Bu toprakların Homeros’u


BERİL ERBİL

Bir yazarın edebiyatını onun yaşantısından ayrı düşünemeyiz. Yazarın yaşadıkları, gördüğü hayatlar, tanık olduğu olaylar karşısında hissettikleri ve sorguladıkları, ilmek ilmek örer onun edebiyatını. Bu sebeple bir yazarı okurken onun yaşantısına hâkim olmak, yazdığı eserleri daha iyi anlamamıza fayda sağlar.

Gerekli Kitaplar Ocak 2019'da yola çıktığında, bir yayınevi olarak önemli kişilerin yaptıkları ve yapıtları ile hayatları arasındaki bağın önemini vurgulayarak edebiyatımızda biyografi alanındaki eksikliği tamamlamak için kitap kataloğunu zenginleştireceğini açıklamıştı.

Yayınevinin kitaplarından elime yakın zamanda ulaşan bir tanesi Meral Saklıyan’ın kaleme aldığı Yaşar Kemal biyografisi oldu: “Çukurova’dan Dünyaya”
Meral Saklıyan, tıp eğitiminin ardından Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro oyunculuğu ve metin yazarlığı alanında dört yıl eğitim almış, öyküleri çeşitli edebiyat dergilerinde ve internet sitelerinde yayımlanan bir yazar ve bu çalışma Saklıyan’ın ilk kitabı.

Emre Sönmez’e ait Yaşar Kemal illüstrasyonu kitabın kapağını süslüyor. Kapağı çevirdiğiniz gibi Yaşar Kemal edebiyatının bir özetini kendisinden bir alıntıda okumanız mümkün: “Bir yanım toplum, bir yanım doğa, bir yanım da insan değerlerine dayalı olsun istedim.”

Meral Saklıyan Yaşar Kemal’i bu toprakların Homeros’u şeklinde tanımlayarak başlamış biyografiyi yazmaya. Yaşar Kemal’in çocukluğunu ve yaşantısını edebiyatına da bağlayarak devam etmiş anlatmaya. Anlatısını bazen Yaşar Kemal’den bazen farklı kaynaklardan alıntılarla desteklemiş.
İlk sayfalarda Yaşar Kemal’in trajedilerle dolu çocukluğunu anlatmış; babasının öldürülmesi, annesinin töre gereği amcasıyla evlendirilmesi, yaşadığı köyde tek Kürt ailenin çocuğu olması, babasının katili peşindeki amcasının tüm serveti bu uğurda yemesi, Yaşar Kemal 8 yaşındayken köyün en fakir ailelerinden birinin çocuğu olması…

Çocukluk ve okul yılları, ilk yazıları ve etkilendiği yazarlar ile devam etmiş Saklıyan yaşam öyküsünü anlatmaya. Burada dilimize kazandırdığı sözcüklerden, askerlik döneminden, Arif Dino, Abidin Dino ve Orhan Kemal’le tanışmasından da bahsetmiş. Arif Dino’nun onu Don Quijote ile tanıştırdığı ve Goriot Baba’nın Orhan Kemal’le dostluklarını başlatan kitap olduğu ayrıntılarına yer vermiş. Ardından da TİP ile tanışma, hapishane günleri ve Cumhuriyet gazetesine giriş sürecini anlatmış.

Buradan sonra Yaşar Kemal’in ürettiği türler ve bu türlerdeki çizgisi ve edebiyat anlayışı üzerinde durmuş Saklıyan. Marshall Yardımı ile Türkiye’nin 1950’lerdeki halinden bahsetmiş ve bunu özellikle Hüyükteki Nar Ağacı romanıyla birleştirmiş.

Röportajlarıyla birlikte yarattığı farktan söz ederken de okuru Yaşar Kemal’in edebiyatında daha çok gezindirmeye başlamış, türlerle ilişkisi ve yazdığı konular üzerinde durmuş. Yaşar Kemal’in ürettiği edebi türlere yönelik -bazen biyografinin akışını bozduğunu düşünsem de- ansiklopedik bilgiler vermeyi de ihmal etmemiş.

Yaşar Kemal ve Türkçe, Yaşar Kemal’i Yaşar Kemal Yapan Özellikler, Yaşar Kemal’in İstanbul’u gibi bölüm başlıklarıyla devam eden biyografide; dünya kültürünü “Bin bir çiçekli kültür bahçesi” olarak tanımlayan Yaşar Kemal’in Kürtler ve Kürt sorununa bakışına da değinilmiş; Yaşar Kemal’in romanlarındaki objektif bakış açısına ve toplumsal gerçekçi üslubuna vurgu yapılmış.

Saklıyan biyografiyi Yaşar Kemal’in kronolojik yaşam öyküsüyle noktalamış, kaynakçayla da detaylı okumalara davet etmiş okuru.

Yaşar Kemal, edebiyatımızın en büyük yazarlarından biri olarak politik kişiliğiyle de ön plandaydı. Hatta bu yönünü detaylı olarak Aydın Orak’ın Yaşar Kemal Efsanesi belgeselinde izlemiştik. Meral Saklıyan bu alana dokunmadan ana hatlarıyla Yaşar Kemal’in hayatını ve edebiyatını anlatmayı seçmiş. Dolayısıyla Yaşar Kemal’i okumaya bu biyografiyle başlayıp üstüne daha detaylı okumalar yapmayı tercih edebilirsiniz.