenler Vakfı'nın İstanbul'da medrese adı altında birçok kaçak Kuran kursu bulunuyor. (Fotoğraf: Erenler Vakfı)

Mustafa KÖMÜŞ

Urfa’da Menzil Cemaati’ne ait kaçak kursta okurken kursun yakınlarında ölü bulunan 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak’ın ölümünün yankıları sürüyor. Dakak’ın ölümünün ardından AKP’li vekillerin ve Belediye Başkanı’nın açılışına katıldığı kurs kapatıldı. Kursta görev yapan ‘fahri imam’ ise gözaltına alındı. Urfa Barosu ise konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. CHP de olayın incelenmesi için heyet görevlendirdi.

Dakak’ın ölümünün ardından, Dakak’ın gönderildiği kaçak medrese kapatıldı.

Gerçek Gündem’den Filiz Gazi’nin haberine göre, adli ve idari soruşturma neticesinde kursta öğrencilerden sorumlu olan ‘fahri imam’ A. P., de ifadesi alınmak üzere gözaltına alındı.

URFA BAROSU’NDAN SUÇ DUYURUSU

Konuya ilişkin Urfa Barosu Valilik, Müftülük ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Baro’nun suç duyurusunda Dakak’ın ölümüne neden olanların tespit edilip yargılanması istendi.

BirGün’e konuşan Baro Başkanı Abdullah Öncel şunları söyledi: “Sorunun kaynağı aile. Çocuk kaçak kursa başlamadan önce neşeli bir çocukmuş. Ancak kursa başladıktan sonra değişmiş. İki üç kere ayrılmak istemiş buna rağmen geri göndermişler. Hukuki destek talebimizi de kabul etmediler. Son dönemde kaçak Kuran kurslarında bir artış var. Bu kurslar yerel siyasi figürlerin katkısıyla açılıyor. Hem ayni hem de nakdi yardım alıyorlar.”

Dakak’ın ön otopsi raporunu da incelediğini aktaran Öncel, “Herhangi bir istismar veya darp izinden bahsedilmiyor raporda. Ancak bir hekim arkadaşımla konuştum. Raporun henüz yeterli olmadığını söyledi. Biz sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız.”

10Haber’e konuşan Baba Abdullah Dakak ise ‘‘Konuşulacak bir şey yok. Şikâyetçi olmayacağız’’ dedi. 

CHP HEYET GÖREVLENDİRDİ

CHP konunun araştırılması için Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere’yi incelemelerde bulunmak üzere görevlendirdi. CHP’den yapılan açıklama şöyle:

“Bu vahim olay hakkında açılan soruşturmayı çok yakında takip ettiğimizi bütün kamuoyunun bilmesini isteriz. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun bu olayı incelemesi ve gerçeklerin açığa çıkması için var gücüyle çalışması gerekmektedir. Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen örgün eğitim dışında yer alan yüz binlerce çocuğumuzun kamu denetimi dışında tarikat ve cemaatlerin eline bırakıldığı gerçeğiyle yüzleşmeli ve bir daha benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır, bu konuda Parlamento üzerine düşeni derhal yerine getirmelidir. Ülkemiz, benzer olaylarla çok sık karşılaşmaktadır. Bu yaşananlarda Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, laikliği aşındıran uygulamalarının yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı’nın vakıf görünümlü tarikat ve cemaatlerle birlikte çalışmayı alışkanlık haline getirmesinin rolü büyüktür.”

Öte yandan Dakak’ın ölümü gözleri yeniden tarikatlara ve ‘medreseler’e çevirdi. Liderleri Saray’da Erdoğan’ın göreve başlama törenine bile katılan tarikatlar bu kaçak kurslar aracılığıyla kendilerine mürit devşiriyor. Sonuçta olan da çocuklara oluyor.

Birçok kentte bu kaçak kurslara rastlanıyor. Bu kurslar denetlenmediği için tüm ülkeye yayılmış durumdalar. Özellikle yoksul ailelerin çocukları adeta bu kaçak kurslara mecbur bırakılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bu konuda yeterli denetimi yapmaması nedeniyle çocuklar okuldan kopuyor ve buralarda hayatını devam ettiriyor.

1- Kaçak kurslar denetlenmiyor: Diyanet’e ya da devletin herhangi bir kurumuna bağlı olmayan kaçak kursların denetimi de yapılamıyor. Yaşanan ölüm, istismar, şiddet gibi vakalarda ilk iş Diyanet’in buralardaki sorumluluğunu hatırlamak oluyor. Ancak bu kurslar kaçak olduğu için Diyanet’in yetki alanına girmiyor. Çoğu vakıflar üzerinden açılan bu kursları Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetiminin yapılması gerekiyor ancak onlar da bunu gerçekleştirmiyor. Ayrıca bu kursların büyük çoğunluğu yerel siyasi figürler tarafından da desteklendiği için denetimden uzak bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor.

