MMO İstanbul Şubesi’nin hazırladığı “Su Yönetimine Genel Bakış Raporu”na göre yağmur suyu kanalizasyon hatlarının tamamlanması yaklaşık 78 yıl sürecek. İstanbul’da sellerin etkili olmasının nedeni ise çarpık kentleşme, dere yataklarının imara açılması ve sorunun çözümü için ayrılan kaynağın yetersizliği.

Bu hızla giderse 78 yıl sürecek

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi Kentleşme ve Yerel Yönetimler Komisyonu, “İstanbul-Su Yönetimine Genel Bakış 2020 Raporu”nu yayımlandı. Raporda, bu yılın mayıs ile haziran ayları arasında görülen seller incelendi. Raporda yer alan analizlerden hareketle, eksik olan yağmur drenaj kanallarının yapılması yaklaşık 78 yıl sürecek.

Ana eksenini İstanbul’un oluşturduğu raporda, sorunun kaynağının; imar afları, sonu gelmeyen dere ıslah çalışmaları, kamu kurumları arasında bölüştürülen yetkiler ve plansız kentleşme olduğu vurgulandı. Raporda yer alan analizlerden hareketle, eksik olan yağmur drenaj kanallarının yapılmasının, mevcut durumdaki inşa hızıyla nüfus artışı olmadığı durumunda yaklaşık 78 yıl süreceği belirtildi. Sorunun çözümü için yetersiz finans kaynağının aktarıldığının dikkat çekildiği raporda, özetle şu tespitlere yer verildi:

YETKİ KARMAŞASI GİDERİLSİN: İstanbul’un nüfus artışı olmadığı ve yeni yerleşim alanlarına yayılmadığının kabulü ile yağmur suyu kanalizasyon hatlarının tamamlanması bu hızla yaklaşık 78 yıl sürecektir. Mümkün olduğu takdirde İstanbul’da inşa edilmiş yağmur suyu hatlarının toplam uzunluğunu belirleyecek bir çalışma yapılmalıdır. İstanbul’da atık su kanalizasyonunun inşaat ve bakım sorumluluğu İSKİ’ye aittir. Buna karşılık, yağmur suyu inşaat ve bakımı ile ilgili sorumluluklar açıkça belirlenmemiştir. Bunun ana nedeni sorumlulukların İBB, İSKİ ve ilçe belediyeleri arasında dağıtılmış olmasıdır. Bu konuda başarılı olunabilmesi için yağmur suyu uzaklaştırma konusu İSKİ sorumluluğuna verilmeli. Yetkili kuruluşun kim olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır.

DERE YATAĞINDA YAPILAŞMA: Ülkemizde 50, 100, 500 yıllık şiddetli sağanak yağışlar özellikle büyük şehirlerdeki derelerde taşkın oluşturmakta ve meydana gelen seller hayatı olumsuz etkilemektedir. Bunun ana nedeni; çarpık kentleşme sonucunda şehirlerde bulunan dere yataklarında yapılaşma olması, dere kesitinin daraltılması, tekniğine aykırı dolgu yapımı, moloz, sanayi ve evsel atıkların atılması, kanalizasyon şebekesi döşenmesi ve ayrıca dere yataklarının veya hemen kenarlarının yol olarak kullanılması ile üzerlerinin kapatılmasıdır.

İMAR AFLARI SORUNU BÜYÜTTÜ: Türkiye kentleşme tarihi ise, gecekondulaşmayı ve kaçak yapılaşmayı beraberinde büyütmüş, kontrolsüz ve plansız gelişmenin plansız yapılaşmaya fırsat verdiği kimi “denetimsiz” dönemlerle gelişmiştir. Bu nedenle, her ne kadar imar kamu düzeni, düzenin kurulması, geliştirilmesi ve denetimi anlamına gelmekteyse de; bu düzene ve ruhsat kuralına aykırılıklar zaman zaman affedilmiştir. “İmar Affı” olarak bilinen bu kanunlarda imar mevzuatına aykırı yapılar hukukun içine “dahil” edilmiş; yasama yoluyla hukuka aykırılıkları ortadan kaldırılmıştır. Türkiye kentleşmesi, “imar afları” üzerine yükselmiştir.

DERDE DEVA OLUNMADI: İstanbul’da yaşanan su drenaj problemlerini çözmek için son 100 yıldır master planlar yapılmış, bir kısmı uygulanmış, artan nüfus ve çarpık kentleşme dolayısıyla eski planlar derde deva olmamış, planlar yenilenmiş fakat ihtiyaca tam olarak cevap verememiştir. Son yıllarda gecekondular değil, çok katlı rezidans, AVM, siteler gibi yoğun nüfusun olduğu yerler şehir plancılarının korkulu rüyası olmuştur. İlk aşamada ekonomik getirisi fazla olan fakat bir dönem sonra içinden çıkılmaz altyapı problemleri ortaya çıkartan bu yaklaşım terk edilmelidir. n Haber Merkezi