TEAM Direktörü Ulaş Tol, Millet İttifakı’nın seçimi ilk turda bitirmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Seçimin ikinci tura kalması halinde ise muhalefetin Meclis çoğunluğunu elde etmesinin şart olduğunu söylüyor. “Muhalefet yaraları sarma moduna geçince, depremin etkilerini iktidar aleyhine görmeye başladık” diyen Tol, ilk kez oy kullanacak gençlerin cepte görülmesinin yanlış olduğuna dikkat çekiyor.

Bu iş ilk turda bitmeli
Fotoğraf: Depo Photos

Mehmet Emin KURNAZ

Seçime haftalar kala iktidar ve muhalefet cephesinde saflar netleşti. İttifaklar belirgin hale gelirken ülke seçim atmosferine girdi. Ülkenin en yakıcı sorunları olan ekonomik kriz ve deprem gündeminin oy oranlarını nasıl etkileyeceği merak konusu. BirGün TV’ye konuk olan Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Direktörü Ulaş Tol ile kurulan ittifakları, ilk kez sandık başına gidecek gençlerin tercihlerini, depremin olası etkilerini, Meclis çoğunluğunu elde etmenin önemini konuştuk. Millet İttifakı’nın adayını belirleyip kampanyasını başlatmasının ardından oy oranının muhalefet lehine dengelendiğine vurgu yapan Tol, Meclis çoğunluğunun elde edilmesinin en az Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. Millet İttifakı’nın seçimi ilk turda bitirmesi gerektiğini söyleyen Tol, ikinci tura kalması halinde de Meclis çoğunluğunu alarak ikinci tura kalması gerektiğini belirtiyor.

Son dönemki anketlerde muhalefetin iktidara göre önde olduğu görülüyor. Sizin genel değerlendirmeleriniz nasıl?

Evet anketlerde Millet İttifakı’nın değilse de muhalefetin önde olduğu görülüyor, HDP ile birlikte çoğunluğu alabiliyorlar. Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı oylarını karşılaştırdığımızda uzun süre gözlemlediğimiz denge durumu ise devam ediyor. Geçen senenin ortalarına kadar düzenli olarak Cumhur İttifakı oy kaybetti, Millet İttifakı da oylarını arttırarak geldi. Mayıs-Haziran aylarında bu tepe noktalarına ulaştı. Bizim çalışmalarımızda yüzde 38’lere kadar geriledi. Daha sonra ocak ayına kadar Cumhur İttifakı bir toparlama dönemine girdi, Millet İttifakı da gerilemeye başlamıştı. Depremden sonra ve Millet İttifakı'nın adayını ve kampanyasını başlatmasından sonra da tekrar denge muhalefet lehine dönüştü diyebiliriz.

Deprem felaketinin seçmen davranışı üzerinde etkileri ne yönde?

Tür felaketlerin ve krizlerin yansımaları çok hızlı olmuyor aslında. Yani depremin ertesi haftasında iktidarın oyları bir anda düşmüyor. Hemen 10 gün sonra biz de yaptık bir çalışma. Oylar henüz değişmemişti örneğin. Ama bir ay sonra değişmeye başladı, biraz etkileri zaman alıyor belki, 16 ay sonra daha da fazla etki göreceğiz. Eğer o çerçeveyle, muhalefet sorumluluğun iktidar tarafında olduğunu iyi anlatabilir ise bu seçmeni etkiler. Deprem bölgesindeki seçmeni ise daha çok etkiler. Depremin yaşandığı dönem muhalefet biraz aktivist bir tepki verdi. İktidar ise “Burada fırsatçılık yapıyor” dedi. Muhalefet yaraları sarma moduna geçince de depremin etkilerini iktidar aleyhine görmeye başladık. Özellikle belediyelerin varlığı görülür oldu. Depremin ardından üstüne çok yakınlarda bir sel felaketi yaşandı. Üstüne deprem sonrası toparlanma döneminin sorunları hiç çözülmedi ve bunlar da görünür oldu ve etkileri her geçen gün artıyor.

Bölgeden yoğun bir göç olduğu da söyleniyor. Bunun bir etkisi olur mu?

Tabii orada bir sorun da bu depremde sadece evi yıkılanlar, hasar görenler göçmedi. Evleri iyi olsa bile önemli bir nüfus göçtü. Bu göçün bir kısmı geçici, bir kısmı kalıcı, sayıları çok paylaşmıyor kamuoyuyla yetkililer. O yüzden tam bilemiyoruz ama bu da bir faktör olacak seçimlerde. Ne kadarı oy kullanabilecek ne kadarı gittikleri yerde kullanacak ne kadarı dönüp kendi memleketlerinde oy kullanacak? Bunu bilmiyoruz. İkincisi de nasıl bir profil göçtü bunu da bilmiyoruz ya ilk akla gelen daha eğitimli ve gelir düzeyi yüksek olanların göçtüğü yönünde. Ama şunu da biliyoruz, hemşehrilik ağları vasıtasıyla özellikle daha yakın illere göçenlerin daha geleneksel ve AK Parti tabanından geniş bir kesimin olduğu. O yüzden otomatikman ‘bu işi iktidara yarar’ da diyemiyoruz.

Parlamento seçimleri de önemli. İttifaklar şekillendi, muhalefetin Meclis çoğunluğunu sağlaması için öncelikleri neler olmalı?

