Boğaziçi Dayanışması, ev hapsinde tutulan öğrencilerin davası için kamuoyunu, 17 Mart Çarşamba saat 13.00’te Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne çağırdı.

Boğaziçi Dayanışması: Arkadaşlarımız için yarın Çağlayan’dayız

Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektör Melih Bulu’ya yönelik protestolarda gözaltına alınan ve ardından haklarında ev hapsi kararı verilen öğrencilerden 2’si yarın hakim karşısına çıkıyor. Boğaziçi Dayanışması, “Doğu ve Selo’yu almaya gidiyoruz! Doğu ve Selo’ya, üniversiteye özgürlük!” başlıklı açıklamayla, 17 Mart Çarşamba (yarın) saat 13.00’te Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde buluşmak için çağrı yaptı.

Dayanışma tarafından yapılan açıklamada, hesap vermesi gerekenin öğrenciler olmadığı vurgulanarak, “Bu hukuksuz dava sürecinde, 2 arkadaşımızı ev hapsiyle, 46 gündür tutsak olan Doğu ve Selo’yu Metris tecridiyle yıldırmaya çalışan iktidarın, haklı mücadelemizi sindirecek kudretinin olmadığı apaçık ortadadır” ifadelerine yer verildi.

Boğaziçi Dayanışması’nın açıklaması şu şekilde:

‘GERÇEKLERİ HAYKIRAN HERKESİ ÇAĞIRIYORUZ’

“Hemen her gün işçilerin, yoksulların, sosyalistlerin, hak savunucularının, halkın avukatlarının, barış isteyen akademisyenlerin, kadınların, LGBTİ+’ların yargılandığı Çağlayan Adliyesi’nde bu kez de Boğaziçi öğrencilerini yargılıyorlar.

Boğaziçi kayyumu Melih Bulu’nun ve atanmış İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “sapkın” diyerek hedef göstermesiyle haklarında dava açılan, direnişimizde sanata ve renklere yer veren arkadaşlarımızdan 7’sinin davası 17 Mart günü Çağlayan’da görülecek. Bu hukuksuz dava sürecinde, 2 arkadaşımızı ev hapsiyle, 46 gündür tutsak olan Doğu ve Selo’yu Metris tecridiyle yıldırmaya çalışan iktidarın, haklı mücadelemizi sindirecek kudretinin olmadığı apaçık ortadadır. İçinde zerre kadar adalet kırıntısı taşıyan herkesi isyan ettiren bu süreç sonunda, hesap vermesi gerekenler, gerçekleri korkmadan haykıran arkadaşlarımız değildir.

“Safımız emekçilerin ve ezilenlerin safı” demiştik, maruz kaldığımız muamelenin benzer olmasına da şaşırmıyoruz elbette. Mücadelemize yapılan bu saldırının, emekçileri ve ezilenleri mağdur etmeyi kendine görev edinmiş iktidarın içine düştüğü siyasi krizin en büyük göstergesi olduğunu biliyoruz. Hiçbir dokunulmazlığı olmayan emekçi ve ezilenlere, devletin tüm aygıtlarıyla saldırmayı alışkanlık edinen iktidar bloğu; işkencelerle, gözaltılarla, tutuklamalarla, ancak omuz omuz saf tuttuğumuz direnişimizin ateşini harlar! Kaderimizin ve yolumuzun, emekçilerle, ezilenlerle aynı olduğunu biliyor, mücadelemizi birleştirerek büyütüyoruz!

Bu topraklardaki ezilenlerin demokratik hak ve özgürlüklerini gasp edenlere karşı, gerçekleri haykırmaktan korkmayan herkesi, Doğu ve Selo’yu kucaklamak için Çağlayan'a çağırıyoruz!”