Bize akşam pazarı önerenler bir ay asgari ücretle geçinsin
“İşçinin fedakârlık yapacak takati kalmadı.” Asgari ücretle çalışan kadın işçilerin anlattıkları, bu tespiti doğruluyor. Temizlik işçisi Özlem Ergül, “Bize akşam pazarına gitmemizi önerenler, keşke bir ay asgari ücretle geçinmeye çalışsınsalar” diyor.
Mahir BAĞIŞ
Milyonlarca emekçinin gözü asgari ücret görüşmelerinde. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ikinci toplantısını 15 Aralık’ta gerçekleştirecek. Komisyonun geçen haftaki ilk toplantısında konuşan Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, “İşçinin daha fazla fedakârlık yapacak takati kalmadı” demişti. BirGün’e konuşan asgari ücretli işçilerin anlattıkları da bu tespitin doğruluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
DİSK’in asgari ücret araştırmasına göre, Türkiye’de her iki kadın işçiden biri asgari ücret ve altında ücret alıyor. Çiğdem Akkaya da bu kadınlardan biri. 36 yaşındaki Akkaya, asgari ücret karşılığında temizlik işçiliği yaparak geçiniyor. Eşinin de asgari ücretli olduğunu söyleyen Akkaya, “Eşimin maaşı ev kirası ve faturalara, benim aldığım ise gıda masrafına gidiyor. Geriye pek bir şey kalmıyor” diye konuşuyor.
PANDEMİ VAR DİYE ŞÜKREDER OLDUK
Akkaya son on yılda birçok farklı yerde çalışmış; ama hep asgari ücretle. Herhangi bir birikimi yok, “Birikim yapmayı hayal bile edemiyorum” diyor. “Yeter ki ay sonunu denkleştirebilelim, başka bir isteğimiz yok. İki maaşlı bir aileyiz ama nasıl geçiniyoruz, bir de bize sorun” ifadelerini kullanıyor.
Bu soruyu asıl sorması gerekenler sormuyor; biz soruyoruz. “İki çocuğumuz var” diyor Akkaya; “Biri lisede, diğeri ortaokulda okuyor. Onların masraflarını karşılamak gerçekten çok zor. Maalesef pandemi var diye şükrediyoruz şu anda. Çünkü çocuklar okula gitmiyor ve masraflar azalıyor. Onlar okula gidecek olsa ceplerine nasıl harçlık koyacağız hiç bilmiyorum.”
Akkaya, yılda en fazla iki kez kırmızı et alabildiklerini söylüyor. Bir kilo etin fiyatının neredeyse 50 lira olduğunu belirten Akkaya, “Elli lira asgari ücretli bir aile için çok fazla” diyor.
LİSTENİN YARISINI ALABİLİYORUZ
Özlem Ergül de temizlik işçisi, eşi sanayide çalışıyor. Kendisinin de eşinin de asgari ücretle çalıştığını belirten Ergül, “Maaşlar yattığı zaman market alışverişi için liste yapıyoruz. Ama markete gidince listenin ancak yarısını alabiliyoruz” diye konuşuyor.
Gıda fiyatlarında yaşanan artış, tüm dar gelirli yurttaşlar gibi Ergül’ü ve ailesini de zorluyor. “Salçası, yumurtası, sütü… Hepsinin fiyatı uçmuş durumda. Makarnalara bile her ay zam geliyor” diyor Ergül. Temizlik ürünlerinin çok pahalı olduğundan da yakınıyor.
YILBAŞININ GELMESİNİ HİÇ İSTEMİYORUZ
Malûm, yeni yıl yaklaştı. Asgari ücret zammı da ay sonunda belli olacak. Hem yeni yıldan hem asgari ücret görüşmelerinden beklentilerini soruyoruz Ergül’e, şu yanıtı veriyor:
“İnsanlar yeni yıla eğlenerek giriyor. Biz ise yılbaşının gelmesini hiç istemiyoruz. Çünkü yılbaşı demek zam demek, geçinememek demek bizim için. Evet, asgari ücrete üç kuruş zam geliyor; fakat geri kalan her şeye de zam geliyor. O yüzden biz yılbaşının gelmesini hiç istemeyiz, yıllardır bu böyle.”
Ergül, ülkeyi yönetenlere, kendilerini ve milyonlarca emekçiyi sefalet ücretine mahkûm edenlere bir çağrıda bulunarak bitiriyor sözlerini. Şöyle diyor:
“Bize akşam pazarına gitmemizi öneriyor yetkililer. Keşke bir ay, sadece bir ay asgari ücretle geçinmeye çalışsalar. Neler yaşadığımızı belki anlarlar.”