Protestoların önüne geçmek isteyen iktidar statları, meydanları halka kapatsa da tepkilerin önüne geçemedi. Taraftar gruplarından sosyalist partilere, dayanışma derneklerinden emek örgütlerine ‘Hükümet istifa’ sesleri yayılıyor. SOL Parti İstanbul İl Başkanı Demirdöğen, Kadıköy’de düzenledikleri ‘Hükümet İstifa’ eylemine yönelik polis müdahalesinin iktidarın korkusunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Demirdöğen “Bu halk sizden korkmaz” dedi.

Bu halk sizden korkmaz
Fotoğraf: BirGün

POLİTİKA SERVİSİ

Ülkeyi sarsan deprem felaketinin ardından süreci yönetemeyen hükümete ve adı skandallarla anılan Kızılay başta olmak üzere içi boşaltılan kurumlara yönelik tepkiler sürüyor. Protestoları önlemek isteyen iktidar, stadları ve meydanları halka kapatırken yandaş olmayan tüm kesimlerin sesini bastırmaya çalışıyor. ‘Hükümet istifa’ talebiyle gerçekleştirilen birçok eylemde olduğu gibi SOL Parti İstanbul İl Örgütü tarafından önceki gün Kadıköy’de gerçekleştirilmek istenen eyleme de polis müdahale etti.


SOL Parti MYK Üyesi Alper Taş ve İstanbul İl Başkanı Avukat Deniz Demirdöğen'in de aralarında bulunduğu 77 partili gözaltına alındı. Önceki gece saatlerinde 74 kişi serbest bırakılırken, aralarında İl Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Koç’un da olduğu 3 SOL Partili dün savcılığa ifade verdi. Koç savcılık tarafından serbest bırakıldı. SOL Parti Ümraniye İlçe Yöneticisi Cihangir Taş ve parti üyesi Nezircan Arslan ise adli kontrol şartıyla mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

ANAYASAL HAKKIMIZ

Yaşananları BirGün’e değerlendiren SOL Parti İstanbul İl Başkanı Avukat Deniz Demirdöğen “SOL Parti İstanbul İl Örgütü olarak günlerdir depreme ilişkin yaptığımız dayanışma doğrultusunda aynı zamanda Kızılay’da çadırların satılması ve hükümetin bu süreçteki sorumluluğuna yönelik olarak bir basın açıklaması yapmak için ilçe binamızın önünde bir araya geldik. Zaten günlerdir Kadıköy’de hiçbir gerekçe gösterilmeden yapılan açıklama ve eylemler engelleniyordu, gözaltılar gerçekleştiriliyordu. Hem bunları protesto etmek için hem de Kızılay’ın ve hükümetin ortaya saçılan sorumluluğuna ilişkin protesto eylemi gerçekleştirecektik” dedi.

BU BİR İŞKENCEDİR

“Emniyet, Kadıköy Kaymakamlığı’nın almış olduğu bir kararı gerekçe göstererek ve kararın gerekçesini de belirtmeden ve tedbirde bulunmadan eylemin yasak olduğunu söyledi” diyen Demirdöğen, “Biz de karşılığında Anayasal hakkımızı kullandığımızı ve açıklamayı gerçekleştireceğimizi söyledik. Ancak, açıklamayı yapmamıza izin vermeden eylemimizde polis bize saldırdı. Gerçek tabiriyle bize bir saldırı gerçekleştirdiler. Eyleme saldırı mevcut kanun çerçevesinde olmayıp insanları ezerek ve sıkıştırarak, onların alandan çıkarılmasını engelleyerek bir işkence şeklince gerçekleştirildi. 77 arkadaşımız gözaltına alındı. 3 arkadaşımız savcılığa sevk edildi” ifadelerini kullandı.