2- Medreseler’in yaygınlığı: Kaçak olan faaliyet gösteren Kuran kurslarının birçoğu kendilerine ‘medrese’ adını veriyor. Bu ‘medreseler’ İstanbul’dan Şırnak’a birçok ilde faaliyet gösteriyor. Örneğin İstanbul’da faaliyet gösteren medreselerden biri  Fatih Medreseleri Vakfı’na ait.  Vakfın sitesinde şu bilgiler veriliyor: “Fatih Medreseleri; 4 yaş 4 ay 4 günlük iken başlayıp, son nefese kadar devam eden bir eğitim kuruluşudur.”  

Yapılan akademik çalışmalar da medreselerin yaygınlığı üzerine fikir veriyor. Dicle Üniversitesi’nde yapılan “Günümüz Bitlis medreselerinde mantık eğitimi” isimli çalışmaya göre Bitlis’te en az 13 tane medrese bulunuyor. Teze göre bu medreselerde 700’ü aşkın öğrenci eğitim alıyor. Çukurova Üniversitesi bünyesinde yapılan “Bitlis-Mutki Ohin Medresesinde Arapça eğitimi” başlıklı çalışmada da Bitlis’teki medreselere ilişkin şu bilgiler veriliyor: Bölgede genel olarak Nakşibendi Tarikatı yaygındır. Az da olsa Kadiri Tarikatı da mevcudiyetini sürdürmektedir. Söz konusu olan bu medreseler tasavvufla adeta iç içe yaşamlarını devam ettirmektedirler. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi bünyesinde yapılan “Medrese öğrencilerinin popüler dindarlık düzeyleri” isimli çalışma da medreselerin varlığına bir örnek. Siirt’in Tillo ilçesinden yola çıkarak yapılan çalışmada buradaki medreselere değiniliyor.

3- Yoksul çocukları mecbur bırakıyorlar: Adı kaçak kurs, medrese ya da herhangi bir vakfa ait yurt olsun, tüm dini yapıların ortak tavrı özellikle yoksul çocukları bünyesine katmak. İnanç sömürüsü üzerinden insanları kendilerine bağlayan dini yapılar çocuklarını okutamayacak durumda olan, okuttuğunda göndereceği yurt olmayan insan bu durumdan faydalanıyorlar. Süleymancılardan Menzilcilere, İsmailağacılardan gerici vakıflara kadar hepsinin yaptığı bu.

4- MEB’in boşvermişliği: Bu konuda üstüne düşeni yapmayan kurumlardan biri de MEB. Okuldan koparılarak tarikatların eline düşen, Kuran kursu adı altındaki yerlerde ‘eğitim’ gören bu çocuklar MEB tarafından izlenmiyor. Örneğin MEB’in verilerine göre olayın yaşandığı Urfa’da ortaokulda okullaşma oranı yüzde 88’ken ortaöğretimde bu oran yüzde 73’e düşüyor. Kız çocuklarının ortaöğretimde okullaşma oranı ise sadece yüzde 68. 

***

‘MEDRESE’ ÇOCUKLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Medreselere ilişkin 2016 yılında Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi tarafından hazırlanan bir rapor bu kurumların çocukları olumsuz etkilediğini vurguladı. “Türkiye’de medreseler ve din eğitimi” isimli raporda şunlar denildi: “Resmi okullarda yeterli düzeyde başarılı olamayan -meslekî ve ticarî başarısızlıklar da söz konusu olduğunda- çocuk ve gençlerin aileleri tarafından medreselere yönlendirildikleri görülmektedir. Böylelikle “hazır bulunuşluk” içerisinde olmayan talebeler arasından yeterli donanıma sahip âlimlerin çıkması zorlaşmaktadır. Ayrıca dindar ailelerin manevi saiklerle çocuklarını rızaları dışında medreselere yönlendirmesi de medresede okuyan talebe profilini olumsuz etkilemektedir.

Medreselerde haftalık tatilin sadece bir günle sınırlı olması, talebelerin kendilerine yeteri kadar zaman ayıramamalarına sebebiyet vermektedir. Bu durum talebelerin kendilerini gerçekleştirme noktasında yetersiz kalmalarına neden olmaktadır.”

***

OKULLAR BİR GERİCİ DERNEĞE DAHA AÇILIYOR

Valilik onayı ile İstanbul’un farklı ilçelerinde toplam 238 okulun, Bilal Erdoğan ile çok sayıdaki yandaşın yönetiminde yer aldığı TÜGVA’ya tahsis edilmesinin ardından okullar bir gerici derneğe daha açılıyor. Kartal Kaymakamlığı, İnsan Medeniyet Hareketi Hicret Derneği’yle yapılan protokole dayanarak derneğin okullarda yaz okulu düzenlemesine izin verdi. Dernek 8 Haziran’da bunun için ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvurdu. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de bu talebi uygun gördü. Okullara gönderilen yazıda şu ifadeler kullanıldı: “İnsan Medeniyet Hareketi Hicret Derneği olarak, 3 Temmuz 2023 - 4 Ağustos 2 tarihleri arasında 7-13 yaş grubu kız ve erkek öğrencilere yönelik Kartal Halk Eğitim Müdürlüğü ile yapılan protokol kapsamında okullarda Elif-Ba, Kuranı Kerim , Temel Dini Bilgiler Zeka Oyunları ve Sportif faaliyetler alanında yaz okulu düzenlemek istemektedir. Söz konusu talep müdürlüğümüzce uygun görülmektedir.”