Çarşı dosyasıyla birleştirilen Gezi davası, bugün başlıyor. Davanın avukatlarından Aslı Kazan “Mantık ve hukuk dışı akıl yürütmelerle suç icat ediliyor” dedi. Yargılananlardan Yapıcı ve Tayfun Kahraman Gezi’den suç çıkmayacağını vurgularken Yakışkan ise “Ellerinden geleni artlarına koymasınlar” diye konuştu.

Birleştirilen dava bugün tekrar başlıyor: ‘Torba’ davadan suç çıkaramazlar

Dilan Esen

Gezi davası Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin sanıklar hakkında verilen beraat kararlarını bozmasının ardından bugün tekrar görülmeye başlanacak. Gezi’yle birlikte beraat kararları 6 yıl sonra bozulan Çarşı davasının da birleştirilmesiyle toplam 51 kişi Gezi Direnişi sırasında ‘hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri’ iddiasıyla hâkim karşısına çıkacak. Birleştirme kararının ardından ‘torba dava’ olarak adlandırılan dava Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde saat 10.00’da görülecek. Davanın tek tutuklu sanığı olan Osman Kavala bin 298 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuluyor.

Davada yargılanan Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Cem Yakışkan ile dava avukatlarından Aslı Kazan BirGün’e konuştu.


HUKUKUN İÇLER ACISI HALİ

Gezi direnişi nedeniyle 3’üncü kez hâkim karşısına çıkacak olan Yüksek Mimar Mücella Yapıcı, şunları söyledi: “Gezi davası bir torba dava haline getirildi. Osman Kavala beraat etmişti. Onun için başka bir dava uyduruldu. 6 sene önce beraat kararı çıkan Çarşı davası da döndü. Yetmiyor ‘Bunlar da olmazsa bu sefer de dönün başka bir yerden, 2911’den bakın’ diyorlar. Böyle garip hukuk garabeti olan bir dava. Bu artık bir işkence.”

Osman Kavala’nın yaklaşık 3 buçuk yıldır hukuksuzca tutuklu bulunduğunu anımsatan Yapıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada yargılanmak istenen Gezi direnişidir. Gezi’deki halkın o onurlu itirazıdır. Gençliğin kendisi hakkında karar verme, baskılara karşı direnme azmidir. Umuttur aslında Gezi. Hafızalarda başka bir Gezi senaryosu oluşturmak gibi stratejik hedef olduğunu düşünüyorum. Başka bir Gezi öyküsü gelecek nesillere nakşedilmeye çalışıyorlar. Biz gezinin yargılanamayacağını söylüyoruz ki, gerçekten yargılanmaz. Asıl yargılanması gereken 8 canımızı alan polis şiddetidir, o müdahaleleri gerçekleştirenlerdir, buna emir verenlerdir. Bu topluma bir gözdağı vermektir, tekrar korku iklimini yaymaktır. Biz korkmuyoruz çünkü haklıyız.”

YENİ KURGU DAVA

Davada yargılananlardan Şehir Plancısı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman ise daha önce suçsuz olduklarının ifade edilmesine rağmen tekrar bir yargılama sürecine girdiklerine dikkat çekti. Aynı gerekçelerle tekrar yargılanmalarının hukuken bir karşılığı olmadığını söyleyen Kahraman, şunları dile getirdi: “Bizim nezdimizde Gezi’nin yargılanmak istediğini söylemek gerek. Birleştirme kararı aynı nedenlerle Gezi’deki demokrasi şöleninin tarihe kara bir leke olarak not düşürülmek istendiğini gösteriyor. Gezi’den bir suç çıkmayacağı, tamamen masum bir hak talebi olduğu çok aşikâr. Bunun değiştirilmesi üzerine bir kurgu bu dava. Hukukun ne kadar tarafsız kaldığı da ortada. Bu girişimde bulunulsa bile toplum vicdanında bu yargılamanın tamamen asılsız, yargılananların da suçsuz olduğu ortada. Burada esas olan Gezi’yi yargılama talebi.”

KORKMUYORUZ

Çarşı davası sanıklarından Cem Yakışkan da beraat kararının bozulmasının şaşırtmadığını belirtti. Yargının da suçsuz olduklarını bildiğini söyleyen Yakışkan, şöyle konuştu: “Bizim üzerimizden sopa gösteriyorlar. Türkiye’nin yarısı bu eylemlerde vardı biz de onlardan bir tanesiydik. O insanlar ne kadar suçluysa biz de o kadar suçluyuz. Böyle iftiralarla oluyor. Çarşı dosyasında yargılanan Fenerbahçeliler bile var. İnsanlara korku salmak amacıyla insanları yargı önüne çıkarıyorlar. Biz korkmuyoruz.” İnsan hakları ve demokrasinin yargılanmak istendiğini vurgulayan Yakışkan, “Davadan her an bir şey çıkabilir ama sonuçta biz ne yaptığımızı biliyoruz. Çocuklarımın yüzüne nasıl bakabildiğim önemli. Ellerinden geleni artlarına koymasınlar. Kimin suçlu olduğunu biliyoruz, suçlu belli” ifadelerini kullandı.

Yargıtay, sanıkların eylemlere katılıp katılmadıklarına yönelik Adli Tıp, TRT ya da TÜBİTAK’tan rapor alınmamasını, Cumhurbaşkanlığı’nın davadan haberdar edilmemesini bozma kararına gerekçe gösterdi. Daire, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davayla, bu dava arasında irtibat bulunduğunu belirterek, dosyaların birleştirilip birleştirilmeyeceğine bakılmadan karar verilmesini de hukuka aykırı buldu.

***

Yargılanan herkes beraat etmeli

Dava avukatlarından Aslı Kazan, Yargıtay’ın hukuk dışı birleştirme kararını hatırlatarak şunları aktardı: “Yargıtay’ın Gezi dosyasını incelemediğini, içeriğine hâkim olmadığını ifade etmemiz gerekiyor. Ancak Çarşı dosyası ile aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu vurgusuyla böyle bir birleştirme kararı verebiliyor. Bu olacak şey değil.” Kazan, şunlara dikkat çekti: “Gezi’den 5 yıl sonra yine FETÖ’cü bir savcının FETÖ’cü hâkimlerle ve kurgu delillerle hazırladığı, sivil toplum çalışanlarına yönelik kumpas soruşturma dosyasının tozlu raflardan indirilerek kapağının aralandığı inanılmaz bir yargı süreci ile karşılaştık. Bu kumpas davanın 30. Ağır Ceza Mahkemesi önünde yapılan yargılamasında 16 sanık da beraat etti. İstinaf beraat kararını kaldırdı. Şimdi bu iki kumpas dava dosyasının birleşeceği anlaşılıyor. 51 sanık bir çuvala atılacak. Bir torba dava ile karşı karşıya kalacağız. Tam bir hukuk garabeti.”

Gezi davasını, ‘siyasal iktidarın sivil toplumla hesaplaşması’ olarak tanımlayan Kazan, “Bu dava dolayısıyla demokratik eylemler suç, demokratik mücadele veren insanlar suçlu ilan edilmek isteniyor. Siyasal iktidar bunu yaparken en temel hukuk normlarını ihlal etmekten çekinmiyor. Tüm sanıklar için beraat kararı verilmelidir.”