Bold Pilot'ın ardından

METİN AKTAŞOĞLU

Atçılık tarihinin fenomen safkanlarından biri olan Gazi Koşusu rekortmeni, atseverlerin odalarına posterlerini astığı şampiyon, şampiyon babası, büyük efsane Bold Pilot hayatını kaybetti. Kariyeri boyunca 30 kez start alıp 21 birincilik, 4 ikincilik, 2 üçüncülük ve 2 kez de dördüncülük elde ederken sadece bir kez tabela dışında kalan ve yarış kariyerini 1998'de noktalayan Bold Pilot'ın 1996 Gazi Koşusu'ndaki 2.26:22'lik derecesi hala kırılamayan bir rekor olarak atçılık tarihimizde duruyor.
Çocukluğumda aklıma gelen iki yarış 70. Gazi Koşusu ve 1996 Boğaziçi Enternasyonel'in galibi görkemli Bold Pilot, adını hatırladığım ender atlardan... Halis Karataş'ın adeta ilk görüşte aşık olduğu onun deyimiyle "Eşkaliyle, edasıyla tam bir şampiyon" Bold Pilot. Ama onu efsane yapan sadece istatistikleri ve galibiyetleri değil. Bold Pilot'ı atçılık tarihine kazandıran Özdemir Atman'ın kızı Esra Atman Özyiğit bizim için 'efsane'yi anlattı.

Ne hissettiğimi anlatmam mümkün müdür? Sabah uyanır uyanmaz öğrendiğimde çok üzüldüm. Babam ve kardeşim ile canla başla, şevkle uğraştığımız ve emeğimizin semeresini de Bold Pilot gibi atlarla aldığımız o yıllara geri döndüm. "Atçılık, sevgiyle yapılır" ne doğru bir sözdür. Atınızı seversiniz, karşılığında o da sizi sever. İnsana umut, gurur aşılar, at. Karşılıksız hem de.. Bold Pilot gibi atlar nadir gelir ve iz birakır. Sadece bizim kalplerimizde değil atseverlerin de kalbine yerleşir, bir yerden sonra alınan kararlar hep atseverler düşünülerek de alınır, sevgi paylaşılır, saygı paylaşılır.
Bugün o günleri, hatirladım. Gelen tüm mesajlar beni o günlere geri götürdü. Hepsi, Bold Pilot sayesinde oldu, biz sadece onunla birlikte paylaşmaktan keyif aldık, hatta babam, Lyra için, Gazi Koşusu'nu kaybedeceğini anladığında bana "Çok yazık, böyle atlar 10 senede bir gelir" demişti. Ölmeden önce babama o sevinci yaşattığı için ayrı severim, Boldie'yi.

Doğduğu günleri hatırlıyorum, babamla haraya tayları görmeye gittiğimizde sanırım 1 aylıktı. Doğumundan hemen sonra kafasını kapıya sıkıştırmıştı enfi (burun kemiği) yamulmuştu. Göz alıcı hiçbir tarafı yoktu, sadece cin cin bakan gözleri... O dönem bir de Nedym vardı, at güzeli. Halis Karataş, Bold Pilot'taki gücü keşfetmeseydi ve ona taylığından beri özen göstermeseydi, ne olurdu hala bilemem. Halis'in emeği de çoktur, Boldie'de. Hiç bıkmadan idmanlarında pistte çıkarlar ve işe başlayana kadar oyalanırlardı. Her at işini dakikalarda bitirirken Bold Pilot'ınki neredeyse 1 saat sürerdi. Tabii Nedym de çok iyi bir at oldu, Gazi Koşusu'nda ayağı son 400'e gelirken çatlamamış olsaydı nerede bitirirdi koşuyu hala tartışılır. Ama "At yüreğiyle koşar" derdi babam, Bold Pilot bu sözün en güzel örneğidir, koşu pistinde yücelen, güzelleşen tanıdığım ilk attı.

İnanılmaz bir görüntü hafızası vardı. Hep anlatırlar, İnönü Koşusu'nu koşmadan önceki günlerde Veliefendi'de müthiş bir yağmur yağdı, ahırı sular içinde kaldı ve duvarlar yıkıldı, duvarları eski haline getirmeden sabah, yıkık duvarların önünden geçmeyi reddetti. Bir sabah bize kapının köşesine konmuş el arabasını çektirdi aksi takdirde kapıdan çıkmayı reddetti. Sular seller onu hiç etkilemedi. İdmanda yaptığımız hataları hep kapatmasını bildi, gücüyle.
15 sene sonra Veliefendi'ye jübilesi için getirdiğimizde ki bu da bir ilktir, haraya gitmiş bir atı geri getirip zapt etmeniz çok zordur, nasıl korkmuştuk, fakat orada olmayı nasıl özlediğini, çime çıkınca nasıl devleştiğini bir kez daha anladım, o gün.
Huzur içinde yatsın, başka bir attı, tüm sevenlerinin başı sağ olsun, diyorum.
Bir Tweet attı sevenleri aynen tekrarlıyorum: "Bold Pilot'ın kanatları zaten hep vardı, şimdi de en iyi bildiğini yaptı, uçtu ve gitti..."