11 Eylül saldırılarının üzerinden tam 21 yıl geçti. ABD’liler savaşın manipülasyon taktikleriyle yürütüldüğünün farkında. Ayrıca milyonlarca Amerikalı, savaşın asıl amacının emperyalist gerekçelere dayandığını düşünüyor.

Bitmeyen savaşların 21’inci yılı
ABD’de 11 Eylül 2001’de düzenlenen saldırı.

Anthony DIMAGGIO

Eylül 2021’de ABD’nin “Teröre Karşı Savaş” politikasının yirminci yılına girmiştik. Afganistan savaşı yirminci yılına girerken Biden yönetimi ABD askerlerini ülkeden çekmeye karar verdi. Gazeteciler, uzmanlar ve siyasi rakipleri bu kararı kaygı ve eleştiriyle karşıladılar.

2022 yılı itibarıyla ABD kendini garip bir durumda buluyor. ABD’li yetkililer Teröre Karşı Savaşın sona erdiğini resmen ilan etmediler fakat başkan George W. Bush yıllarında sürdürülen Afganistan ve Irak savaşları yavaş yavaş unutuldu. Terörle mücadele söylemleri 2000’li yılların savaşları esnasında dillendirildikleri kadar hararetli değiller. Tüm bunlara rağmen bölgede savaş tehlikesinin geçmişte kaldığını söylemek mümkün değil. Bu ihtimal halen var ve Amerikan topraklarında yeni terör saldırıları yaşanması halinde ABD halkı bir kez daha savaş çığırtkanlığının rüzgârına kapılabilir.

11 Eylül saldırılarının üzerinden yirmi yılı aşkın süre geçmişken ABD halkının şu an zihnen ne noktada olduğuna dair soru işaretleri var. Amerikalılar geçmiş savaşlar hakkında ne düşünüyorlar? Gelecekte seçilecek bir başkan Teröre Karşı Savaş politikalarını tekrar alevlendirirse El Kaide, IŞİD ya da ABD karşıtı diğer örgütlerle mücadele adına tekrar şiddet sarmalına kapılmayı göze alırlar mı?

Bu sorulara yanıt bulabilmek için bazı anket soruları hazırladım ve 2022’nin bahar aylarında veri topladık. 3 bin 75 kişiden yanıtlar aldık ve geçen yirmi senede Teröre Karşı savaş hakkında ABD kamuoyunun ne düşündüğünü anlamaya çalıştık.

Sorulan sorulardan biri, Irak Savaşı hakkında “geriye dönüp baktıklarında” ne düşündükleri ile ilgiliydi. Her 10 Amerikalıdan neredeyse 8’i Irak savaşı hakkında çeşitli nedenlerle olumsuz görüş bildirdi. Yanıt verenlerin yalnızca yüzde 21’i, “Irak savaşını destekliyorum ve hata olmadığını düşünüyorum” dedi.

Savaşa karşı olumsuz görüş belirtenlerin sundukları gerekçeler ise çeşitlilik gösteriyor. Yüzde yirmilik bir kesim “Hataydı ve kazanılması imkânsızdı” diyor. Yüzde 17’lik bir kesim “Çok fazla Amerikan askeri öldü” derken, yanıt verenlerin yüzde 15’i “ahlaken yanlıştı” diyor. Yüzde 11’i ise savaşın parasal maliyetine dikkate çekiyor.

Amerikalıların bu savaşlara neden karşı çıktıklarını irdeleyen birçok araştırma yapıldı ve Amerikalıların savaşa karşı çıkma gerekçelerinin büyük farklılık gösterdiği anlaşıldı. Fakat önemli bir zorluk şu ki, insanlar savaşın “ahlaki açıdan yanlış” olduğunu söylediklerinde tam olarak neyi kast ediyorlar bilemiyoruz. Yaptığımız ankette bu güçlüğü aşmak için ilave bir soru sorduk ve ne demek istediklerini almaya çalıştık.

Yanıt verenlerin yaklaşık yarısı savaşın “asılsız iddialara dayandığına” dikkat çekti. Yüzde 31’lik bir kesim ise yine çok fazla ABD askerinin ölmesine vurgu yaparken, yüzde 26’lık bir bölüm savaşın asıl amacının Irak petrolünü ele geçirmek olduğunu söyledi. Yüzde 22’lik bir kesim ise gerekçe olarak çok fazla Iraklının ölmesini gösterdi.

ABD’LİLER SAVAŞI İSTEMİYOR

Bu bulgular bize birkaç şey anlatıyor. Bir defa ABD’liler savaşın kandırmaca ve manipülasyon taktikleriyle yürütüldüğünün farkındalar. İkincisi, savaşın “ahlak dışı” olması algısı hem Amerikan, hem Iraklı ölümleriyle ilgili. Ayrıca milyonlarca Amerikalı, savaşın asıl amacının emperyalist gerekçelere dayandığını düşünüyor. ABD’li yetkililer, gazeteciler ve akademisyenler bu sonuncusunu on yıllar boyunca görmezden gelmeyi seçtiler. “Petrol için savaş” konusunda kamuoyu ve siyasetçiler arasında büyük bir uçurum var. Kamuoyu ABD’nin yürüttüğü savaşlarda bu tür tatsız motivasyonlara sahip olduğunu kabullenmeye açıkken, siyasetçiler bunu inkâr etmeyi seçiyorlar.

Bu verilerin bizi nereye götürdüğünü düşünmeliyiz çünkü Teröre Karşı Savaş olgusu siyaseten arafta kalmış oluyor. Bir yandan halen uzun soluklu savaşlara girme arzusu gözlüyor, diğer yandan da “bitmeyen savaşları bitirme” sözleri işitiyoruz. Bu konu eski başkan Trump’ın seçim vaatlerinden biriydi fakat sözünü tutmadı.

Amerikalıların yalnızca beşte biri Teröre Karşı Savaş politikasının başarıyla sonuçlandığını düşünüyor. Her iki Amerikalı’dan biri ise Teröre Karşı Savaş politikasının sonlandırılması gerektiğini düşünüyor. Bana kalırsa yirmi yılı aşkın zamandan sonra insanların bu denli görüş ayrılığı içinde olmaları başlı başına problemli bir konu. ABD’nin Orta Doğu’da yürüttüğü savaşların alabildiğine kutuplaştırıcı, yıkıcı ve suç niteliğinde olmasına rağmen halkın üçte biri savaşların sürmesi gerektiğini düşünüyor.

Söz konusu görüş ayrılıklarına dayanarak halkın siyaset kurumları tarafından yürütülecek olası propagandalara karşı savunmasız olduğunu söylemek mümkün. ABD kadar kutuplaşmış bir ülkede bu tür görüş ayrılıkları görmek şaşırtıcı değil fakat söz konusu görüş ayrılıklarının hem Demokrat, hem Cumhuriyetçi parti temsilcileri tarafından suiistimale açık olduğunu tanımamız önemli.

ABD militarizmine karşı kitlesel düzeyde örgütlenilmeli ve savaş karşıtı söylemler yüksek sesle seslendirilmeli. Bunu yapmadığımız takdirde gelecekte tekrar ABD’nin askeri maceralarıyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz yüksek. Toplumsal hareketleri inceleyen bilim insanları, bu tür hareketlerin adaletsizlik algısı üzerine şekillendiğini gözlemliyorlar. Söz konusu ABD militarizmi olduğunda, kamuoyu bu tür bir kanaat oluşturarak ABD’li liderlerin savaşa girmesini engellemekte geç kalıyor.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Counter Punch