Bu önemli, biz çok uzun zamandır yani muhalefet tarafında hep cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesini tartıştık. Daha doğrusu gündem oraya kitlendi, bu konuyu ihmal ettik açıkçası. Halbuki hani parlamenter sisteme gitmek isteyen bir ittifakın parlamentoyu önemsemesi gerekir. En başta adaylıktan daha önemli bulunması gerekir. Şu bile çok konuşulmuyor, iyi bir milletvekili profiline ihtiyaç var mecliste. Aktif, çalışkan… Çünkü kolay olmayacak, seçim sonrası dönemde çok çalışması gerekecek Meclis’in. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimini almak için 50 + 1 yetiyor ama Meclis çoğunluğunu almak için 50 + 1 den çok daha azı yetiyor. Örnek verelim Cumhur İttifakı yüzde 45’in üstüne çıktığı durumda her senaryoda Meclis çoğunluğunu alıyor. Eğer Millet İttifakı illerde ortak liste çıkarmayı başaramazsa ki bu yeni sistem onu getiriyor, 2018’den farklılaştığı için yüzde 41 oy oranıyla bile Cumhur İttifakı Meclis çoğunluğunu alabiliyor. Bu seçim sistemimizin bir sonucu. Çünkü birçok ilde birinci olan partiye avantaj sağlıyor.

Ak Parti'de birçok ilde MHP ile birlikte girme ihtimali daha kuvvetli. Diyelim ki 2018’e göre önemli ölçüde, 20 puan oy kaybetmiş ama hala aynı o zamanki gibi milletvekili çıkarabiliyor. Bu yüzden de ortak listeyle girmek önemli hale geliyor. Yani 41 ile 45 arasındaki oy oranları senaryolara göre değişmekle birlikte Cumhur İttifakı'na yarıyor ki 6 partinin oluşturduğu bir ittifakın da ortak liste çıkarması çok zor. Hatta esas belirleyici olan CHP ve İYİP. O ikisinin de her yerde ortak çıkarmaları da zor o yüzden Cumhur İttifakı'nın 43 ün altına gerilemesi lazım ve saydığımız diğer meseleler var. Bu seçim güvenliği meselesi, göçmenler, yeni vatandaş olmuş seçmenleri bilmiyoruz, yurt dışı oylarını bilmiyoruz. Bunları da ekleyince rahat bir oy oranı gerekir dersek, iktidarın kırkın altına gerilemesi lazım. Öte yandan Meclis hala çok yetkili diyelim ki Meclis muhalefette olsaydı bütçeyi onaylanmazdı. O borçlanma konularında farklı bir tavır sergilenebilirdi. KHK’lerin iptal olması sağlanabilirdi. Bunları sürekli veto edemezdi. Hiçbir şey olmasa bunlar kamuoyunda sürekli tartışılır, bambaşka bir iklim olabilirdi. İkincisi de diyelim ki Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı aldı ve seçimler ikinci tura kaldı. İkinci tura bu moral ile girmesi kararsız seçmenlerin üzerinde yine bir etki yapma potansiyeline sahip. O yüzden mümkünse ilk turda işi bitirmeli Millet İttifakı, ikinci tura kalırsa da Meclis çoğunluğunu da alarak kalmalı.

***

GENÇLER İÇİN ÖZEL ÇALIŞMA ŞART

İlk kez oy kullanacak 5-6 milyon genç seçmen var. Bunların büyük çoğunluğunun iktidara mesafeli olduğu biliniyor. Genç seçmenin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet o civarda, yüzde 9-10 aralığında bir orana tekabül ediyor. Bu değerlendirmenin hem haklılık payı var hem de gözden kaçırılan şeyler var. Bu konuda bu yorumlarda bir kere hani gençlerin daha muhalif olduğu daha doğrusu daha iktidar karşıtı oldukları oransal olarak doğru. Ama Ak Parti’yi veya Cumhur İttifak��’nı toplamda destekleyen de hiç genç yok değil. Toplumun geneline göre orada durum daha iyi. Öncelikle bunu hatırda tutmak lazım. Mayıs ayı itibariyle 18 yaşını doldurmuş olanlarla 23 yaş arasındaki 5 yıllık dönemi söylüyoruz. O dönemdeki gençlerin muhalefet desteği daha yüksek. Orada birinci parti AK Parti değil ama çok düşük de değil oy oranı. İkincisi de kararsız oranı çok yüksek bu grupta. Yani diğer yaş gruplarında diyelim ki bir birim kararsız varsa burada 2 birim var. Yani genelde yüzde 20 çıktığı zamanlarda gençlerde yüzde 40 çıkıyordu. Buradaki kararsızların da iktidara daha yakın olmadığını biliyoruz ama mobilize edilip edilmeyeceğini henüz kestiremiyoruz. Yani sandığa gitmeyebilirler, gitse bile farklı oylar, fantezi oylar kullanabilirler. Bir yetişkin bir partiye oy verecekse ya da bir adaya oy verecekse boşa gideceğini düşündüğünde vermeyebilir. Ama gençler böyle düşünmeyebiliyor. O yüzden yeni seçmenin hala bir önemi var. O kesimin de böyle cepte görülmemesi gerekiyor. Oraya yönelik de özel kampanyalara ihtiyaç var. Yani bunu yapanların da etkili olduğunu son dönemdeki örnekleriyle görebiliyoruz.

Ulaş TolUlaş Tol