Musa Anter’in katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçerken “Bu ülke bana babamı borçlu” diyen Rahşan Anter’in babasını anlattığı ‘Reşê’ isimli kitap okurla buluştu. Anter’in “Parçalanmış bir aileydik” sözü her şeyi özetliyor.

Bu ülke bana babamı borçlu

Berkay SAĞOL

Bugün 20 Eylül… Gazeteci-yazar Musa Anter’in Diyarbakır’da katledilmesinin 30’uncu yılı… Anter cinayeti davası, tüm delillere rağmen karara bağlanmadan, zamanaşımına uğratılmak isteniyor. Cinayetle ilgili dosyanın da birleştirildiği JİTEM Ana davasının duruşması yarın Ankara’da görülecek.

“Ape Musa” adıyla da tanınan Musa Anter’in ölümünün 30’uncu yılında gazeteci Hatice Kamer’in Anter’in kızı Rahşan Anter Yorozlu ile gerçekleştirdiği sohbetlerin ardından “Reşê–Kızının Gözünden Musa Anter” isimli kitap okurla buluştu. Babasının “Reşê” diye seslendiği Rahşan Anter Yorozlu, kitapta bir yandan babasının diğer yandan da kendi hikâyesini anlatıyor. Kitap, hem kısa bir ülke tarihi sunuyor hem de Anter ailesinin bilinmeyen yanlarına değiniyor. “Bu ülke bana babamı borçlu” diyen Rahşan Anter Yorozlu ile Hatice Kamer, kitabın öyküsünü ve “Ape Musa”yı BirGün’e anlattı.

KAYDEDİLMESİ GEREK

Diyarbakır’dan İzmir’e çok sık gidip geldiğini aktaran Hatice Kamer, bu zaman zarfında sık sık Rahşan Anter Yorozlu ile görüştüğünü söylüyor. Kitabın hazırlanmasının üç yıl kadar sürdüğünü belirten Kamer, “Bir araya geldiğimizde Rahşan Teyze babasıyla yaşadıklarını anlatırdı” diyor ve ekliyor: “Aslında belgesel yapmayı istiyordum fakat bu konunun kitaplaştırılmasının daha iyi olacağını düşündüm. Birçok yeni bilgiyi, okuyucular gibi ben de Rahşan Teyze’den öğrendim. Bunların kaydedilmesi gerekiyordu.”

Hatice Kamer, Anter’in iki oğlu olduğunu anımsatıyor, “Fakat ben daha çok kızıyla ilişkisini merak ediyordum” ifadesini kullanıyor. Hemen devamında da Anter’in annesinin muhtar olduğunu aktarıyor: “Bu beni çok etkiledi. Aslında çok güçlü bir kadın karaktermiş. Türkiye’de devletle arasında bir dil engeli olan birisinin ve okuma-yazma bilmeyen birisinin ilk kadın muhtar olması çok etkileyici.”

REŞÊ KIZININ GÖZÜNDEN MUSA ANTER, Hatice Kamer, İletişim YayınlarıREŞÊ KIZININ GÖZÜNDEN MUSA ANTER, Hatice Kamer, İletişim Yayınları

TUTUKLAMANIN BAHANESİ

Gazeteci Hatice Kamer, Anter’in yaşamına da değiniyor. Musa Anter’in ‘bağımsız milletvekili’ olarak aday olduğu seçimlerin ardından tutuklandığının altını çizerek, şunları söylüyor: “Musa Anter, gazetelere yazı yazmaya başladığı tarihten itibaren istihbaratın gözüne takılıyor. Anter’in seçimlerden sonra, tek başına bir sürü oy alması da bir etken. Kürtçe propaganda yapmak gibi bir gerekçeyle gözaltına alındı. İçeri almak için o dönemde herkese bahane üretildiği için, bahaneleri bu olmuş. Kürtçe şiir yazıyor olması çok ciddi bir risk zaten. Fakat Musa Anter karakter olarak çekinmeden kendisini ifade eden birisiymiş. Musa Anter’in yazılarına dönüp baktığımızda hâlâ günümüzde aynı şeylerin yaşanıyor olması büyük bir trajedi.”

