Biten yerden başlar yine yolculuklar

GÜNNUR AKSAKAL

Ferit Edgü, 50 kuşağı yazarlarının en önemli isimlerinden biri. Çoğu okur, onu Hakkâri’de Bir Mevsim ile tanıyor, fakat Edgü yarım yüzyılı aşan bir edebî hayata sahip. Hikâyecilik serüveni, bu kuşağın pek çok yazarında olduğu gibi bir ‘yenilik’ arayışı ve iddiasıyla başlıyor. Kısa sürede umutlu ilk dönem eserleri, umutsuz eserlere dönüşüyor. Umutsuz Ferit Edgü kendini şöyle ifade ediyor:
“Yazmaya başladığım günlerde, sanatın toplum sorunlarıyla ilgilenmesinin zorunlu olduğunu sanıyordum. Çok geçmeden böylesi bir sözcülüğü başaramayacağımı anladım. Bu sözcülüğü yaptımsa, o sıralarda yapmışımdır, şimdi değil!” (Yeni Ufuklar, Mayıs 1957)
Asım Bezirci, 50 kuşağı sonrası öykücüleri incelediği eserinde Ferit Edgü’nün umutsuzluğuna neden olan durumu anlatıyor. Ferit Edgü, değişime olan inancını kaybettikçe, yarınki kuşakların mutluluğu için ‘kendi hayatını harcamanın’ anlamsız olduğunu düşünüyor. İnsanlığı kurtuluşa götürecek umutlu bir yola inanmıyor. Denilebilir ki toplum düzenlerinin zorunlu oluş ve akışını görmezden geliyor. Buna rağmen, nitelikli edebiyat eserleri vermeyi hâlâ sürdürüyor.
Bugünden, 50 yıl önceye baktığında Ferit Edgü ne düşünür, bilemiyoruz. Açıkçası biz, son on yıla baktığımızda dahi üretim ve güç ilişkilerinin toplumu nasıl değiştirdiğini fark ediyoruz. Ne yazık ki, ‘değişim’ kelimesi günbegün içinde barındırdığı olumlu anlamı yitiriyor. Yine de, son dönem görülen değişimler tüm olumsuzluklarına rağmen, beraberinde yenilikçi fikirler de getiriyor.
Bu fikirlerden biri, birkaç hafta önce okurlarla buluşan Parçalar kitabı. Parçalar, Baran Güzel tarafından hazırlandı ve dedalus Kitap tarafından yayınlandı.

‘Özgürlük tutkusu, fırtına kuşlarıyla…’
‘Parçalar’, Leş kitabının sonunda yer alan ‘Öykülerin Öyküsü’ kısmında yer alıyor. Bu bölümün özelliği Ferit Edgü’nün öyküleştirmek üzere hazırladığı taslaklar olması. Gelgelelim, bu taslaklar hiçbir zaman öyküye dönüşmüyor. Usta yazar bu taslaklarla ilgili şöyle diyor:
“Dileyen okur-yazar, bu parçalardan yola çıkarak, bir öykü, bir roman ya da bir oyun yazabilir. Böylesi bir durumda ‘herhangi bir hak iddia etmeyeceğimi’ şimdiden belirtirim.”
Bu öneri yıllar sonra hayat buluyor ve öyküleşmemiş dokuz taslak metin, karşımıza bambaşka yazarlar tarafından öyküleştirilmiş olarak çıkıyor. Bahadır Cüneyt Yalçın, Emirhan Burak Aydın, Hakan Bıçakcı, Kerem Işık, Melida Tüzünoğlu, Mevsim Yenice, Okan Çil, Pelin Buzluk ve Sedat Demir, Ferit Edgü’den mülhem yazıyorlar. Her öykünün öncesinde özgün metin veriliyor. Sonrasındaysa her kalem kendi rengini çalıyor. Hâliyle ortaya renkli bir manzara çıkıyor. Belki Ferit Edgü’nün hiç yazmayacağı bir kurguyla, belki hiç hayal etmediği bir biçimde… Nasıl olursa olsun Parçalar, geçmişin emeğine yaslanmanın güveniyle, gelecekte yer edineceğe benziyor.
Kitaba katkı koyan isimler ve bu isimlerin emek verdiği her bir öykü çok kıymetli elbette. Ancak içlerinden bir isim, Pelin Buzluk, son dönemde yaşadıkları yüzünden ayrıca bahsedilmeyi gerektiriyor. ‘Teyzemin Sonu’ öyküsünü okuduğumuzda ve öykünün sonunda yazarın ismini gördüğümüzde yüzümüzde hüzünlü bir gülümseme beliriyor.
Pelin Buzluk, birkaç ay önce bakanlıktaki görevinden ‘malum akademisyenlere’ destek veren edebiyatçılardan biri olması nedeniyle uzaklaştırıldı. Tabiri caizse yarınki kuşakların mutluluğu için kendi hayatını harcadı. Bundan zerre pişmanlık duymadı, geri adım atmadı. Edebiyatçının bir fanus içinde yazamayacağını, toplumsal adaletsizlikler ve hukuksuzluklara tepki vermesi gerektiğini çekinmeden gösterdi.
“Aklını yitirdiğinde de aklım başımda demeye devam ettiğini sanırsan peki ne olacak?” diye soruyor öykünün bir yerinde. Gün geçtikçe bu iki ruh halinin birbirinden ayırt edilemeyecek kadar karıştığını hissediyoruz. Bir yandan, aklımızı başımızda tutmaya çalışıyoruz; bir yandan aslında çoktandır onu kaybettiğimizi biliyoruz. Örgütlü bir ‘akılsızlığa’ mahkûm olalı epey oluyor. Bu mahkûmiyet, kitabın talihi olur diye umalım. Zira Parçalar, daha şimdiden Ferit Edgü’nün de inandığı mutlak değişmezliğe bir başkaldırı gibi görünüyor.
Fırtına kuşları, yolculuğu biten yerden başlatıyor -yeniden. Okuru bol olsun.