Avrupa'da 2022’de çok sayıda greve şahitlik ettik. İtalyan sendikacı Della Porta, BirGün’ün sorularını yanıtladı: Şirketler kâr rekoru kırarken üretenler günlük ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bizim için tek yol mücadele yolu.

Bizim için tek yol mücadele

Umut SERDAROĞLU

Artan emek sömürüsü, düşük ücretler ve ağır çalışma koşulları karşı bir araya gelen emekçiler, birçok ülkede yeni yıla grevler eşliğinde girdi. Sağlıktan toplu taşıma işkoluna kadar emekçiler, başta Avrupa olmak üzere eylemlerini sürdürüyor. İşçilerin eylemlerinde ısrarcı olduğu ülkelerden biri de İtalya. Ülkede uzun süredir grev yapan toplu taşıma işçilerine, perakende işçileri de katıldı. Temel Sendikalar Birliği (USB) Ulusal Yürütme Kurulu üyesi Cinzia Della Porta ile İtalya’da büyüyen grev dalgasını konuştuk.

İtalya'da ulaşım işkolunda grevlere çıkıldı. Öncelikle grev sürecini ve yaşananları aktarır mısınız?

“Ulaşım Grevi” olarak adlandırdığımız 11 Kasım'da, işyerlerinden başlayarak genel grevin son tarihini 2 Aralık olarak ilan ettik. Vahşi özelleştirmelerin asıl kurbanları olan toplu taşımacılığın merkeziliğini vurgulayarak sömürüyü ve istikrarsızlığı besleyen ihalelere, taşerona, birbirini izleyen ‘saçma’ sözleşme yenilemelerine, hakların gasp edilmesine ve gülünç ücret artışlarına karşı bir seferberlik ilan ettik. Grevlerde; kamu hizmetleri ve enerji tarifelerindeki artışların iptali, birincil mal ve yakıt fiyatlarının dondurulması ve sınırlandırılması talep edildi. Bununla birlikte askeri harcamaların ve Ukrayna'ya silah gönderilmesinin dondurulması ve ayrıca tüm temel kamu hizmetlerine ekonomik yatırım yapılması istendi. Yeni işe alınan işçilere sözleşme uygulanmasını garanti ederek giriş ücretlerinin iyileştirilmesi talep edildi. Tasarrufları överek kalitesiz ve düşük ücretli iş sunan şirketlere, sözleşmeler ve taşeronlar yoluyla kamu parasının harcanmasını, iş cinayetlerinin alışılmamış sözleşmelerin ve güvencesiz istihdamın uygulanmasını değiştirme ihtiyacı duyuyorduk.

Cinzia Della Porta, Temel Sendikalar Birliği (USB) Ulusal Yürütme Kurulu üyesiCinzia Della Porta, Temel Sendikalar Birliği (USB) Ulusal Yürütme Kurulu üyesi

Güvencesiz istihdam uygulamasına karşı saat başına 10 avroluk yasal asgari ücret ve temel kamu hizmetlerinde grev hakkının serbestçe kullanılmasını, sendikalar ve işverenler arasında suç ortaklığına dayalı tekeli ortadan kaldıran bir temsil yasası istiyorduk.

2 Aralık gününde İtalya’nın birçok şehrinde gösteriler düzenledik. Sanayiden ulaşıma, sağlıktan eğitime kadar tüm kamu istihdamı ve özel emek kategorilerinde bir genel grev ile 3 Aralık’ta Roma'da düzenlenen ulusal gösteriye topluca katıldık. Sloganımız ‘silahları indirin, ücretleri artırın’dı.

Geçmiş hükümetler ve Draghi hükümeti tarafından uygulamaya konulan ekonomi politikaları, Meloni hükümeti tarafından onaylanmak üzere Avrupa Birliği'ne sunulan Bütçe Kanunu teklifinde süreklilik buluyor. İtalyan ailelerin karşı karşıya kaldığı ciddi ekonomik durum ve işçilerin ücret ve maaşlarına yönelik ağır saldırı, asgari emekli maaşlarında önemli bir artış ve diğerlerinin gerçek yaşam maliyetine göre ayarlanması talebi de yanıt bulamıyor.

Kimsenin durmak istemediğine dair uluslararası spekülasyonlar sonucu yükselen gaz ve enerji faturaları, ailelerin harcanabilir gelirinin önemli bir bölümünü tüketiyor. Kamu çalışanlarının sözleşmelerinin yenilenmesi için de kaynak ayrılmadı.

Patronların şiddetle savunduğu vergi indirimi aldatmacası, tam olarak vergi sıkıştırmaları tarafından finanse edilen maaş çekine girecek birkaç kuruş, sosyal hizmetler, sağlık biletleri, kreşler, işçilere fayda sağlamayacak.

