Kolombiya’da sağcı Ivan Duque hükümeti onlarca eylemcinin ölümüne yüzlercesinin kaybolmasına neden oldu. Cali kentinden uluslararası kamuoyuna “Bizi terk etmeyin çünkü bizi öldürüyorlar” çağrısı yapıldı.

Bitmeyen şiddet öfkeyi büyütüyor

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Güney Amerika ülkesi Kolombiya’da 28 Nisan Grevi’nden bu yana sokakta olan yurttaşları sindirmek için ülke geneli hükümet destekli saldırılar, bazı bölgelerde suikastlar devam ediyor. Başkent Bogota başta olmak üzere Medellin, Cali, Bucaramanga ve Valle del Cauca bölgelerinde protestolar büyürken hafta sonu Cali kentinde ESMAD adı verilen özel polis gücünün saldırıları sonucu bir protestocu daha hayatını kaybetti. 28 Nisan’dan bu yana yaşamını yitiren eylemcilerin sayısı 52’ye yükselirken ülkede protestolara katılan 200’ü aşkın kişi halen kayıp, muhalif yerel basın gözaltında zorla kaybedilenlerin sayısının giderek arttığına dikkat çekiyor.

Bogota merkezli insan hakları örgütü Temblores, 28 Nisan Grevi’nden bu yana eylemcilere dönük en az 2 bin 905 polis şiddeti vakasının kaydedildiğini aktardı. Temblores’in verilerine göre, ülkede özel polis gücü ESMAD’ın saldırıları sonucu 39 kişi bir gözünü kaybetti, 24 cinsel şiddet vakası yaşandı. 8M Feminist Grev Komitesi ise 17 yaşındaki bir kız çocuğunun gözaltına alındığında polislerin cinsel şiddetine uğradığı için serbest bırakıldıktan sonra intihar ettiğini aktardı.

CİNAYETLERİ DURDUR

Halkın talepleri ise çok net: Sağcı Ivan Duque hükümetinin kamu hizmetlerini şirketlere peşkeş çeken uygulamalarından geri adım atması, Covid-19’un ekonomik etkileri gerekçe gösterilen kemer sıkma politikalarına son verilmesi, politik isimlere uygulanan suikastlar ve şiddetin son bulması. Ülkede ordu gücünün katıldığı en sarsıcı suikastlardan biri FARC’ın sembol ismi Jesus Santrich’in Venezuela sınırında geçen hafta düzenlenen özel bir operasyon sonucu öldürülmesi oldu. FARC’a yakın kesimlerde söz konusu suikasta yönelik tepkiler protestolara yansıdı, hafta sonu başkent Bogota’da suikastlara karşı yerel liderlerin katıldığı bir yürüyüş yapıldı. Hükümet yetkilileri ise ordu destekli bir operasyonla Santrich’in öldürülmesi, gözaltında muhaliflerin işkence görmesi veya kaybedilmesiyle ilgili tepkilere sessiz kalırken yalnızca iki uygulamadan geri adım atmış, protestoların fitilini ateşleyen vergi soygunu yasa tasarısıyla sağlıkta özelleştirmeyi içeren tasarıyı geri çekmişti. Maliye Bakanı Alberto Carrasquilla ve Dışişleri Bakanı Claudia Blum da istifa etmişti. Ülkede 2018 seçimlerinde Ivan Duque’ye karşı aday olan sol muhalif Gustavo Petro, Cali’de protestoculara yönelik işlenen suçlara ilişkin bir rapor paylaşarak kentte kaybolan 120 eylemcinin isimlerini açıkladı. Petro, “Duque iktidarı etik olarak iflas etmiştir” tepkisi verdi. Cali’de bir öğretmen olan Lilibeydy Manrique kent nüfusunun yarısının Afro-Latinler olduğunu hatırlatarak, “Gençler hayatlarını devam ettirme fırsatının olmadığını düşünüyor. İktidardakiler bu gençleri unuttu. Öfke büyürken hükümetin meşruiyeti çöküyor” yorumu yaptı. Kolombiya Komünist Partisi, Kolombiya İşçi Konfederasyonu (CTC) ve Kolombiya Eğitim İşçileri Federasyonu (Fecode) da eylemcilere uygulanan şiddete ve hükümete tepki gösteren açıklamalarda bulundu. Grevi destekleyen söz konusu örgütler, “Halka şiddet uygulayan polisler yargılansın, gözaltında zorla kaybedilenlerin akıbeti açıklansın” çağrısında bulundu.

***

Acımasız devlet baskısı grevi durduramayacak

Kolombiyalı gazeteciler eylemcilere dönük şiddet devam ettiği sürece tepkilerin giderek büyüyeceği ve hükümeti daha da sıkıştıracağı yönünde görüşlerini paylaştı. Gazeteci Philippa de Boissiere “Acımasız devlet baskısı grevi durduramayacak” dedi. Eylemlerin ana merkezi haline gelen Cali’den gözlemlerini paylaşan Boissiere, yerel basında yayınlanan bir yazısında şunları söyledi: “Cali’nin güneyinde bir barrio olan Siloe’de sirenler susmuyor. Geceleri, göz yaşartıcı gaz, tüfek ve tabanca atışları sırasında insanların çığlıkları duyulabilir. Polis sokaklarda devriye geziyor ve helikopterler aşağıdaki yürüyüşlerin üzerinde geziniyor. Cali’deki bu yeni normalin portresi, üçüncü bir kitlesel toplumsal ayaklanmaya işaret ediyor. Krizin altında yatan koşullar yeni değil. Kolombiyalıların yüzde 54,2’si gıda güvensizliği ile yaşıyor. 2018-2020 yılları arasında İngiliz hükümetinden eğitim alan ESMAD ise göz göre göre protestocuları sokak ortasında öldürüyor.” Yerel gazeteci grubu Le Cuento’dan Daniel Osorio ise “Şu anda Kolombiya’yı tanımlayan ölüm politikası fikrinin tamamen reddedilmesi gerekiyor” dedi. Osorio, yaptığı açıklamada şöyle seslendi: “Tüm gözler Kolombiya’nın üzerinde olsun diye uluslararası topluma sesleniyoruz. Bizi terk etmeyin çünkü bizi öldürüyorlar ve yaşam, barış ve halkımızın onuru için uluslararası bir haykırışa ihtiyacımız var.” Güney Amerika ülkelerinde basına yönelik hak ihlallerini raporlayan Voces del Sur’un (VDS) verilerine göre, protestoları takip eden 16 gazeteci polis şiddeti sonucu yaralandı.