Zorbalık yenilecek

“Yaşananlar Türkiye’nin içinde bulunduğu tek adam rejimin bir tezahürü” diye konuşan Demirdöğen sözlerini şöyle sürdürdü: “O açıdan polisin yapmış olduğu fiili saldırının hiçbir hukuki altyapısı yok. Tamamen anayasal hakkımıza saldırı gerçekleştirildi. Darp edilerek, cebirle gözaltına alındık. Bunun siyasi yansıması da üç haftayı aşkın süredir bölgede var olamayan ve deprem bölgesine bir çadır bile götürememiş olan iktidarın, tribünlerden sokağa kadar taşan ‘hükümet istifa’ sloganları ve sorumluların yargılanması noktasındaki talebi bastırmaya çalışmasıdır. Ama bunu engelleyemeyecekler. Tribünlerde ve sokakta yükselen ses önceki akşam Kadıköy sokaklarında bizim dilimizdeydi ilerleyen süreçte de tüm toplumun dilinde olacak. Bu baskı ve zorbalık yenilecek. Halk kazanacak. Biz bölgedeki dayanışma çalışmalarımız devam ettiriyoruz. Aynı zamanda iktidarın ortalığa saçılan skandal uygulamalara ve işlediği suçlara karşı siyasal çalışmalarımıza devam edeceğiz. ‘Hükümet istifa’ demeyi sürdüreceğiz. Bize yapılan Kadıköy’de yapılan bu uygulamaya yönelik olarak da tüm kamu görevlilerinden suç duyurusunda bulunarak şikâyetçi olacağız. Bu sürecin de takipçisi olacağız.”
Öte yandan Mersin’de de Kızılay binasına yürüyen SOL Partililer burada basın açıklaması yaparak kurumu ve iktidarı protesto etmişti. Kızılay Mersin Şubesi önünde gerçekleştirilen protestonun ardından 13 SOL Parti üyesi, akşam saatlerinde polis tarafından yapılan ev baskınlarıyla gözaltına alınmıştı. SOL Parti, gözaltı kararlarına tepki göstererek, "Mersin'de parti üyelerimiz Kızılay önünde yaptıkları eylem nedeniyle ev baskınlarıyla gözaltına alınıyor. Baskıya, tehdide, zorbalığa boyun eğmeyiz. Gözaltıları derhal serbest bırakın" açıklamasında bulunmuş, gözaltılar gece saatlerinde serbest bırakılmıştı.

***

Susturamayacaklar

Depremlerde halkı enkaz altında ve yanında bir başına bırakan iktidar seçime doğru giderken en küçük bir itirazı bastırma amacında. Çıkan her çatlak sese karşı hukuk dışı yollara başvurdu. Halkın en anayasal haklarından olan hükümetin istifasını talep etmek marjinalleştirilmek istendi. Başta deprem bölgeleri olmak üzere ülkenin her yerinde yıkıma yol açan iktidar yarattığı baskı dalgasıyla tepkileri dindirmeye çalıştı. İktidarın 2002’den bu yana kurduğu düzen enkaz altında kaldı ve yeni bir ülke umudu deprem bölgelerinde dayanışmayla örüldü. Bu dayanışma da tıpkı bugün sokaklarda olduğu gibi iktidarın yarattığı düzenin karşısındaki en önemli tepkiydi.

Halktan korkan iktidarın deprem bölgesinde birçok protestoya hedef olmasının ardından ilk tepki statlardan yükseldi. Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarı iki stadyumu da ‘Hükümet istifa’ sloganıyla inletti. Hemen iktidarın küçük ortağı taraftarsız maçlar yapılmasını talep etti. Ancak tepki bununla da kalmadı. Sokaklara dökülen halk ‘hükümet istifa’ talebini yineledi. Bunun üzerine iktidar tüm gücüyle müdahale etmeye başladı. Stadyumlar taraftarsız, sokaklar siyasetsiz olsun diye her şeyi yaptı. Stadyumlarda istifa seslerini yükselten taraftarlar maçlardan men edildi. Haklarında soruşturmalar açıldı. Sokaklarda ‘hükümet istifa’ talebini dile getirenler işkenceye maruz bırakılarak, darbedilerek gözaltına alındı. Bu talebi dile getirenler iktidar yetkililer tarafından tehdit edildi, ‘hodri meydan’ denildi. Ancak nasıl ki deprem bölgelerinde ortaya konan dayanışma rejime başkaldırıysa bu da öyle. Sokaklar artık bu sloganla inleyecek.

