Google Play Store
App Store
Boris’in mutsuz kasımı

LEVENT ÖZÇAĞATAY | LONDRA

Birleşik Krallık’ta iktidardaki Muhafazakar Parti’li 360 milletvekilinden 90’ının ek işlerden kazancı olduğu, bunların bazılarının birden fazla işten para kazandığı ortaya çıktı. Özellikle yüksek ücretlerle lobicilik ve danışmanlık gibi işler yapan milletvekilleri soruşturma konusu olurken, bunlara sahip çıkmaya çalışan Başbakan Johnson’un Londra Belediye Başkanlığı dönemiyle ilgili yolsuzluk iddiaları da gündemde.

“Madem ki iktidara geldik yolsuzluk yapmak ve cebimizi doldurmak hakkımızdır” anlayışının yalnızca Sudan, Somalia, Colombia ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değil, Birleşik Krallık gibi gelişm ülkelerde de yürürlükte olduğu kasım ayı içindeki gelişmelerle bir kez daha gözler önüne serildi. Gazeteciler Glasgow’daki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda gündemdeki küresel ısınma gibi sorunları bir kenara bırakıp Başbakan Johnson’u yolsuzlukla ilgili sorularla sıkıştırdılar.

Birleşik Krallık’ta başbakanların, bakanların ve milletvekillerinin politik hayatları sona erdikten sonra uluslararası büyük şirketlerde yüksek ücretler karşılığı danışmanlık, lobicilik ya da yönetim kurulu üyeliği gibi görevlere getirildikleri bilinen bir gerçek. Bunun karşılığında şirketlerin bu kişilerden beklentisi politik yaşamları dönemlerinde edindikleri deneyimlerini, yabancı devlet adamları ile olan dostluklarını, devlet bürokrasisi ve kendi partileri bünyesindeki görevlilerle olan şahsi ilişkilerini şirketlerin hizmetine sunması. Faaliyet gösterdikleri sektörlerdeki bağlayıcı yasaları, yönetmelikleri ve düzenlemeleri kendi çıkarları için değiştirmek, devlet ihalelerinde öncelik almak, vergi yükümlülüklerini azaltmak ve bürokrasinin önemli koltuklarına kendilerine sadık bürokratları oturtmak da dahil. Eski başbakan ve bakanların önündeki tek engel ise hükümetteki görevlerinden ayrıldıktan sonraki iki yıl içinde hükümet seviyesinde ve bakanlıklarda lobicilik yapamamaları.

Geçtiğimiz haftadaki gelişmeler politikacıların bu iki yıl kuralına uymayı bir kenara bırak, politik hayatlarının sona ermesini bile beklemeden özel sektörde iş buldukları ve çalıştıkları şirketler adına lobicilik yaptıklarını gözler önüne serdi.

Milletvekillerinin parlamentoda ve seçim bölgelerinin dışında ek işlerinin olmasını engelleyen bir kural yok. 360 muhafazakar milletvekilinden 90’ının ek işleri olduğu kayıtlara geçmiş durumda. Bazılarının bir değil, beş değişik işi var. Birçoklarının hukuk müşaviri, mali danışman, avukat, doktor, hemşire ve hatta futbol hakemliği yaptığı biliniyor. Bunun da makul bir nedeni var. Milletvekilliği ömür boyu sürecek bir meslek değil ve maaşlar da sanıldığı kadar yüksek değil. Özellikle muhafazakar partili milletvekillerinin seçildikten sonra gelirlerinin önemli ölçüde düştüğü bilinen bir gerçek. Onlara verilen iki şart ise ikinci (ya da daha fazla) işlerini ve kazançlarını beyan etmek ve lobicilikten kaçınmak.

Bu şartlara uyulmadığı milletvekili ve eski bakan Owen Peterson’un bir değil, iki şirket için yüksek ücretlerle lobicilik yaptığı ortaya çıkarıldığında kendini gösterdi. Peterson’a parlamentoda konuyla ilgili bir komite tarafından 30 günlüğüne parlamentodan uzaklaştırılma cezası verildi. Hükümetin tepkisi bunu sessizce kabul edip konuyu kapatmak olmadı. Peterson’u savunmak amacı ile komitenin bu kararına karşı çıkmaya ve hatta komite ve onun soruşturma prosedürü ile ilgili düzenlemeleri değiştirmeye yeltendiler. Bu ise araştırmacı gazetecilerin diğer milletvekillerinin ek işlerini araştırmaya yöneltti.