Avrupa-Atlantik ittifakının Rusya’ya yönelik “yaptırım seferine” katılma kararı ve Ukrayna’yı silahlandırmak için para harcanması, hammaddelerin fiyatlarında sert bir yükselişe sebep oluyor. Böylece mecburi harcamalar da artıyor. Sosyal harcamalara ve ülkenin refahına gitmesi gereken kaynağı, boşa harcıyorlar. Kısaca, hükümetler değişir ancak gidilen yolun yönü değişmez. Her ne kadar ona zıt bir söylemle seçimleri kazanmış olsa da Avrupa Birliği’nin kontrolünde istikrarlı şekilde ilerler.

Noel'de özellikle İngiltere'de ve İtalya'da ulaşımda büyük aksamaların olduğu bildirildi. Peki, grev devam ediyor mu?

İngiltere genelindeki demiryolu çalışanları, hemşireler ve ambulans sürücüleri de dahil olmak üzere çok sayıda kamu sektörü çalışanı, aylık olması beklenen grevi başlatmak için işlerinden ayrıldı. Trenlerin ve diğer yerel ulaşımın hareketi, Noel tatili için verilen zorunlu ara dışında 9 Ocak'ta normale dönecek. İşçiler artan enflasyon nedeniyle ücret zammı talep ediyor. Yani İtalya'da talepler aynı, ekonomik durum işçiler için çok zor.

Sadece İtalya'da değil İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerde de grevlerin olduğunu görüyoruz. Neredeyse eylemler tüm Avrupa'ya yayıldı. Hükümetler ise suçu işçilere atıyor.

Avrupa'da işçilerin durumu daha zor. Enflasyon fazla ve ürün fiyatları yüksek, maaşlar düşük. Özellikle İtalya’da durum böyle.

Avrupa genelinde bu kadar çok greve şahitlik etmek, ne anlama geliyor?

Bugün dünya, gezegenimizin ekonomik kaynaklarını kontrol etmeyi ve sömürmeyi amaçlayan siyasi, ekonomik ve askeri çatışmanın aşırı derecede yoğunlaştığı bir aşamadan geçiyor. Emperyalist savaşlar ve müdahalelerin bedelini halklar ölümlerle, kötüleşen yaşam ve çalışma koşullarıyla ödüyor. Güvercin kılığına giren şahinlere, dünya barışının daha fazla militarizmle, faşistlerle ve aşırı sağcı milliyetçilerin her türlü himayesiyle garanti edilmediğini, ambargolara, yaptırımlara ve ekonomik savaşa dayanamayacağını söylüyoruz.

İşçi sınıfı; barış, emperyalist müdahalelere son verilmesi, NATO'nun ve tüm askeri koalisyonların dağıtılması ve nükleer silahların tasfiyesi için ses yükseltiyor. Tekeller ve çokuluslu şirketler yeni rekorlar kırarken işçiler yani üretenler en temel günlük ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanıyor. Bu durum, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan kâr odaklı bir sistemin kaçınılmaz başarısızlığına işaret ediyor. Bizim için izlenecek tek yol var, o da onur ve mücadele yolu. İşçi hareketinin hedeflerini ancak mücadeleler yoluyla gerçekleştirilebileceği ve toplumsal ilerlemenin sağlanabileceği açık. İşçilerin mevcut ihtiyaçlarının karşılanması için verilen mücadele ücret, emek, güvenlik, sendikal özgürlükler istikrarlı sözleşmeli çalışmayı savunmak, sendikaların özerkliğini ve sınıfsal yönelimlerini bürokratik yolsuzluktan ve sermaye ve patronların manipülasyonundan korumak düzeyinde.

***

BEDELİNİ EMEKÇİLER ÖDEMEMELİ

Peki, işçilerin net talepleri neler?

Ukrayna'daki savaşla şiddetlenen kapitalizmin krizi, tüm kıtalarda büyük mücadeleler, gösteriler ve grevlerle dünya çapındaki işçilerin kaçınılmaz militan tepkisini kışkırtıyor. Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu üyesi sendikalar bu mücadelelerin en ön saflarında yer almaktadır. İşçiler, bu mücadeleler ve seferberlikler aracılığıyla kapitalist krizin ve emperyalist savaşların bedelini ödemeyi reddediyor. Son yıllarda çeşitli bahanelerle saldırıya uğrayan işçiler, gerçek ihtiyaçlarının karşılanmasını ve demokratik ve sendikal özgürlüklerin savunulmasını talep ediyor. Sendikal ve demokratik hakların çiğnenmesi, baskının sertleştirilmesi ve devlet otoriterliği, son dönem deneyimlerinden de gayet iyi bilindiği gibi, halkın haklı taleplerine burjuva hükümetlerinin tepkisidir.