***

Sosyalistler hedef tahtasında

Hükümet, son dönem sosyalist partilere yönelik baskılarını her geçen gün artırdı. Depremin ilk gününden bu yana dayanışmayı örgütleyen, halkın yaralarını sarmak için seferber olan sosyalist partiler, iktidarın başarısızlığını yüzüne vurdu. Kızılay ve AFAD gibi hükümet tarafından içi boşaltılan kurumların ortaya çıkan skandallarını protesto eden sosyalistler ülkenin pek çok noktasında eylemler düzenledi. Bu eylemlere sert müdahale eden polis çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

TKP: Depremin 10. gününde de polis TKP'nin yardım koordinasyon merkezini basıp 10 kişiyi gözaltına aldı. Parti daha sonra bu merkezi 'semt evi'ne dönüştürmüş ve yardım faaliyetini buradan yürütmüştü. 28 Şubat’ta ise TKP, Osmaniye'de depremzedelere yardımların koordine edildiği semt evini basan polisin, partilileri gözaltına aldığını duyurdu. Konuyla ilgili TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Osmaniye’de yine semt evimize müdahale, yine TKP üyelerine gözaltı. Orası dayanışmanın, halkın evidir, çekin elinizi. Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın" ifadelerinin kullanmıştı.

TİP: İstanbul’da Kızılay'ın Kadıköy şubesine yürümek isteyen Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyeleri İstanbul il örgütü binasından çıkar çıkmaz polis tarafından gözaltına alındı. 28 Şubat’ta gerçekleşen eylemde TİP İstanbul İl Başkanlığı’nda abluka sürerken Hatay Milletvekili Barış Atay ve İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın bina önünde yapmak istediği açıklamaya da polis müdahale etti. Türkiye İşçi Partisi’nin açıklamasında, "Polis, Kızılay önünde düzenleyeceğimiz basın açıklaması öncesinde İstanbul İl Örgütü binamızı abluka altına almaya çalışıyor. MYK, Parti Meclisi, il-ilçe yöneticilerimiz ile üyelerimiz ve depremzede gönüllülerimizden gözaltına alınanlar var. Halk düşmanı AKP ile hesaplaşacağız!" denildi.

Halkevleri: Hatay’da dayanışma gösteren kurumların bulunduğu Sevgi Parkı’nın boşaltılmak istenmesine karşı İstanbul’da Halkın dayanışması engellenemez" diyerek eylem yapmak isteyen ve Aralarında GYK ve MYK üyeleri ve Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Çelik'in de bulunduğu Halkevleri üyesi 8 kişi önceki gün polis müdahalesiyle gözaltına alındı. Ankara’da gerçekleşen eylemde de Protestoculara müdahale eden polis, aralarında Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk’ün de bulunduğu çok sayıda kişiyi gözaltına almıştı.

EHP: EHP İstanbul İl Örgütü, 27 Mart’ta Kızılay’ı protesto etmek için, Kadıköy’deki Kızılay Şube Müdürlüğü önüne siyah çelenk bıraktı.
“Hükümet istifa!” sloganları ile Kızılay binası önüne siyah çelenk bırakılan açıklamada EHP Merkez Komite (MK) Üyesi Özge Akman “Halkımıza bir çadırı bile çok görüp bu çadırları halka satan Kızılay ile hesaplaşacağız. Enkazların tepemize bir daha yıkılmasını beklemeyeceğiz” dedi. EHP’lilerin basın açıklamasına polis müdahale etti. MK Üyesi Özge Akman ile çok sayıda parti üyesi gözaltına alındı.

TÖP: Toplumsal Özgürlük Partisi Hatay İl Sözcüsü Hasan Özgün ve parti üyesi Pelin Songül Çiçek, erzak dağıtımı ve halk toplantısı yapmak için Geçtiğimiz hafta gittikleri Güzelburç köyünde gözaltına alındı.

Ayrıca Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin de Kadıköy’de yapmak istediği "Deprem değil rantçı düzeniniz öldürdü. Şimdi dayanışma zamanı" konulu basın açıklamasına polis müdahale etti. Aralarında Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'ni oluşturan kurumların yöneticileri ile sivil toplum kuruluşu üyelerinin de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.