Kızı Rahşan Anter Yorozlu ise sözlerine, ailesindeki her kadının oldukça güçlü karakterde olduğuna vurgu yaparak başlıyor. Hemen sonrasında da “Bazı şeyler herhalde yaşanmışlıklarla alakalı” diyor. Rahşan Anter Yorozlu, şunları dile getiriyor: “Zaten ataerkil toplumda aşırı sorumluluğu olan kadınların yükleri ve kendileri görünür olamaz. Biz ataerkil bir aile değiliz; ne anne tarafından ne de baba tarafından. Göçler, sürgünler gibi durumlardan dolayı çok çekmiş oldukları için, bu süreçte ayakta kalmayı ve kültürün önemli olduğunu anlamışlar. Anneannem mesela Cumhuriyet’in ilk muallimlerinden ‘Çapa Muallim’ denilen okuldan mezun. Babaannem de öyledir; babamın okumasını istemiş. Dedemin babamı okutmasının sebebi de, ‘Oğlum bizden ne istiyorlar, altın mı, vergi mi’ diyerek başlamış. Ama babam sınır tanımamış tabii ki.”

Rahşan Anter YorozluRahşan Anter Yorozlu

AİLESİNE DÜŞKÜNDÜ

Rahşan Anter Yorozlu, babasının ‘aile’ kavramını çok sevdiğini aktarıyor: “Hep beraber oturmaya bayılırdı. Ne zaman geleceği belli olmadığından, geldiği zaman aile kavramına o kadar açtı ki, elinden geldiği kadar bizi şımartırdı. Hiçbir şeyimize kızmaz, bizi kısıtlamazdı. Fakat mümkün olduğu kadar evinde geçirmek isterdi zamanını. Ne zaman tekrar alınacağı belli olmadığı için, ekonomik sıkıntılar çekmemek adına, annemin memur maaşıyla geçinmeye çalıştık. Her an gidebilir endişesiyle babamla çok kaliteli ve yoğun duygular içeren şeyler yaşadım.” Rahşan Anter Yorozlu, sözlerinin devamında, “Dağılmış ve parçalanmış bir aileydik” ifadesini kullanıyor: “Musa Anter’in kızı olmak, çok kalabalık bir ailede, çok daha farklı sorunlarla uğraşılırken çocukların düşünülmemesine dönüştü. Annem çok dominant bir yapıya sahipti. Daha sonra konuştuğumda Annem ‘Kızım babanız hapiste, ben çalışıyorum. Oturduğumuz yer belli. Ben siz kaybolmayın diye bunu yaptım’ dedi. Okulda da öğretmenlerimin beni aşağılaması, gittikçe beni okuldan uzaklaştırdı. Türkiye’de üniversite okumadım. İsveç’e gitmek bana iyi geldi. Ayağımın üzerinde durmayı öğrendim.”

***

YAŞAMIMIZ ASLINDA ÖDENMİŞ BİR BEDEL

Rahşan Anter Yorozlu, ailesine dair bir anekdotu şöyle anlatıyor: “Mardin’de ilk defa yılın futbolcusu seçilen kişi Dicle Anter’dir. Hatta babamın bir serzenişi vardır, futbolla ilgili. Maçta kardeşim Dicle’nin yaptığı bir hareketle herkes coşuyor, Dicle’nin ismini söylüyor. Babam da ‘Ya ben Musa Anter’im ama herkes Dicle Anter’in ismini söylüyor. Kimse beni takmadı, çok bozuldum’ diyor. Böyle komik bir anımız da vardır. İki kardeşim de futbolda çok iyiydi. Fenerbahçe’den istendiler fakat Türkiye’de kalamadılar. Kalsalardı, her şey çok daha farklı olabilirdi belki de. Bu aslında ödenmiş büyük bir bedel.”

***

ANTER’İN KATLEDİLDİĞİ YERDE ANMA TÖRENİ

Musa Anter, Kültür ve Sanat Festivali için geldiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde bir sokak ortasında 4 kurşunla vurularak öldürüldü. Anter bugün katledildiği Diyarbakır Cumhuriyet Mahallesi’nde anılacak. Ardından Anter’in Mardin’in Nusaybin ilçesindeki mezarı başında da anma töreni düzenlenecek.

Anter cinayeti, uzun yıllar ‘faili meçhul’ kaldı. AİHM, bu nedenle Türkiye’yi 2006’da mahkûm etti ve Anter ailesine 28 bin 500 avro tazminat ödenmesine karar verdi. 2013 yılında dava açıldı. İddianameye göre, Musa Anter cinayeti, JİTEM’in bir cinayetiydi. Dava Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2013’te başladı. Mahkeme, 2014 yılında Anter davasıyla JİTEM Ana davasının birleştirilmesine karar verdi. Dosya daha sonra güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Davanın 36’ncı duruşması geçen hafta Ankara’da görüldü. Bir sonraki duruşma cinayetin zamanaşımı tarihinin başladığı 21 Eylül’e yani yarına ertelendi.