Bolsonaro hükümetine karşı sokaklara dökülen halk demokrasiyi kurtarmak için doğru bir yola başvuruyor.

Brezilya diktatörlüğe mi dönüyor?

Frei Betto

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Brezilyalıların çoğu ve dünya kamuoyu Brezilya’nın bir faşist tarafından yönetildiğini biliyor. Jair Messias Bolsonaro, 1964’te Brezilya’da kurulan askeri diktatörlüğün işkencecilerini koruyor ve "en az 30 bin isyancı" vurulmadığı için üzüntü duyduğunu belirtiyor.
Araba Yıkama (Lava Jato) olarak bilinen yolsuzluk soruşturmalarının etkileri üzerine başkan seçilen Bolsonaro, hükümetteki önemli devlet kadrolarına 6 binden fazla kişi atadı. Covid-19 ile ilgili yalan haberlerin organize bir şekilde yayılmasını sağladı ve "basit bir grip" olarak adlandırdığı virüsün ciddiyetini göz ardı etti. Etkisine dair bilimsel kanıt bulunmayan ilaçlar önerdi ve aşının ithalatını geciktirdi. Sağlık Bakanlığı virüs kaynaklı 600 bin ölüm olmasına rağmen henüz ulusal test ve aşılama için bir protokol imzalamadı. Son olarak senato askeri subayların da dahil olduğu aşıların yüksek fiyattan alınması yoluyla yapılmış olabilecek bir yolsuzluk soruşturması başlattı.

ALTERNATİF ARAYIŞI

15 milyon işsize, sefalet içinde olan 30 milyona, sürekli açlık çeken 19 milyona ve yılda yüzde 8’den fazla enflasyona rağmen Bolsonaro ısrarla şunu söylüyor: "Beni iktidardan ancak Tanrı düşürebilir". 2022’de cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Tüm anketler Lula’yı (Brezilya Eski Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva) seçmenlerin tercih ettiği aday olarak gösteriyor. 2018 seçimlerinde Bolsonaro’ya oy veren vatandaşların önemli bir kısmı yaptıklarından pişman olduklarını belirtiyor. Gerçek şu ki şimdiye kadar Lula’ya karşı Bolsonaro dışında alternatif bir rakip bulunamadı. Gündemde çok sayıda isim var, ancak hiçbiri her iki adayı da tehdit edecek ve sol ile sağ arasında bir alternatifi temsil edecek kadar oy toplayamayacak gibi gözüküyor.

HİLE TARTIŞMASI

Anketlerin de gösterdiği gibi Lula’nın 2022’de kendisini yenebileceğini öngören Bolsonaro, kâğıt pusula ile oylamayı yeniden gündeme getirdi. Brezilya 25 yıldır elektronik oy pusulası sistemi kullanıyor ve bu sayede kamuoyunda hiçbir zaman seçim dolandırıcılığı şüphesi olmamıştı. Brezilya’nın seçim geçmişi, kâğıt oy pusulasının seçim hilelerine karşı savunmasız olduğunu bizlere gösteriyor. Düşük eğitim ve gelire sahip seçmenler genellikle "albaylar" olarak bilinen milisler, polis, çiftçiler, şefler, papazlar ve rahipler tarafından para, iyilik veya tehdit ile oylarını belirli bir adaya vermeleri için baskı altına alınıyor.
Elektronik oylamada seçmenin oyunu doğrulamanın bir yolu yoktur. Ama kâğıt oy pusulası makbuz verir. Seçmenin gerçekten belirtilen adaya oy verip vermediğinin kâğıt üzerinde bir kanıtı olur ve bu seçim hilelerinin önünü açıyor. Bu da Bolsonaro’nun gelecek yıl bir yenilgiyi önlemesinin tek yolu gibi gözüküyor.

ORDUDAN TEHDİT

Elektronik oy pusulasının yerine gelecek olan kâğıt oy pusulasının kullanılması için Ulusal Kongre tarafından onaylanacak bir anayasa değişikliği gerekli. Konunun Temmuz’un ilk yarısında Temsilciler Meclisi’nde oylanmış olması gerekirdi. Bolsonarista milletvekilleri yenileceklerini anlayınca, meclise ara verilmesinin ardından kararı ağustos ayına taşımak için manevra yaptılar.

Brezilya demokrasisi, kâğıt oy pusulasına karşı olan Yüksek Federal Mahkeme (STF) ve Yüksek Seçim Mahkemesi’ne (TSE) bağlı olsaydı tehdit altında olmayacaktı. Ancak 9 Temmuz’da Hava Kuvvetleri Komutanı Carlos Baptista Junior, "O Globo" gazetesine Brezilya demokrasisini korumanın Silahlı Kuvvetlere bağlı olduğunu iddia etti. Aynı röportajda, "Bundan vazgeçmeyeceklerini" doğruladı ve ekledi "Bizler tehlikeli değiliz."

Brezilya’nın 21 yıllık askeri diktatörlüğe neden olan 1964 darbesinin arifesinde olduğunu hatırlıyorum. Solun liderleri, darbeden korkmadıklarını, demokratik kurumların sağlam olduğunu, Cumhurbaşkanı Jango Goulart’ın Anayasa ihlallerine karşı güçlü bir askeri desteği olduğunu söylemişlerdi.

YA SEÇİM OLMAZSA?

Şimdi aynı söylemi, demokratik kurumların sağlamlığı ve diktatörlüğe dönüş için konjonktürel koşulların olmaması söylemini sağdaki seslerden bile duyuyorum. Nasılsa hiçbir aktif askeri subay Hava Kuvvetleri komutanının darbe tehdidine karşı çıkmaya cesaret edemedi. Bolsonaro’nun tekrarlanan darbe sözlerine karşı çıkan olmadı ve 8 Temmuz’da, üç ordunun hepsini komuta eden Savunma Bakanı General Braga Netto’nun Temsilciler Meclisi başkanına "2022’de basılı ve denetlenebilir oy pusulaları yoksa seçim olmaz" dediği bildiriliyor.

Aynı gün Bolsonaro bir açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Ya Brezilya’da temiz seçimler yaparız ya da hiç yapmayız". Başkan, Meclis’in kâğıt oy pusulasına izin verecek anayasa değişikliğini reddetmesinden korkuyor olmalı.

Devlet makamları, adının açıklanmasını istemeyen bir STF görevlisinin görüşüne göre darbe gösterilerini "blöf" olarak tanımladı. Ben yine de tekrarlıyorum, ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Ordunun sessizliği endişe verici. Kimse karşı çıkmaya cesaret edemiyor gibi gözüküyor.

Brezilya halkı Bolsonaro hükümetine karşı sokaklara döküldü. Demokrasiyi kurtarmak için başvurmamız gereken yol da budur, ancak ordu, Bolsonaro’yu bir diktatör olarak yasallaştıracak bir darbeyi tercih edecektir.

Monthly Review’den çeviren: Umut Deniz Aydın