İstanbul Kent Sempozyumu’nda konuşan TMMOB Başkanı Emin Koramaz, “Bu ülke sahipsiz değildir. Gezi’ye sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

Bu ülke sahipsiz değil

HABER MERKEZİ 

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından, 'Kent ve Demokrasi' temasıyla düzenlenen '5. İstanbul Kent Sempozyumu dün Harbiye Askeri Müzesi'nde başladı. Sempozyumun açılışında konuşan, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “Bu ülke sahipsiz değildir. Gezi bu ülkenin yarınlarına sahip çıkan milyonların sesidir. Dün olduğu gibi bugün de TMMOB ile bağlı odaları olarak mesleki ve teknik bilgilerimizi halkımızın yararına kullanmaya devam edeceğiz. Gezi’ye sahip çıkmaya devam edeceğiz. Buradan tüm demokrasi güçlerine sesleniyorum. Bu seçimde bir araya gelmeli, güçleri birleştirmeli, yaşam alanlarımızı ve kentlerimizi korumalıyız” dedi. 

Koramaz’ın ardından kürsüye çıkan ve zaman zaman İstanbul’a muhafızlık etmek durumunda kaldıklarını da belirten İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bazen bazı kamu birimleri kamunun değil de birkaç kişinin konumunu kollamayı kendine ilke ediniyorlar. Üsküdar'da tarihi Kuşkonmaz Cami’nin hemen yanında bir virüs gibi orayı kaplamış bir kafeteryayı üç senedir yıkamıyoruz. Yani bir bölümünü yıkarken 200-250 polisimizi oraya diken anlayışla dahi mücadele ediyoruz. Bir bölümünü yıktık, bir bölümü duruyor. Daha acısını söyleyeyim. Biz burayı yıkmaya çalışırken, oraya işlem yapmaya gayret ederken sürekli yargı yoluyla nasıl engellendiğimizi; daha da ileri gideyim o yargı yoluyla engellendiğimiz dönemde İstanbul'u yönetmeye talip olduğunu duyduğumuz bir kısım arkadaşlar, bakanlıkta boğazın dibindeki bir yere planla, imarlı hale getirme çabasını dahi yaşadık. Bir büfenin olduğu yer. Bu nasıl bir bakış açısıdır” diye konuştu. 

Sempozyumda Gezi davası 2019-2022 yılları arasında İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı görevinde bulunan Tayfun Kahraman’ın mektubu da okundu. Kahraman şu satırları kaleme aldı: “Yıllardır meslek odaları ve meslek insanları ile korunması için mücadele ettiğimiz İstanbul, bugün iktidarın yürüdüğü sistematik rant ekonomisi nedeniyle kötü bir sona doğru ilerliyor. Bilimin, şehircilik ve ilke sahasının askıya alındığı, görmezden gelindiği, kamu yararı için değil, belirli sermaye grupları için harcandığı bir ortamda İstanbul'un kentsel problemleri de içinden çıkılmaz bir hale geldi. Bu tabloda İstanbul gün geçtikçe kronikleşen problemler ile geleceğe dair kararlı bir tablo ortaya koysa da bu durumu değiştirme görevi biz meslek insanlarını düşünmektedir. Zorlu ve karmaşık bir görev olmasına karşın bunu başaracak kadrolu birikim TMMOB’de fazlasıyla bulunmaktadır.”