Topun ağzındaki ikinci milletvekili yine eski bir bakan olan Geoffrey Cox ve onun kabahati daha büyük. Yolsuzluk ve karapara aklama ile suçlanan vergi cenneti Britanya Virgin Adaları hükümetine İngiliz valinin başlattığı soruşturma ile ilgili olarak hukuki danışmanlık yapmak. Daha da kötüsü bu işle ilgili görüşmelerin bazılarına parlamentodaki ofisinden katılmış ve zamanının çoğunu bu işe ayırdığı için Avam Kamarası’ndaki oylamaların çoğunu kaçırmış. Bu arada Virgin Adaları’nda kendine tahsis edilen villanın kime ait olduğu bilinmiyor. Gazetecilerin görüşme taleplerine verilen cevap da çok ilginç. Cox bu sefer de Mauritius Adası’na seyahat etmiş. Tahmin edilen orada da kazanç sağladığı bir işi var.

Yolsuzluğun kendini gösterdiği diğer bir alan da pandemi nedeni ile oluşan yeni sektör. Devletin Covid-19 ile ilgili olarak 47 tedarikçi ve üretici şirkete doğrudan temin yöntemi ile saydamlık, rekabet, eşit muamele, kamuoyu denetimi gibi ilkeleri kulak arkası ederek dağıttığı devasa ihalelerin listesi ve her birinin maliyeti basına sızdırıldı. Sızan bilgiler arasında bu firmaları hangi milletvekillerinin ve bakanların önerdiği ve desteklediği, bu firmaların tamamımın muhafazakâr partiye bağış yapmış olduğu, sahiplerinin ve yöneticilerin bakanlarla dost oldukları ve hatta bakanların ya da akrabalarının bu firmalarda hisseleri olduğu da var.

Boris Johnson’un uykularını kaçıracak iki yolsuzluk iddiası daha soruşturma aşamasına gelmek üzere. Birincisi Muhafazakar Parti’ye en az 3 milyon sterlin bağış yapan 16 milyonerden biri hariç hepsinin Lordlar Kamarası’na alınmış olması. İkincisi ise Boris Johnson’un Londra Belediye Başkanlığı döneminde sevgilisi olan Amerikalı iş kadını Jennifer Arcuri’nin şirketine belediye bütçesinden tahsis edilen fonlar ve verilen ayrıcalıklar. Bu iddia 2019’da yapılmış fakat devamı gelmemişti. Bu sefer Arcuri o dönemde el yazısı ile tuttuğu günlüğünü basına açtı. Johnson’un kendi sözleriyle günlüğe kaydedilen bir alıntı magazin dünyasının ve boyalı basının ağzını sulandıracak kadar eğlenceli ve müstehcen.

“Seni gördüğüm zaman kendimi kontrol edemiyorum. Beni çok heyecanlandırıyorsun. Bekleyemem bebeğim. Bütün yıl seni bekledim. Beni delirtiyorsun. Hiç bir kadını seni düşündüğüm gibi düşünmedim.” Diğer alıntıların ikisi ise Johnson’u koltuğundan edecek ve belki de yargılanmasına neden olacak kadar ciddi. “Söyle: Nasıl yardımcı olabilirim? Senin kariyerin için nasıl bir basamak, bir kapı, bir güç olabilirim?”, “Belediyedeki görevliler senin organize ettiğin o konferansa katılmamın doğru olmadığını belirtiyorlar. Ben gideceğim dedim ve hepsini ezdim geçtim. Bunu yalnızca seni mutlu etmek için yapmak istiyorum.”

Yıllardır kendine yöneltilen her suçlamayı fazla yara almadan geride bırakmayı becerdiği için adı teflona çıkmış olan Johnson’un bu badireden sağlam çıkması mümkün olmayabilir.